logo

21 Şubat 2019

Doğu’dan alıp Batı’ya göç veren ülke


Akif Beki
a.beki@gmail.com

Hayat bilgisi dersinde ‘Üç tarafı deniz, dört tarafı düşmanla çevrili ülke’ tanımına hapsedilmiş bir ülkeydi AK Parti’nin devraldığı Türkiye.

Yarınından emin olmayan vatandaşlarının gözü, Batı’ya kapağı atmaktaydı.

Batı sefaretlerinin önünde uzun kuyruklara girdiğimiz, dışarıya beyin ve sermaye göçü verdiğimiz yıllar…

Gelecek endişesi yaşayanlar, yeni bir hayat kurmak için daha güvenli gördükleri, öngörülebilir hukuk düzenlerine kaçıyordu.

O tanımla birlikte şeytanın bacağı da kırıldı. Belirsizlikten kaçış durdu, tersine beyin ve sermaye göçü başarıldı sonra.

Sadece kendi insanına değil, güvenlik arayışındaki yabancılara da ‘yarın ne olacağı belli’ duygusu verildi çünkü.

Umut ve heyecan uyandırmasa, Türkiye bölgenin yükselen yıldızı olabilir miydi? Yüz milyarlarca dolara hükmeden Avrupalı, Amerikalı yatırımcıyı çekebilir miydik?

Binali Yıldırım’ın “Para yağmur gibi yağarken bol almışız. Geri ödeme zamanı gelince nereden çıktı bu demeye başlamışız” özeleştirisine yansıyan cazibesini nasıl yitirdi peki Türkiye?

Maküs talihini yenmiş, Doğu’dan Batı’ya göçün bir kader olmadığını göstermiş, tarihin akışını tersine çevirmiştik.

Ne oldu da gözlerini kamaştırdığımız Batılı yabancılar, panikle kaçışmaya başladı?

Ne oldu da sayfiyelerimizden yazlık, büyükşehirlerimizden kışlık almak için sıraya giren İngilizler, Almanlar, Amerikalılar çekildi? Ve yerlerini tekrar İranlılar, Iraklılar, Afganistanlılar doldurmaya başladı?

Ne değişti de Doğu’dan göç alıp Batı’ya düzenli göç veren bir ülkeye geri döndük?

TÜİK’in yabancıya konut satışı verilerini paylaştım dün. ‘Ev alana vatandaşlık bedava’ kampanyasına koşan yabancılar ortada.

Türkiye’de yaşama hakkı almak için gelip yıllık konut satışımızı 5 milyar dolarlara çıkaranlar Doğulular. Ne ala, baş göz üstüne gelsinler.

Fakat kendi vatandaşlarımız da daha iyi bir yaşam beklentisiyle batılı ülkelerden son iki yılda 5 milyar dolarlık konut satın almış. Terslik burada!

Doğu’dan topladığımız göçü Batı’ya kaybetmişiz, bir taraftan aldığımızı öbür taraftan kaçırmışız.

Güney Afrika merkezli New World Wealth’in araştırmasına yansımıştı. 2015’te Türkiye’yi terk eden yerli milyoner sayımız bin civarındayken… 2016’da bu sayı 5 bine fırlamıştı. Artarak devam ediyor.

İnsanımız, ucuza vatandaşlık hakkı satın almak için ABD ve Kanada’dan Portekiz, İspanya ve Malta’ya uzanan bir dizi ülkeyi tercih ediyor. İngiltere ve Almanya da imkan sahipleri için hala gözde limanlar arasında.

Iraklılar, Afganlar bizimle komşu olmaya gelirken bizimkiler İngilizlerle, Almanlarla, Amerikalılarla komşu olmaya gidiyorsa…Sunduğumuz fırsatlar Irak’la, Afganistan’daki yaşam şartlarıyla kıyaslandığında açık ara cazip geldiğindendir. Ama Batı’nın sunduğu fırsatlarla rekabette çekim gücümüz, kimi insanımızı tutmakta yetersiz demek değil midir aynı zamanda?

Ve bu cazibe kaybında, ‘kötü muameleye sıfır tolerans’ politikasındaki gevşemenin hiç payı yok mudur?

Ankara’da, tutuklu yakınlarının eylemine polis müdahalesinde ortaya çıkan taciz görüntüsü mesela. Emniyet’in, tavizsiz bir duyarlılıkla iddianın üstüne gitmemesi…’Karalama ve istismar’ için kullanılıyorsa bile, aydınlatarak propagandasını boşa çıkarmak yerine, tepkilerin üstüne gitmeyi seçmesi…‘Babası FETÖ’den ihraç zaten’ gerekçesi haklılaştırırmış gibi, üstünkörü kapatmaya çalışıyor izlenimi vermesi…Ve benzeri örneklerin güvenlik algımızdaki bozukluğa etkisi daha nasıl ölçülür?

(KARAR)

Etiketler:
Share
353 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...