logo

25 Haziran 2019

Demek ki…


Yusuf Ziya Cömert
y.comert@gmail.com

Doğrusu bu kadar beklemiyordum. Bir kağıda herkes fikrini yazsın, saklayalım, bakalım kim doğru tahmin edecek deseler 51’e 49 civarında bir şey yazardım. Hadi olsun 52’ye 48. Birer puan bağımsızlar ve diğer partiler için düş, 51’e 47.

Fark, benim tahmin ettiğimden çok fazla çıktı. Şu saat itibarıyla (20:00 civarı) 54’e 45.

Demek ki benim ulaştığım göstergeler gerçekliği eksik yansıtıyor.

Demek ki kamuoyu araştırma şirketleri -spekülatörleri, merdivenaltı anketçileri, siparişe uygun anket üreten sahtekarları hariç tutuyorum- bu işleri biliyormuş.

Millet İttifakı’nın adayı Ekrem İmamoğlu, tartışma, itiraz götürmeyecek net bir farkla İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı kazandı.

Hangi oy nereden geldi, nereye gitti? Kürt seçmen ne yaptı? Saadet’in oylarından kim istifade etti? Seçim için İstanbul’a dönenler kime oy verdi?

Trafik o kadar karışık ki kuşbakışı tahlil edilemez.

Biraz yakından bakmak lazım.

Zamanı gelince bakarız.

Ama, seçimin hemen ardından altı çizilmesi gereken bazı hususlara değinebiliriz.

Seçimlerin iptal edilmesi, Türkiye’deki seçim sisteminin ve seçim düzeninin sorgulanmasına sebep olmuştu.

Dün bu sorgulamalara nihayet veren bir sonuç çıktı. Türkiye, seçim yapmayı başardı.

Ne dersiniz bu sonuçları görünce?

Herhalde evvela şunu:

Demek ki seçimi iptal ettirmek için uğraşmak ve sonunda iptal ettirmek yanlışmış.

Seçimi YSK iptal etti, ‘iptal ettirmek’ tabiri haksız diyebilirsiniz.

Tamamen haksız değil.

Bir enerji sarf edildi. Bir süreç işletildi. O süreçte bir mantık yürütüldü. Basın toplantıları, iddialar, deliller, “Ben de bilmiyorum ama bir şeyler oldu” türünden ifadeler…

‘İptal ettirmek’ kavramının içinde bunlar var.

Demek ki, halk, bilhassa İstanbullular, işletilen süreci, yürütülen mantığı beğenmedi, o üretilen seçim iptal gerekçelerine inanmadı.

Aksine, iptalden rahatsız oldu. Hatta iptale tepki verdi.

Bu ‘demek ki’leri çoğaltabiliriz.

‘Demek ki, Kürt meselesini konuşurken AK Parti geleneğini zorlayarak MHP söylemine yaklaşmak isabetli değilmiş.’

‘Demek ki bu izlenimi telafi için birkaç haftalığına söylem değiştirmek, hatta seçim arefesinde Abdullah Öcalan’dan mesaj temin etmek netice vermiyormuş.’

‘Demek ki, Saadet Partilileri evvela PKK’yla eşitleyip sonra arayı düzeltmeye çalışmak da nafileymiş.’

Bir ‘demek ki’ daha ekliyeyim, şimdilik kaydıyla tamamlayayım.

Demek ki, AK Parti içindeki ve dışındaki eleştiri ve özeleştiri çabalarını yok etmek, tasfiye etmek, linç etmek isabetli değilmiş.

Eleştiriye ve özeleştiriye kulak vermek, dikkate almak, eleştiriden faydalanmaya çalışmak daha faydalı olabilirmiş.

Biliyorum, insanlar, hatayı evvela başkalarında arar. Evvela başkalarını suçlar.

Fakat, şu seçim sonuçları, eğer değerlendirilebilirse, ‘başkaları nerede yanlış yaptı’ yerine ‘ben nerede yanlış yaptım’ diye sormak için iyi bir fırsattır.

Tabii ki bu sorunun doğru cevabı salt seçim kampanyalarındaki aksaklıklarla, yüzeysel, nicel sorunlarla sınırlı bir alanda aranırsa bulunamaz.

Cevaplar daha derindedir.

Cumhur İttifakı adayı Binali Yıldırım’ın sonuçlar netleşmeye başlar başlamaz çıkıp rakibi Ekrem İmamoğlu’nu tebrik etmesi hatta İstanbul’a faydalı olacak işlerde destek vadetmesi centilmence bir hareketti.

Seçimin yenilenmesiyle ve kendisine bir bakıma hediye edilen ikinci bir seçim zaferiyle hikayesi zenginleşen Ekrem İmamoğlu’nun konuşması da kucaklayıcıydı.

İnşallah bu konuşmanın çerçevesinden bir sapma olmaz.

Yorulmuştuk seçimlerden.

Az önce bir arkadaşım dedi ki, “Benim çocuğum 7 yaşında ve şu ana kadar 8 seçim gördü.”

Bitti seçim.

Şimdi biraz seçimsiz duralım, bırakalım, büyüsün çocuklar.

(KARAR)

Etiketler:
Share
637 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...