logo

10 Kasım 2018

Gizli misyon


Taha Kılınç
t.kilinc@gmail.com

Benyamin Blumberg adlı 40’lı yaşlardaki bir adam, Tel Aviv’in merkezindeki Carlebach Caddesi üzerinde bulunan üç katlı bir binada, içinde neredeyse hiçbir mobilya ve eşya bulunmayan ofisini açtığında, tarihler 1963’ü gösteriyordu. İsrail’in en büyük gazetelerinden Maariv’in yönetim binası, ofisten birkaç blok ötedeydi. Blumberg’in, bu merkezî noktayı özellikle seçtiği anlaşılıyordu. Ofisine bazı günler erkenden gelip geceye kadar çalışıyor, bazı haftalarda ise ofis tamamen kapalı kalıyordu. Blumberg’in ne işle meşgul olduğu ve bu ofisin hangi amaçla kullanıldığı, 2005 yılına kadar gizli kalacaktı. O yıl, İsrail’in yine büyük gazetelerinden Haaretz’te Yossi Melman imzasıyla yayımlanan ayrıntılı bir portre, Blumberg’in ofisinin, İsrail tarihinin en gizli-kapaklı bazı operasyonlarının üssü olarak kullanıldığını ortaya çıkaracaktı.

1923’te Tel Aviv yakınlarındaki Mikve Yisrail’de dünyaya gelen Benyamin Blumberg, gençliğinden itibaren Siyonist örgütlenmenin içinde bulunmuştu. İsrail’in kuruluşundan sonra, ilk Başbakan David Ben Gurion’un yakın ekibinde yer alan Blumberg, 1950’lerin ikinci yarısında, Ben Gurion’dan bir talimat almıştı: İsrail’in nükleer altyapısını hazırlamak ve bunun için gereken malzemeyi temin etmek. Blumberg, gölgede kaldığı uzun yılların ardından, 2012’de verdiği bir röportajda “Ben Gurion’a hayır demek mümkün değildi” diyecekti.
Yine Ben Gurion’un işaretiyle, çalışmakta olduğu İsrail Savunma Bakanlığı’ndan ayrılarak gizli bir iç istihbarat örgütünün (LAKAM) başına geçen Blumberg’in Carlebach Caddesi’nde açtığı ofis, işte bu örgütün yönetim ve operasyon merkeziydi. Bu çerçevede, Belçika ve Almanya üzerinden gizlice İsrail’e sokulan uranyum ve diğer stratejik materyaller, İsrail’in nükleer programının da temelini oluşturacaktı.

O dönemde ABD, İngiltere ve Fransa, İsrail’in nükleer programına kesin bir şekilde karşı çıktığından, Blumberg ve adamları, dünyanın farklı ülkelerinden uranyum temini için zemin yoklamaya giriştiler. Bu çerçevede, bağlantılarını kullanması için yardım rica ettikleri isimler arasında, 1914 Kudüs doğumlu zengin işadamı Eliyahu Sakharov da vardı. İsrail’in kurulduğu süreçte, Stalin’in özel izniyle Çekoslovakya’dan Alman yapımı savaş uçakları ve silah temin eden Sakharov, daha sonra mafya babaları ve gangsterler üzerinden ABD, Meksika ve Latin Amerika ülkelerinden satın aldığı silahları, gizlice İsrail’e sevk etmişti.

Eliyahu Sakharov, LAKAM’dan aldığı yeni talimat üzerine, bu defa sürpriz bir bağlantıyı devreye soktu: Savaştan yakasını kurtarmayı başarmış eski bir Nazi subayıyla ittifak kurdu. Aynı zamanda savaş pilotu da olan Herbert Schulzen adlı bu adam, Batı Almanya’nın Wiesbaden şehrinde kurulu “Asmara Kimya” isimli bir firmanın yöneticilerindendi. İkinci Dünya Savaşı sırasında Danimarka’ya düzenlenen bir askeri harekât sırasında geçirdiği uçak kazasından yaralı olarak kurtulan ve o tarihte hâlâ yaralarının izlerini taşıyan Schulzen, Sakharov’un referansıyla Mossad’a takdim edildi, ardından Tel Aviv’e gelerek haftalar boyunca kaldı. İsraillilerin açıktan “Nazi pilot” adıyla çağırdığı Schulzen’i neden tercih ettikleri sorulduğunda, İsrailli bir istihbaratçı şöyle diyecekti daha sonra: “Bazı Naziler bize sempati duyuyordu, bazıları ise sırf para için bize yanaştı. Her ne olursa olsun, Almanların Yahudilere karşı duyduğu derin suçluluk duygusundan sonuna kadar faydalandık. Bunun avantajlarını da gördük”.

1968’in kasım ayında, Herbert Schulzen’in bizzat tasarladığı ve içinde yer aldığı bir planla, Belçika’nın Anvers (Antwerp) limanından Liberya bandıralı bir gemiye yüklenen 200 ton doğal uranyum, resmi belgelere göre Almanya’daki bir kimya şirketine aitti. İtalya’nın Cenova kentine bırakılması öngörülen yük, bunun yerine Akdeniz’i boydan boya kat ederek İsrail’in Hayfa limanına ulaştırıldı. İsrail’in ünlü Dimona Nükleer Araştırma Tesisi ve Santrali’nin temeli, işte bu gizli operasyonla atıldı.

Blumberg-Sakharov ikilisi, bundan başka uluslararası operasyonlara da imza attılar. Atlantik Okyanusu’nda gizlice sürdürülen nükleer denemelerle, nükleer bomba imal edebilmek için ABD’den İsrail’e materyal transferi, bu operasyonların en ünlüsüydü. Çoğu defa Mossad’ın bile bilgisi dışında sürdürülen bu türden faaliyetler, Washington-Tel Aviv ilişkilerini öylesine gerginleştirdi ki, LAKAM nihayet lağvedildi, Blumberg de -2000’li yıllarda sürpriz biçimde ortaya çıkana kadar- kendi gölgeliğine çekildi.

Benyamin Blumberg 30 Ağustos 2018’de 95 yaşında, Eliyahu Sakharov ise geçtiğimiz hafta 104 yaşında hayatını kaybetti. Her ikisi de, uzun ve hareketli yaşamlarında planlayıp gerçekleştirdikleri onlarca gizli misyonu, kendileriyle birlikte mezara götürdüler. Faaliyetleri hakkında kamuoyunun bildiği şeyler, buzdağının yalnızca görünen kısmını oluşturuyor bugün.

İsrail tarihinin bu iki ilginç gizli aktörünün bize hatırlattığı bir şey de şu: Ortadoğu’nun karanlık koridorlarında, hiç ummadığınız kişileri ve çevreleri el ele bulabilirsiniz. İsrail’in nükleer çalışmalarının temelini atmaya bir Nazi subayı yardımcı olduysa, gerisini varın siz düşünün.

(KARAR)

Etiketler:
Share
326 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...