logo

17 Ocak 2019

Düşmanımla yüzleşmek


Kemal Öztürk
k.ozturk@gmail.com

Yüz yüze gelmek, gözlerinin içine bakmak istiyordum. Beni düşmanlaştıran, sonra hayali silahlı bir örgüte üye yapan ve üç yıl boyunca tüm telefon konuşmalarımı, maillerimi, mesajlarımı takip ettiren insanları görmek istiyordum. Bu yüzden Yargıtay 16. Dairede devam eden davaya katıldım.

Selam Tevhit Örgütü Kumpas Davasında, ben mağdur, benim hakkımda dinleme kararı veren hakim de sanıktı. Şansızlığım o ki, sanık Hakim S.Y. Silivri Cezaevi’nde başka davalardan tutukluydu ve online SEGBİS sistemiyle katılıyordu duruşmaya. Göz göze gelemeyecektik yani.

DİNLEME KAYITLARI NEREDE?

Mahkeme Başkanı mağdur olarak benim ve diğer kişilerin görüşlerini sordu.

Söz aldım:

“Üç yıl boyunca tüm iletişim trafiğim ve telefonlarım kaydedilmiş. Benim dinlenme kararımın verildiği dosyamda eşim, çocuklarım, yeğenlerim ve yakınlarımla olan konuşmalarım, maillerim var. Aile mahremiyetim kaydedilmiş yani. Neden?

Ben ayrıca Anadolu Ajansı Genel Müdürü olarak cumhurbaşkanından, genelkurmay başkanına birçok yetkiliyle, devlet meselelerini de konuştum. O kayıtlar nerede? Kimin elinde, ne yapıldı? Bunları öğrenmek istiyorum.”

Sanık hakim soğukkanlı, yüzünden hiçbir duygu ifadesi olmadan dinledi beni. Ne bir pişmanlık ne de hatasını kabullenme vardı. ‘Belgeleri görmedim, detaylı inceleyemedim, zaman gerekli, bu kararlarda gerçekten benim imzam var mı bilmiyorum, zaman istiyorum’ diyerek, konuyu usul tartışmasına çekti.

Sanık avukatı ise onu yalanlarcasına, ‘müvekkilim bu salonda bulunanlar arasında sadece Kemal Öztürk için dinleme kararına imza atmış. Diğerlerini henüz bilmiyoruz.’

Mahkeme ileri bir tarihe ertelendi.

DARBEDEN SONRADAKİ EN BÜYÜK OPERASYON

Selam Tevhit Örgütü, FETÖ’nün belki de 15 Temmuz darbesinden sonraki en büyük ve en acımasız operasyonlarından biri olacaktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, MİT Başkanı Fidan dahil, devletin en üst düzey yöneticileri başta, yüzlerce kişi uyduruk delillerle bu silahlı terör örgütünün üyesi yapılmıştı.

Bu isimleri incelediğinizde şunu görüyordunuz: AK Parti’nin en önemli yöneticileri bu örgüt sayesinde hapse atılacak, ayrıca gelecekte AK Parti’yi yönetmesi muhtemel siyasiler, bürokratlar, işadamları, sivil toplum kuruluşu temsilcileri de örgüt üyesi iddiasıyla tutuklanacak ve bir hareket kökten çökertilecekti. İddialar ise korkunçtu. Silahlı örgüt kurmaktan, yargısız infazdan, İran ajanlığına kadar her şey vardı içinde.

Şuna da eminim. Darbe başarılı olsaydı, hayali Selam Tevhit Örgütü içine sokulan birçok isim aynı zamanda infaz listesinde yer alacaktı.

BİR FETÖ ÜYESİYLE DİYALOG

20 yaşımdan beri FETÖ’cülerle hasım durumdayım. Onlar beni, ben de onları sevmem. Meclisteki, Başbakanlıktaki ve Ajanstaki görevlerim esnasında her zaman onlarla aramda gizli bir kavga vardı. Birbirimizi bilirdik.

Bir seçim gezisine gazeteci olarak çağrılan Zaman Gazetesi Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı’ya şunu sordum:

“Sizin cemaatinizden olmayan herkesi sanki Müslüman kardeşiniz değil de hasım olarak görüyorsunuz gibime geliyor. Yan yana namaz kılmamıza rağmen bu şekilde neden davranıyorsunuz?”

Dumanlı abartılı tepkiler verip, yanıldığımı söyledi. Şimdi mahkeme kayıtlarından anlıyorum ki, bu konuşmanın geçtiği gün benim telefonlarım, bir düşmanı dinler gibi dinleniyormuş FETÖ tarafından. Dumanlı da bunu biliyordu.

ÖRGÜT NEDEN ÇÖZÜLMÜYOR, KİME GÜVENİYOR?

FETÖ davalarında, beni dinleyen sanık hakimin tavrı hepsinde var. Pişman değiller, yanlış bir şey yaptıklarını düşünmüyorlar, hatta imkan olsa daha kötü şeyler yapmayı da planlıyorlar.

Davalara katılan avukatlar hayretler içinde anlattı bana. Şimdilerde FETÖ sanıkları mağdurları, avukatları, hatta hakim ve savcıları tehdit edecek kadar cüretkar oldular.

Nasıl olabiliyor bu? Örgüt hala aktif mi? Neye güveniyorlar? Neden pişmanlık duymuyorlar?

Doğrusu düşmanımla yüzleşmeyi çok isterim. Bu soruları yüzlerine karşı sormayı ve onların örgütüne olan bağlığının asıl temellerini bulmayı çok isterdim.

FETÖ tam olarak çözülemediyse, sanıklar hala bir şeye güveniyor ve insanları tehdit ediyorsa, FETÖ ile mücadele yöntemimizi gözden geçirmek gerekir.

FETÖ İLE MÜCADELE YÖNETiMİNİ DEĞİŞTİRMEK GEREK

Bu konu kriminal bir mesele değildir sadece. Örgüt üyelerinin, cinayet şebekesi olmasına rağmen, FETÖ’ye bağlılığının nedenlerini bulmak, daha kapsamlı ve derin yöntemlerle olabilir ancak.

Bu örgüt inanç, psikoloji, ilahiyat, sosyoloji gibi alanların uzmanları tarafından incelenmeli. FETÖ’cü sanıklarla yüz yüze görüşmeler yapılmalı. Ancak böyle örgütün algoritması çözülebilir.

Şu anda hapishanelerde örgütün disiplinli bir şekilde varlığını devam ettirmek için yöntemler uyguladığı biliniyor. Ders halkaları, toplantılar, ödevler, mesajlaşmalar örgüt sempatizanını bile militana çevirecek düzeye gelebilir.

Bunları engellemenin yolu, güvenlik önlemleri almak değildir sadece. Örgütün inanç ve bağlılık mekanizmasını çözmek gerekir. O zaman FETÖ tam anlamıyla çökebilir.

Düşmanımızla yüzleşmeliyiz.

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » » » » » »
Share
593 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...