logo

25 Ekim 2018

Evet ama yetmez


Hakan Albayrak
h.albayrak@gmail.com

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti, son senelerde “yerlilik-millilik” ve “beka” vurgularıyla beraber “Atatürk” vurgusunu da artırdı.

İktidarın yarı resmi yayın organlarında bunlar aynı bağlamda zikrediliyor.

Mesela, “Atatürk” zamanında CHP’nin ne kadar “yerli ve milli” bir parti olduğu anlatılarak, iktidarın yerlilik-millilik anlayışının “Atatürkçülük” ile özdeşleştiği ve dolayısıyla iktidarın milli bekayı “Atatürkçülük” ile kaim gördüğü intibaı uyandırılıyor.

Aynı medyada -“Atatürk” karşıtlığını da ifade eden- “İslamcılığın” hedef tahtasına oturtulması, bu intibaı kuvvetlendiriyor.

MHP ile ittifakın AK Parti’yi milliyetçi ve hatta ulusalcı bir havaya büründürdüğü, en azından milliyetçiliğe ve hatta ulusalcılığa açık hale getirdiği yönünde yaygın bir kanaat de var.

Hatta, Bozkurt Efsanesine bir atıf olan ve dolayısıyla düpedüz ırk temelli bir Türklük anlayışını ifade eden bozkurt işareti, MHP’nin AK Parti’ye eklemlenmesi ile beraber mevcut iktidarın ve dahî devletin bir sembolü gibi algılanmaya başladı.

Koyu milliyetçi ve “Atatürkçü” cereyana direnmek, eski Türkiye’de olduğu gibi kolayca “ihanet”le yaftalanabilir hale geldi.

Bunlara, ‘tartışmalı’ kararların yargıda -yine eski Türkiye’de olduğu gibi- adeta kural haline gelecek kadar çoğaldığı vakıasına da ekleyelim.

Bütün bunlar, Danıştay 8. Dairesi’nin Kemalist “öğrenci andı” ile ilgili kararını mümkün kılan atmosferi oluşturdu.

***

Erdoğan’ın evvelki gün AK Partili milletvekillerine hitaben yaptığı konuşmada o Danıştay kararını sertçe eleştirmesi ve Kemalist “öğrenci andı”nı yerin dibine batırması (Hay Allah razı olsun) sürur verici olmakla beraber, söz konusu atmosferi değiştirmeye kafi gelmeyecektir.

MHP ile ittifakın sona ermesi veya mahalli seçim sürecinde askıya alınması da bunu temine yetmez (ama yardımcı olabilir).

AK Parti, Kemalist paradigmayla çatır çatır hesaplaşarak ve şovenizmi ayak altına alarak, resmî ideolojiye en aykırı görüşlerin bile korkusuzca ifade edilebildiği ve esenlik içinde tartışılabildiği bir hürriyet ve hukuk ortamını büyük ölçüde tesis ederek, bunu tabanına ve ötesine benimsetmeyi başararak Türkiye’nin ufkunu aydınlatan bir partiydi; Erdoğan, o siyasi ve toplumsal iklimi geri getirmeye matuf bir siyaset, strateji, söylem ve tavır değişikliğine gitmeli, AK Parti’yi ve elindeki medya gücünü de bu yolda seferber etmeli.

O siyasi ve toplumsal iklim geri getirilemezse, Türkiye ile beraber Erdoğan/AK Parti iktidarının da ufku kararacaktır; çünkü, eski Türkiye’nin –bazı yüzeysel değişikliklerle- yeniden üretilmesine hizmet eden mevcut atmosfer, bu iktidarın ‘kullanmaya’ çalıştığı şeylerin asıl sahiplerini ihya eder.

(KARAR)

Etiketler:
Share
389 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...