logo

16 Mart 2019

Christchurch katliamı


Hakan Albayrak
h.albayrak@gmail.com

Yeni Zelanda’nın Christchurch şehrinde 49 Müslüman, sadece Müslüman olduğu için hunharca katledildi.

Akıl almaz bir zulüm.

Dehşet içindeyiz.

Allah, terör kurbanı kardeşlerimize ganî ganî rahmet eylesin, yaralılara acil şifa versin, maktul aileleri başta olmak üzere Yeni Zelanda Müslümanlarının ve cümle İslam Aleminin üzerine sabır yağdırsın.

***

Cuma namazı vakti iki camide yapılan katliamın failleri, tarihte Müslümanlara indirdikleri darbelerle öne çıkan bazı Hıristiyan savaşçıların takipçileri olma iddiasındalar.

Katliamda kullanılan silahlarda buna işaret eden isimler ve tarihler yazılı.

Teröristlerden Brenton Tarrant’ın (masum Müslümanların üzerine kurşun yağdırışını internetten canlı yayımlayan caninin) katliamdan evvel sosyal medya hesabında paylaştığı bir “manifesto”da ırkçı mesajlar veriliyor ve Müslümanlarla -bahusus Türklerle- kanlı bir hesaplaşmanın gereğinden (!) bahsediliyor.

Teorisiyle pratiğiyle su katılmamış bir canilikle karşı karşıyayız.

Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern, “terörist saldırıdan başka tarifi olmayan” bu “eşi görülmemiş şiddet”in Yeni Zelanda’ya “en karanlık günlerinden biri”ni yaşattığını söyledi; böyle bir şiddet eylemi için Yeni Zelanda’nın seçilmesinin ırkçılığı tolere eden ve aşırılığa zemin sağlayan bir ülke olmalarından değil bunun tam tersi bir ülke olmalarından kaynaklandığını, Yeni Zelanda’da nefretin yeşertilmeye çalışıldığını ama bunun kesinlikle gerçekleşmeyeceğini belirtti; saldırganların sahip olduğu ekstremist (aşırılıkçı) fikirlere “Yeni Zelanda’da kesinlikle yer olmadığını ve esasen dünyada da yer olmadığını” vurguladı.

Bunlara gerçekten yer yok mu dünyada?

Öyleyse dünya liderleri -sıradan kınama ve taziye mesajlarının ötesine geçerek- göstersinler yer olmadığını.

Irkçı ve İslam düşmanı fikirleri hep beraber lanetlemek, bu fikirlerden mütevellit teröre karşı -tıpkı “IŞİD” terörüne karşı olduğu gibi- dayanışmaya girdiklerini ilan etmek için Christchurch’te toplansınlar meselâ.

Bilhassa Batılı liderlerin böyle bir resimde yoğun olarak yer almaları, terörün ve dahî “medeniyetler çatışması”nın önüne geçmeye -en azından hararetini düşürmeye- hizmet edebilir.

‘Batı terör konusunda çifte standart uyguluyor; Hıristiyanlara ve Yahudilere saldırıldığında gösterdiği hassasiyeti Müslümanlar saldırıya uğradığında göstermiyor’ eleştirisi haklı bir eleştiri ve bunun gereği yapılmalı.

***

Daha önemlisi; Batı’da marjinal grupların tavrı olmakla kalmayıp ana akım siyaset ve medyada da sergilenen İslam düşmanlığının önüne geçmeye matuf adımlar -acilen, çok acilen- atılmalı.

Christchurch katliamına dair bir açıklamasında “Bu hain saldırıda sadece faillerin değil Batı’da çığ gibi büyüyen İslam karşıtlığını ve nefreti körükleyen siyasilerin ve medyanın da aynı derecede sorumluluğu vardır” diyen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu boş konuşmuyor.

(KARAR)

Etiketler:
Share
352 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...