logo

28 Kasım 2018

CIA’nın “Kaşıkçı’nın ölüm emrini MbS verdi” tespiti, Trump’a rağmen mi yapıldı?


Bülent Orakoğlu
b.orakoglu@gmail.com

19 Kasım tarihli “CIA Kaşıkçı cinayetini biliyordu” başlıklı köşe yazımızda Washington Post gazetesinin CIA içinde ‘yüksek güvenilirliği’ olan yetkililere dayandırdığı haberinde Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesi emrini Veliahd Prens MbS’ın verdiğine yönelik ‘kesin tespit’ yapıldığı haberine dikkat çekmişti.

Aynı yazımızda CIA’nın Kaşıkçı cinayetinin merkezinde MOSSAD ile birlikte azmettirici ve planlayıcı bir rol üstlendiğini belirterek Suudi Arabistan Veliahdt Prensi MbS ve Trump’ın damadı ve danışmanı Kushner’in CIA bağlantılarını deşifre etmiştik. MbS’ın Veliaht prens olmasından sonra başlattığı sözde yolsuzluk operasyonunda göz altına alınacak prensler, bürokrat ve iş adamlarına yönelik isim listelerinin ve mal varlıklarını da kapsayan bilgiler ile Kaşıkçı’nın da adının bulunduğu bir suikast listesi farklı tarihlerde Amerikan istihbaratı üzerinden Kushner tarafından Veliaht Prens Mb Selman’a iletilmişti. Bu iki operasyon da CIA ve MOSSAD iş birliğiyle planlanmıştı.

Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda vahşice katledilmesi sonrasında başlangıçta Trump’ın Veliaht Prens M.b Selman’ı cinayetle irtibatı veya ilişkisi olmadığına yönelik koruma ve cinayeti örtmeye yönelik çabaları başta Washington Post gazetesi olmak üzere ABD medyası ve siyaset kurumlarında ve uluslararası kamuoyunda tepki ile karşılanmıştı. Ancak Trump’ın son olarak yaptığı yazılı açıklama ile Suudi Arabistan üzerinden Kaşıkçı’nın infaz emrini verdiği neredeyse kesinleşen Veliahd Prens Mb Selman’ı tam koruma altına alarak Suudi Arabistan ile ilişkilerin devam edeceği Prens Selman’ın da görevde kalacağına yönelik açıklamaları şok etkisi yaratmıştı. Amerika tarihinde bir ilk olarak ABD Başkanı bir gazetecinin hunharca katledilme emrini veren bir katili koruyordu. Üstelik bu kişinin uluslararası mahkemelerde yargılanma yolunu engelleme ve kendisinin Arjantin’de yapılacak G-20 Zirvesi’nde yeniden meşrulaşmasının önü açılmak isteniyordu. Dünyanın en büyük 20 ekonomisine sahip ülkelerin liderleri ve dünya siyaseti ve ekonomisine yön veren kurumlarının liderlerinin katılacağı zirvede yeniden sahneye çıkacak olan Prens’e en büyük destek ABD Başkanı Trump’tan gelmişti.

CIA belgelerine göre Kaşıkçının infaz edilme emrini Prens M.b.Selman vermişti. Trump ise bu belgeleri göz ardı ederek CIA’nın henüz kesin bir tespiti yok açıklamasını yapmıştı. Ancak Trump son olarak yaptığı açıklamada kendisi ile çelişerek ‘’Talimatı o (MbS) vermişse ne olmuş yani. Suudi Arabistan bizim müttefikimiz veliaht prens de yakınımızın (damadı Jared Kushner’in) yakını; onlardan vazgeçemeyiz, demişti. Bu açıklama üzerine WP gazetesi internet sitesi başyazısında ‘’Trump Kaşıkçı’ya hakaret ve Amerikan değerlerine ihanet etti başlığı atılmıştı. Bu köşe yazısında Trump’ın açıklamalarında “Kaşıkçı Müslüman Kardeşler (MK) mensubu, dolayısıyla ölmeyi hak ediyor anlamına gelen ayrıntılar olduğu” belirtiliyordu. CIA’nın Kaşıkçı’nın öldürülmesi talimatını Veliaht Prens M.b. Selman verdi raporu ile Trump’ın yazılı açıklamasında gerçeklerle bağdaşmayan bazı yönler bu köşe yazısında açıklanıyordu.

Bir senaryoya göre M.b. Selman’ı suçlayanCIA  raporundan Trump ve ekibinin haberi vardı. Zira CIA raporu Trump ve ekibinin bilgisi dahilinde hazırlandı. Trump’a yakın senatör veya devlet yetkilileri Veliaht prensi Kaşıkçı cinayetinden dolayı kıyasıya suçlarken Trump Veliaht prensi koruma altına alacak söylemlerde bulunacaktı. İkinci senaryoya göre: Aslında Trump sadece ABD’ye işgücü sağlayan silah siparişi sebebiyle değil, esas Ortadoğu’ya dönük hesaplarının merkezine Suudi Arabistan’ı ve Veliaht prensi koyduğu için böyle davranıyordu. Damadı Jared Kushner‘in, İsrail başbakanı Benjamin Netanyahu ile birlikte kotardığı Ortadoğu dengesi içerisinde Suudi Arabistan’ın —daha doğrusu Veliaht prens MbS’nin— merkezi önemi vardı. M.b. Selman’a Arap ülkelerine Netanyahu ve Trump’un etrafındaki Siyonist- Evanjelist eksenin hazırladığı Yeni Filistin Devleti planını kabul ettirme görevi verilmişti. Trump ve Netanyahu tarafından bir saray darbesiyle Suudi Arabistan’ın veliaht prensliğine getirilen M.b.Selman Trump’un Kudüs’ü İsrail’in başkenti yapma projesinde önemli görevler üstlenmişti. Evanjelistlerin ‘tanrıyı kıyamete zorlama’ gibi sapkın düşünce ve inançlarla Armageddon savaşına hazırlanmaları bölgede zaten yok olan huzur ve istikrarsızlığı daha da arttıracak sanırım.

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler: » » » » » » » » » » » » »
Share
470 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...