logo

Devlete kurşun sıkanlar, işgalciye direnmeyi suç gibi gösteriyor!


Ali İhsan Karahasanoğlu
a.karahasanoglu@gmail.com

Bugünkü manşetimiz, CHP’nin yıllar önce iktidardan uzaklaştığı halde, nasıl hâlâ iktidarda olduğunu..

AK Parti’nin ise, 16 yıldır tek başına iktidarda gözüktüğü halde..

Hâlâ muktedir olamadığının somut bir örneği..

Sorun, 4 ay önce bakanlık koltuğuna oturan Ziya Selçuk değil..

İyi niyetli, sorunları çözmeye çalışan..

İdeolojik anlamda tarafgirlikten ziyade..

Toplumun tüm kesimlerini kucaklamaya çalışan..

Bağcıyı dövme yerine, üzüm yeme peşinde olan bir isim..

Ama..

Aynı iyi niyetli yorumları..

Bakanlığın tüm bürokratları için..

Bakanlığın illerdeki kadroları için..

Hatta, valilik kadroları için yapamayacağım..

Kimi zaman eziklik kompleksi ile..

Kimi zaman iş bilmezlik sebebi ile..

Kimi zaman bir avuç solcu militanın söylemine cesur şekilde direnemedikleri için..

AK Parti iktidara geleli 16 yıl olmuş ama..

CHP, tek başına iktidar olmaktan uzaklaştırılalı 68 yıl geçmiş olmasına rağmen..

Hâlâ, CHP zihniyeti iktidarda..

Manşetimizin gösterdiği gerçek bu..

Olay ne?

Cahit Zarifoğlu’nun okullarda tavsiye niteliğinde belirlenen bir kitabında geçen “cihad” kavramı üzerine..

Bildik türden solaklar, ayaklanmışlar..

“Cihaddan bahsediyor.. Kitap listeden çıkarılmalı..”

Sanki biz şu an yaşadığımız Anadolu’yu..

Yunan gavurundan..

İngiliz sömürüsünden..

İtalyan çizmesinden..

Fransız askerinden, cihad yolu ile değil de..

Batı aşığı CHP kafasının silahsız mücadelesi ile kurtarmışız..

Bal gibi de, Yunan’a karşı cihad yaptık..

İtalyan çizmesini ülkeden, silah ile çıkarttık..

Fransız askerlerini, silah bulamadığımız yerlerde, kürek sapı ile kovaladık..

Ve bizden kat kat donanımlı düşmanı; Anadolu’dan, İslam’ın cihad ruhu sayesinde çıkarttık..

Şimdi ise..

“Cihad” kavramından utanıyoruz..

CHP zihniyeti, “cihad” kavramını, sadece okul kitaplarından değil..

Tavsiye edilen kitaplardan da..

Hatta güçleri yetse, İslam dininden de çıkartacaklar..

İşi bu noktaya kadar getirdiler..

Oysa, bakanlık bürokratlarına da..

Taşradaki bürokratlara da..

Devleti yöneten tüm kadrolara bir çağrım var..

İktidarda, AK Parti olduğunu unutmayın..

AK Parti’nin halktan % 52,6 oy alarak ülkeyi yönetme hakkını kazandığını unutmayın..

Halktan % 30 oy ancak alabilen CHP kafasının isteklerine..

“Eyvallah ağam” gözü ile bakmayın..

“Siz nasıl arzu ederseniz” yaklaşımı ile eyvallah etmeyin..

Onlar iktidara gelsinler..

O zaman dediklerini hayata geçirirler..

Madem ki, halk onları iktidara getirmiyor..

Onlar da..

İktidara gelene kadar..

Kafalarındaki parlak(!) fikirleri kendilerine saklasınlar..

Halktan % 52,6 oy aldıklarında, okullarda öğrencilere tavsiye edilecek kitapları bize mi soracaklar ki, şimdi AK Parti % 52,6 oy aldığı halde, tavsiye edilecek kitapların kendilerine sorulmasını istiyorlar?..

Şunu da hatırlatmış olayım..

Ders kitapları bir yana..

Tavsiye edilen kitaplarda, kısacık bir yerde geçen “cihad” kavramından bile rahatsız olan CHP kafası..

Eğitim-Sen’i ile..

Diğer kadroları ile..

Bu ülkenin askerine, polisine kurşun sıkan teröristlere alkış tutmuyorlar mı?

PKK’lı teröristlere “Gerilla” demiyorlar mı?

Devlete kurşun sıkanlara alkış tutanlar..

Ülke toprakları işgal edildiğinde gavura karşı cihad edilmesine itiraz ediyorlar..

Kaldı ki..

O “cihad”ın bir farklı anlamı da..

Nefse karşı mücadeledir..

Her türlü yanlışa; elinle, dilinle, kalbinle buğz etme noktasındaki mücadeledir..

Cihadın bu anlamlarını bir kenara koyalım..

PKK’lı teröristlere bile, “gerilla” güzellemesi yapılmasını bir kenara bırakalım..

Aklıselim sahibi gösterilen CHP’lilerin bile, Deniz Gezmiş’ten tutun, Mahir Çayan’a kadar eline silah almış teröristleri nasıl ölümüne savunduklarını hatırlayalım..

Sonra bürokratlarımıza dönelim:

Size, cihad kavramından dolayı şikayette bulunan birisi gelirse.. Siz önce onun söylemlerini sorgulayın.. Sendikacı geliyorsa, sendikanın söylemlerini sorgulayın.. Parti geliyorsa, partinin söylemlerin sorgulayın..Ve, “Deniz Gezmiş’i anıyoruz” açıklaması yapan bir sendikacı, “Şu kitapta cihad kavramı geçiyor” diye bir itirazda bulunuyorsa.. “Deniz Gezmiş teröristine alkış tutanlardan, hangi kitabı tavsiye edip, hangi kitabı tavsiye etmeyeceğimizi öğrenmeyeceğiz” deyin, konuyu kapatın..

Yapılması gereken budur..

Olması gereken budur..

Adamlar..

Devletin askerine kurşun sıkanları el üstünde tutuyorlar..

Mahkemelerin idam cezası verdiği kendi adamlarını her yıl anıp, bazı okullarda da anma törenleri düzenliyorlar..

Ama..

Hepimizin ortak inancı olan İslam’daki; düşmana karşı yapılacak cihad kavramını itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar..

Gezi isyanında, polisin aracını yakanlara, polisin panzerini ters çevirip, üzerine örgüt isimlerini yazanlara alkış tutanlar..

Düşmanların topraklarımızı işgal etmesi halinde, onlara karşı hepimizin göstermesi gereken direnme bilincini yok etmeye çalışıyorlar..

Her ne kadar, dün akşam saatlerinde, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, “Edebiyatımızın zarif ustası Cahit Zarifoğlu’nun kitabının bakanlıkça toplatılması ve yasaklanması söz konusu dahi olamaz. Medyadaki haberler Çanakkale M.E. Müdürlüğü’nün yereldeki bir kararı olup konu soruşturulmaktadır. Ayrıca şahsıma atfedilen yorumlar bütünüyle gerçek dışıdır” şeklinde bir paylaşımda bulunmuş ise de..

Bu açıklamanın doğruluğuna tüm kalbimle inanmak istiyor isem de..

Şunu da sormadan edemiyorum:

AK Parti’nin 16. iktidar yılında.. Bu iddiaların, dedikodu şeklinde tartışılması bile abestir..

Gelirse kapınıza bir Eğitim Sen’li.. Gelirse bir CHP’li.. Hiç muhatap bile olmayınız..

Çünkü onlar, kendi yandaşı silahlı teröristleri överken, bize “Cihadı kitaplardan çıkarın” deme hakkına sahip değillerdir..

Ve onlara layık olan cevap da şudur:

“Gidin, halktan oyunuzu alın, gelin.. Yoksa.. Biz size boyun eğmeyiz. Boyun eğersek, aldığımız oya ihanet ederiz.”

(YENİ AKİT)

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » » » » » » »
Share
478 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...