logo

11 Aralık 2019

Dış güçlerin oyununa geldik!


Yusuf Ziya Cömert
y.comert@gmail.com

İnsan eşref-i mahlukattır.’

İsmet Özel’in ‘Amentü’sünde çok güzel durur bu söz.

“İnsan eşref-i mahlukattır derdi babam

Bu sözün sözler içinde bir yeri vardı”

Bu söz, insanın, yaratılmışların en şereflisi olduğunu ifade ediyor.

Yani, diğer mahlukata göre daha şerefli.

Ne zaman?

İnsan olduğu zaman.

İnsanın eşref-i mahlukat olduğu tartışma götürmez.

Fakat, bazı insanların insani olmayan davranışları, bu sözün kapsamının sınırsız olmadığını düşündürüyor.

Kim mahlukat?

Çeşit çeşit hayvanlar, türlü türlü bitkiler. Hesabını yapamayacağımız, adedini bilemeyeceğimiz kadar.

Hepsi yaratılışının gereğine hatta gayesine uygun davranıyor.

O zaman, ‘mal gibi’ ‘hayvan gibi’ hatta ‘bel hüm adal’ daha aşağı olanlar kim oluyor?

Demek ki varmış daha aşağısı.

Her zaman eşref-i mahlukat değilmişiz.

Kendimizin ‘eşref-i mahlukat’ olduğunu düşünmemiz kolay.

Çünkü biz çok güzeliz. Mükemmeliz, muhteşemiz!

Peki başkalarının da ‘eşref-i mahlukat’ olduğunu düşünmeye açık mıyız?

Altımda lüks bir araba var.

Demek ki ben eşref-i mahlukatım.

Öteki yaya geziyor.

O halde ben ondan daha şerefliyim.

Ötekinin altındaki araba bir marka düşük.

O zaman ben ondan bir tık daha şerefliyim!

Ben müdürüm. Demek ki eşref-i mahlukatım.

O müdür değil, ‘benim altımda’ çalışıyor. Demek ki benim kadar şerefli değil.

En gıcık olduğum laflardan biri; ‘benim altımda çalışıyor.’

Oğlum, o arkadaşın, senin altında ya da üstünde çalışmıyor.

Önünde ya da arkanda da çalışmıyor.

Birlikte çalışıyorsunuz.

Beraber bir iş yapıyorsunuz.

Tek sen değilsin mahlukatın şereflisi.

Bak, o adam, o kadın, evinden çıkıyor, çalıştığınız mekana kadar geliyor.

Mübarek bir iş için. Evine ekmek götürmek ve götürdüğü ekmeği karısıyla, kocasıyla, çocuklarıyla, annesiyle, babasıyla paylaşmak için.

“Ben onu işe aldım, ekmek verdim.”

Sen kimseye ekmek veremezsin.

Suriyelilere, Iraklılara, Afganlılara… Türklere, Kürtlere, hiç kimseye.

Kendine bile ekmek veremezsin.

Razzak-ı alem, Allahu te’aladır. O vermezse, bir dilim ekmeğin kokusuna hasret gidersin.

Kimsin sen?

Bilebilsem kimim ben?

Allah’ın kıymet verip yeryüzüne gönderdiği bir erkeği bir kadını sen küçümseyemezsin, aşağılayamazsın.

Kimsin sen diyemezsin.

O da adam mı, diyemezsin.

Ben kimim?

Ah, insanın kendi kendisine sorduğu nefs muhasebesi sorusu olsaydı keşke. Öyle soru sorana can kurban.

Zaten, göremezsin ki nefsine soru soranı. Göstermez çünkü.

Gökten zembille inenler var ya…

Avurtları şişik, boynu hindi kabarık, bir diğer görüşe göre ‘kubarık,’ arkası yüksek, hafif göbekli veya göbeği kontrolden çıkmış, bol parfümlü bol markalı, gitgide sayıları çoğalan sürüsüne bereket tipler var ya, hani dayısından ihale alıp taşerona yaptırıp parayı cebine koyup salahana gezen… Onların sorusu.

Sen benim kim olduğumu biliyor musun?

Benim çakarım var.

Benim arkam var.

Biliyoruz arkan var.

Gele gele böyle bir devire geldik.

Bunlar makbul. Bunlar revaçta. Bunlar mebzul. Mebzul olunca ucuzlaması lazım. Ucuzlamıyor.

Hani fiyatlarda devlet koruması olur ya, onun gibi.

Bize tuvaletin önünde nöbet tutma cezasını işte böyle tipler veriyor.

Ve Amerikası, Avrupası, siyonizmi, İsrail’i, Davos’u, Bilderberg’i, masonları ve sairesi…

Bütün dış güçler onlara karşı.

Eğer oyuna gelmeyip tuvaletin kapısında nöbet tutma görevini hakkıyla ifade etseydik dış güçleri yenecektik!

Allahu Teala hepimizi ıslah etsin.

(KARAR)

Etiketler:
Share
468 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...