logo

Ergenekoncular ile FETÖ’cüler birlikte yargılansın!


Ali İhsan Karahasanoğlu
a.karahasanoglu@gmail.com

Bir dönem geldi..

“Olmaz” denilenler oldu..

Devletin içindeki “derin yapı” hesaba çekildi..

Ergenekoncular yargılandı.. Ergenekoncular ile birlikte Balyozcular, hakim önüne çıktı..

Sonra..

Devir değişti..

Tarih tekerrür etti..

“Olmaz” denilenler, tekrar oldu..

Bu sefer de..

Ergenekoncular-Balyozcular serbest bırakılıp.. Ergenekoncuları ve Balyozcuları yargılayan hakimler yargılanmaya başlandı..

Benim önerim ise..

Hepsinin, aynı davada yargılanmaları..

Ergenekoncular da.. Balyozcular da.. Onları yargılayan FETÖ’cüler de..

Hep birlikte geçsinler sanık sandalyelerine..

Aynı dava kapsamında hesap versinler..

Yıllar içinde yaşanan cinayetlerin hesabını versinler..

Aksi takdirde..

İlk aşamada büyük tantanalarla tutuklanan, hatta büyük çoğunluğu mahkum olan Ergenekoncular-Balyozcular sorumluluktan sıyrıldılar..

Korkarım ki..

Şimdi de, yargılamaları hızla süren FETÖ’cüler bu işten sıyrılırlar..

Sonuçta da bir bakarız ki..

İşlenen cinayetlerin, hukuksuzlukların failleri, cezasız kalmış!..

Aynen..

Cinayetten sorumlu olanları yargılarken..

Şüphelileri ayrı ayrı yargılamaya kalkarsanız..

Bir dosyada yargılananlar, kendilerini pir-ü pak gösterirler..

Sanırsınız ki, diğer dosyadaki sanıklar faildir..

Ama bir bakarsınız.

Onlar da beraat etmişler.

Maktul ile baş başa kalırsınız.

“Peki bu cinayeti/cinayetleri kim işledi?”

¥

Ergenekon ve Balyoz davalarında hakimlik yapan FETÖ’cülerin, Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nde başlayan dünkü duruşmasında, sanıklarla müştekiler tartışmış..

Sanıklar kim?

Ergenekoncuları yargılayan FETÖ’cü hakimler..

Müştekiler kim?

Ergenekon-Balyoz davasının sanıkları..

Oysa, müşteki bölümünde oturanlarla sanık bölümünde oturanların hepsini birbirine katın..

Oturtun sanık sandalyelerine..

Sorun, “derin devlet” operasyonlarının tamamının hesabını..

Mesela mı?

Dünkü duruşmada, “Bu ülkede Öcalan’ı bir ağırlaştırılmış müebbetle yargılarken, benim gibi bir Türk subayını iki ağırlaştırılmış müebbetle yargıladılar. Karşımızda eski hakim ve savcı değil, bir suç örgütü bulunmaktadır. Kararı bile Word ortamında vermediler, çünkü başka yerde hazırlandığı ortaya çıkacaktı” çıkışı ile kendisini gösteren emekli albay İlker Ziya Göktaş..

Masum olduğunu söylüyor, emekli albayımız..

Merak ediyoruz, bakıyoruz, ne ile suçlanmış?

İnternet Andıcı ile suçlanmış..

Bakıyoruz, mahkemedeki sorguda söylediklerine..

Yargılamayı yapan hakim Sedat Sami Haşıloğlu soruyor: “Andıcın değerlendirmesini yapar mısınız, askeri prosedüre uyuyor mu?”

“Beni iki, teröristbaşı Apo’yu bir müebbetle yargıladılar” diyen..

Sanki Apo yargılanırken, kendileri hem askeriyeyi, hem sivil iktidarı ellerinde tutmuyorlarmış gibi görüntü veren Göktaş cevap veriyor:

“Andıç şekil olarak askeri yazım kurallarına ve usullerine uygundur!”

“Eee.. Daha ne diyor ki, Göktaş” diyeceksiniz ama..

Daha vahimi var..

O sırada tutuklu Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu söz alıyor..

Andıcın paraf edilen sayfalarının askeri usullere uygun olduğunu, ancak andıcın eklerinin, ‘başlık, gizlilik derecesi ve yazım kuralları’ konularında askeri usullere uygun olmadığını söylüyor..

Bu sözler üzerine hakim, İlker Ziya Göktaş’a tekrar soruyor:

“Andıcın eklerini gördün mü?”

Göktaş ne dese beğenirsiniz?

“Andıcın eklerine bakmadım” diyor..

Bunun üzerine üye hakim, “O yaptıysa ben bilmiyorum, benim sorumluluğumda değil, gibi savunma tarzı var. Eklerini görmeden parafe ettiğinizi söylüyorsunuz. Bu nasıl bir davranıştır?” diye soruyor..

İlker Ziya Göktaş, “Yaptığım tek hata bu. Kurstan geldim. Andıca paraf atmamı isteyen Dursun Çiçek’e eklerini sormadım. ‘Nerede bunun ekleri’ demedim. Paraf attım. Hata yaptım” diyor..

Eeee?

Ne yapacağız biz şimdi?..

Ortada bir İnternet Andıcı var mı?

Var..

İrtica ile, üzerlerine vazife olmadığı halde, mücadeleye kalkıştığını iddia eden askeri bürokratlar var mı?

Var..

Dindar herkese mürteci gözü ile bakan askeri bürokratlardan, bu ülkede yıllarca çileler çektik mi?

Çektik..

Askerler gerekçe gösterilerek, başörtülü öğrenciler üniversitelerden atıldı mı?

Atıldı..

Böyle bir durumda..

İlker Ziya Göktaş, kendisinin masum olduğunu söylerken..

Önümüzdeki maddi gerçekler için, ne diyor?

Başörtü yasağının faili olarak gösterdiği birisi var mı?

İmam hatiplerin üniversiteye gitmesinde puanlarının çalınmasından sorumlu tuttuğu, kendisi ve benzeri isimlerin dışında birileri var mı?

Bunları göstermeden, failleri bildirmeden, İnternet Andıcı’ndan ve diğer hukuka aykırılıklardan, kendisini nasıl sıyırıyor?

“Dursun Çiçek getirdi, imzaladım” diyor..

Dursun Çiçek de, dünkü duruşmada, kendisiyle birlikte müşteki..

O da diyor ki, “Ben de masum olduğum halde, beni de yargıladılar..”

İlker Ziya Göktaş haksız yere İnternet Andıcı’ndan sorumlu tutuldu..

Dursun Çiçek, haksız yere sorumlu tutuldu..

Peki..

Haklı yere sorumlu tutulması gereken kimdi?

Onu söylesenize..

O da ortada yok..

Herkes topu birbirine atıp..

Topluca kurtuluyorlar..

¥

Tekrar hatırlatayım..

Ergenekoncuların bu suçlarını tespit etmiş olmaları.. FETÖ’cüleri de aklamaz..

Onlar da..

Ergenekoncularla birlikte. Balyozcularla birlikte yargılanmalı..

Adalet, bunu gerektirir..

(YENİ AKİT)

Etiketler: » » » » » »
Share
442 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...