logo

30 Ağustos 2019

Elveda Şule Abla


Hakan Albayrak
h.albayrak@gmail.com

Spartaküs komutasındaki isyancı köleler Roma ordusuyla çetin bir harbe tutuşmuş ve mağlup olup esir düşmüşlerdir.

“Spartaküs hanginiz?” diye sorar Romalıların komutanı; “Ortaya çıkmazsa hepinizi çarmıha gereriz.”

Dava arkadaşlarını korumak isteyen Spartaküs hemen öne atılır:

“Spartaküs benim!”

Yanıbaşındaki köle de Spartaküs’ü korumak için öne atılır:

“Spartaküs benim!”

Sonra bir köle daha, bir köle daha, bir köle daha:

“Spartaküs benim!”

“Spartaküs benim!”

“Spartaküs benim!”

Hepsi Spartaküs’tür…

Kirk Douglas’n başrolde oynadığı o müthiş filmin en can alıcı sahnesiydi bu.

Tüylerim diken diken olmuştu seyrederken.

***

Başörtüsünün köylü ninelere mahsus bir şey olarak görüldüğü ve kentli hanımlara hiç yakıştırılmadığı (!) yıllar…

Şule Yüksel Şenler isminde bir hanım -genç, kentli bir hanım- 1960’lı yılların ikinci yarısında özgün tesettür tarzıyla ortaya çıkıp bu algıyı değiştirmek, tesettür farizasının tatbikini yaymak ve genel olarak da dindarlığı ihya etmek için destansı bir mücadeleye girişir…

Yazdığı makaleler ve kitaplar milyonlara ulaşır, şehir şehir dolaşarak verdiği konferanslarda iğne atsan yere düşmez; Şule Yüksek Şenler’in güçlü kalemi ve muazzam hitabet gücü sayesinde binlerce mini etekli ve Belgin Doruk saçlı hanım ‘çarmıha gerilmek’ dahil her şeyi göze alarak tesettüre girer…

Basın ayağa kalkar, “Şule baş”ın yaygınlaşmasına isyan eder, irtica yaygarası koparır ve başta Şule Yüksel Şenler olmak üzere tesettürlü hanımlara karşı linç kampanyası başlatır…

Bu kampanya kâr etmez; Şule Yüksel Şenler hiç korkmadan ve yılmadan yoluna devam eder; “Şule baş” yayıldıkça yayılır…

Şer güçler, çıban başını etkisiz hale getirmeye karar verirler…

Şule Yüksel Şenler tutuklanacaktır…

Karar, Şenler’in bir konferansından hemen sonra uygulanacaktır…

Polis, konferans salonuna girer…

Salon, tutuklama haberiyle çalkalanır…

“Şule baş”lılardan biri gidip Şenler’in yanına dikilir…

Sonra biri daha, biri daha, biri daha…

5, 10, 20 kişi olurlar…

Tevkif için gelen polislerin kafası karışır…

“Hangisi Şule Yüksel Şenler?” diye sorar biri…

“Hepsi!” der öteki…

Spartaküs filmindeki o sahne gibi bir sahne.

***

Yazar Demet Tezcan’ın dediği gibi “bit çığır öyküsü”dür Şule Yüksel Şenler’in hikâyesi.

Şule Yüksel Hanım evvelki gün vefat etti, ama hikâyesi devam ediyor.

Benim evimde de devam ediyor.

İki kızım var, ikisi de “Şule baş”.

***

Allah ganî ganî rahmet eylesin güzel ablamıza.

Mekânı cennet olsun.

(KARAR)

Etiketler:
Share
268 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...