logo

15 Haziran 2019

Gelecek nesillerin yargılayacağı günler


Mustafa Karaalioğlu
m.karaalioglu@gmail.com

Tekrar edilen İstanbul seçimi gösterdi ki bir vesileyle peşpeşe iki seçim daha yapacak olsa ülkede birbirine saygısı olan kimse kalmayacak. Saygı, empati veya bir arada yaşamanın basit ve üzerinde anlaşıldığını varsaydığımız kuralları şöyle dursun sadece siyaset adına sınır tanımayan anlayış toplumu değersizleştiriyor. Böyle yapmakla toplum siyasallaşmıyor, bilakis siyaset kontrolsüz bir rekabetin aracı haline geliyor.

İyiye gidiş değildir bu…

Ülkenin toplam kalitesini azaltan, insanların birbirine güvenini yok eden ve en nihayet herkese birden kaybettiren bir sarmala mahkum olmuş savruluyoruz. En doğru sözle yalanın ve çarpıtmanın aynı kıymette olduğu bir düzen düzen değildir. Yahut da sesi gür çıkanın bütün fikirleri bastırıp yıldırdığı bir düzen…

***

Milli, manevi, kutsal cümle değerlerin araç haline geldiği, yapanın yanına kâr kaldığı bir zamana geldik dayandık, kurtulamıyoruz. Her kesim miras addettiği bir değeri sloganlaştırmış; ne başkasını yanaştırıyor ne hakkını veriyor. İşine yararsa sloganı haykırıyor, yaramazsa yeni slogan buluyor.

Böyle bir tabloda ortak dayanışmadan ve kederde tasada kıvançta birlikte olmaktan bahsedilebilir. Ortak duygulara dair sözlerin hepsi palavradır… Menfaat zamanı, ödül vakti kural tanımaz iştahını açık edenler kavgasız zamanlarda birlik beraberlik edebiyatıyla ancak kendilerini kandırırlar. Gerçi kavgasız zaman da kalmadı ya…

Bir ülkeyi güçlü kılan şey, herkesi bağlayan ve herkes için geçerli olan değerlerin varlığıdır. Rekabet arttığında da azaldığında da hakka, hukuka riayet şarttır, doğruluktan ayrılmamak zarurettir. Şartlar zor da olsa kolay da olsa hakikatten başka sığınak aramak insanı da toplumu da değersizleştirir.

Ne yazık ki sadece demokrasiyi, hukuku, seçimi, usulü, teamülü feda etmek değil; bunları feda ettiğimiz için teknolojiyi, eğitimi, kültürü, akademiyi, özgür düşünceyi de hayattan kovan bir dönemi yaşıyoruz. Bugün de gelecekte de daha azına razı olmayı mukadder hale getiren bir verimsizlik hali içindeyiz. Ülke için pekala mümkün olan daha fazlasını, basit hırslara ve gündelik hesaplara tercih ediyoruz.

Hem vatan-millet edebiyatı için ses yükseltiyoruz hem de vatan-millet için elini taşın altına koymak isteyene had bildiriyoruz.

Hem dünyanın kendimizden ibaret olduğunu zannediyoruz hem de aynı dünyanın işi gücü bırakıp bizimle uğraştığına inanıyoruz. Buna inanmayanı da hain ilan ediyoruz.

Dost kazanıp düşman azaltmayı unuttuk; kendi insanımızın dostluğunu da cömertçe heba ediyoruz.

***

Gelecekte bir gün, bugünlere dönüp bakıldığında hayırla yad edilmeyecek günler yaşıyoruz. Değerlerini körelten, hukuku, ahlakı, empatiyi, hoşgörüyü tanınmaz hale getiren menfaat uğruna hakikati yok sayan bir nesil olarak yaftalanacağız. İtibarlı bir ülke olmak imkanını küçük menfaatler uğruna heba eden hovarda bir nesil…

(KARAR)

Etiketler:
Share
237 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...