logo

Davutoğlu, AK Parti’nin oyunu, % 34’e nasıl indirdi?


Ali İhsan Karahasanoğlu
a.karahasanoglu@gmail.com

“Akademisyenlerden siyasetçi olmaz” diye bir görüş vardır..

Ben bu görüşün haklı çıkmasını arzu etmem.

Çünkü bu görüşü haklı çıkarmak isteyenler şunları öne sürerler: “Akademisyenler tribünlere oynamaz. Popülist söylem içinde olmazlar. Gerçekler ne ise, direkt söylerler. Bu da çoğu defa halkın hoşuna gitmez. Bunun için de, akademisyenler, siyasette başarılı olamazlar.”

Doğru konuşanlar tabii ki siyaset yapsınlar..

Tribünlere oynamayanlar tabii ki siyasette olsunlar..

Gerçek ne ise, onu eğip-bükmeden dillendirenler, tabii ki devlet yönetiminde olsunlar..

Dolayısı ile..

Bu yönleri ile öne çıkan akademisyenler de..

Siyasette hem var olsunlar..

Hem de başarılı olsunlar..

Bu bakış açısı ile..

Ahmet Davutoğlu; siyasete girişinde belki benim fazla dikkatimi çekmemiş ise de..

Başbakanlık koltuğuna oturduğunda, kendi içimde, “İnşallah başarılı olur” temennisinde bulunmuşumdur..

Ama sürecin sonunda, bir akademisyen daha, siyasette başarısızlığını ilan etti.

Çok az kişiye nasip olan, altın tepsi içinde kendisine sunulan Başbakanlık koltuğunu bırakırken, mahalle dedikodusu yapmaktan kaçınması ne kadar alkışlanacak bir erdem idiyse..

Son haftalarda sergilediği tavır ile birlikte..

Elazığ’da yaptığı konuşma da..

O kadar tepkiyi hakedecek çirkinliği barındırıyor..

Tartıştığımız sadece çirkinlik değil.

Akademisyenlerin “doğrucu Davut” yönünü de iflas ettiren..

“Akademisyenler, siyasette de hep gerçekleri söylerler” tezini çürüten..

Nice hokkabaz politikacılara, pabucunu ters giydirecek çarpıtmalar yapan bir içerikle sahneye çıkan, bir Ahmet Davutoğlu ile karşılaştık..

Konuşması çok da uzun değil..

Ama medyada yer aldığı kadarı ile..

Kesilip biçilmiş..

Yaptığı çarpıtmalar görünmesin diye mi..

Yoksa, Ahmet Davutoğlu bir söylerken, on söylemiş gibi olsun diye midir, bilmiyorum..

Konuşmanın tam metnini hiçbir yerde bulamadım..

Dikkatimi çeken kısmını, kendim defalarca dinleyerek, yazılı metin haline getirdim..

Benim gözümde, akademisyen Ahmet Davutoğlu’nu, hokkabaz politikacılar seviyesine indiren konuşmasının ilgili bölümü şöyle:

“Tavanda hepimiz aynı resimleri versek de.. Bir hareketin tabanında % 10-15’lik kitle bir başka yere doğru seyretmeye başlamış ve trend bir parçalanmaya doğru gitmişse, kimse bunu engelleyemez.”

Ne diyor, gerçekleri yalın halde söylemesi gereken, konuyu çarpıtmadan aktarması gereken, bilim adamı Davutoğlu?

“AK Parti’nin tabanında, % 10-15’lik kitle bir başka yere kaymaya başladı.”

Bu tespit doğrumudur, değil midir, tartışabiliriz..

Ama şahsen..

Bu tespit üzerinden, Sayın Ahmet Davutoğlu’na eleştiri getirmeyi, ben haksızlık olarak görürüm..

Zaten kendisi de..

“Kaymıştır” demiyor.

“Kaymaya başlamıştır” diyor..

Tolere edebiliriz..

Hoşgörebiliriz..

“Çarpıtıyor” nitelemesi yapmayı, yanlış bulabiliriz..

Cümlenin devamına bakalım:

“Şimdi İstanbul Büyükşehir, İstanbul belediye seçimleri ile, 31 Mart seçimlerine bakalım. 1 Kasım 2015’te biz Türkiye genelinde % 49.5 oy aldık.”

Burda başlıyor “ene” fitnesi..

Burda karşımıza çıkıyor “Ben.. Ben” şeytani refleksi..

7 Haziran’da aldığı oyu hatırlatmıyor, Ahmet Bey..

Sanki 7 Haziran’da, partinin başında başkası vardı..

1 Kasım’da Ahmet Bey, genel başkan olmuştu..

Hadi diyelim ki…

7 Haziran’ı hatırlatmamasının altında bir artniyet yok. Kısa süre aralığı ile yapılan iki seçimden, yüksek oranda oy alınanı hatırlattı.

Buna da eyvallah..

Peki, bundan sonra yaptığı çarpıtmayı, kusura bakmasın, rakamlar üzerinden yaptığı sahtekarlığı nereye koyacağız?

İfadesi aynen şöyle:

“(1 Kasım 2015) İstanbul’da % 48.7 oy aldık. Son tekrar edilen seçimde Cumhur İttifakı olarak % 44.9 alındı. Ve 1 Kasım’da MHP oylarının % 8.9 olduğu düşünülürse, takriben % 8 ile % 10 arasında MHP oyunun olduğu düşünülürse.. Cumhur ittifakında, AK Parti’nin oyları takriben % 34 ile 36 bandına gerilemiş görünüyor.”

Haydi bakalım, “Bu akademisyen rakamları çarpıtmıyor” deyin..

Diyebilirseniz eğer..

Hani, “Maddi hata yapmış” diyebileceğim bir durum olsa..

Seve seve, “Ahmet Bey rakamları karıştırmış, yanılmış” diyeceğim..

Ama değil..

Planlı olarak, kafasında oluşturduğu algıyı desteklemek için, seçimler arasında işine gelen rakamları alıp, AK Parti’nin oyunu, % 34-36’ya indiriveriyor..

Aynen, Saadet Partisi Genel Başkanı’nın, akla ziyan söylemindeki gibi..

Soruyorum, bir akademisyene yakışır mı böyle bir çarpıtma?

2015 seçimini baz alıyorsunuz..

Orada AK Parti’nin aldığı oyu esas alıyorsunuz.

31 Mart ile karşılaştıracağınızı söyleyip, çaktırmadan 23 Haziran ile karşılaştırıyorsunuz.

Ona da eyvallah..

Ama karşılaştırma yaparken..

MHP’nin, 2015’teki oy oranını alıp..

MHP içinden İYİ Parti çıktığı gerçeğini gizleyip..

2015’deki MHP oy oranı aynen duruyormuş gibi yapıp..

23 Haziran’daki AK Parti oyundan düşüyorsanız.. Bu apaçık sahteciliktir.

Hani ben, son İmralı tartışmalarından sonra.. “Bir tane bile MHP’li, AK Parti adayına oy vermemiştir” diyeceğim ama..

“Binali Bey’in 23 Haziran’da aldığı % 44 oyun tamamı, AK Parti seçmeninden gelmiştir” diyeceğim ama..

Farzedelim, MHP’den de oy gelmiştir..

İyi de, MHP’den gelen oy, 2014 İstanbul mahalli seçimlerinde aldıkları % 4’ten daha fazla nasıl hesaplanabilir ki?

Mahalli seçim ile, mahalli seçimi karşılaştırabilirsiniz. En son mahalli seçim olan 2014’te de, MHP İstanbul’da, % 4 oy almış.

23 Haziran’da da, % 44’den düşün % 4’ü.. Yine AK Parti’nin oyu % 40..

Davutoğlu ne diyor?

“AK Parti’nin oyu, % 34-36 bandına inmiştir!”

Gelin de Davutoğlu’nu, dürüst bir politikacı olarak tanımlayın..

Tanımlayabilirseniz..

(YENİ AKİT)

Etiketler:
Share
271 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...