logo

* CHP’nin adaylarını kimler belirliyor? * Partiyi yöneten o gizemli akıl kimdir? * CHP-İyi Parti-HDP (PKK) cephesi de ne? * Artık ‘CHP’ diye bir ‘siyasi kimlik’ yoktur.


İbrahim Karagül
i.karagul@gmail.com

CHP’nin adaylarını kim belirliyor? Akıl hocaları kim? Kim bu gizemli merkezler? Aday isimleri hangi önceliklere göre belirleniyor? Türkiye’nin çıkarlarını mı, toplumsal beklentiler mi, AB çıkarları mı, ABD’nin ülkemize yönelik gelecek kurguları mı, para/çıkar ilişkileri mi?

CHP aklı mı bunları belirliyor? Gerçekten böyle bir akıl kaldı mı? Yoksa başka bir akıl mı devrede? Parti aklı mı, yoksa dışarıdan örgüt aklı mı devrede?

Çok ciddi iddialar var!

Mesela yolsuzluk dosyaları içinde boğulan Battal İlgezdi’nin yeniden Ataşehir Belediye Başkanı adayı olarak belirlenmesi amacıyla yapılan pazarlıklara dair çok ciddi iddialar var?

Mesela İzmir’de Tunç Soyer’in aday gösterilmesi 12 Eylül öncesinin bütün çatışma hafızasını bugüne taşıdı. Ülkücülere işkenceleriyle, idam kararlarıyla bilinen Nurettin Soyer’in oğlu için İYİ Parti’nin CHP’yi İzmir’de hangi gerekçeyle destekleyeceği merak ediliyor.

Mesela İstanbul ilçe başkan adaylarının bazılarının CHP kimliğinden çok HDP kimliğine sahip olması, mezhep ve etnik çatışmaları öne çıkaran, çıkaracak isimler seçilmesi dikkat çekici. Bu konularda o kadar çok örnek var ki?

Sizi hangi akıl tek bir çatı altında topladı?

CHP, İyi Parti ve HDP (PKK)’yı aynı cephede toplayan, bütün silahlı ve silahsız örgütleri CHP çatısı altında gizleyen akıl kimin aklı, hangi gücün aklı? İYİ Parti’nin milliyetçileri HDP’ye mi oy verecek? CHP’li vatanseverler PKK’nın siyasal kanadına mensup adaylara mı oy verecek? Yine İyi Parti’nin milliyetçileri, ülkücüleri asan adamın oğluna mı oy verecek?

Zihin karıştırıcı bir durum. Bu kadar birbirine zıt kimlikleri tek bir çatışmacı cephede toplayan irade yerli değil. Kesinlikle değil. Bu kadar örgütü ve cepheyi tek çatı altında toplayan o irade, CHP adaylarını da büyük oranda belirliyor demektir. Hangi HDP’li’nin CHP’den nerede aday gösterileceğini, hangi toplumsal çatışma izi bırakacak ismin nerede öne çıkarılacağını belirliyor demektir.

İstihbarat örgütleri cirit atıyor?

Dikkat ediyorum da; bu “çatı” hiçbir şekilde Türkiye’nin merkezinden beslenmiyor. Tamamen çokuluslu bir akıl bu ittifakı da, adayları da belirliyor, öne çıkarıyor. Gezi olaylarında, 17-25 Aralık’ta, 15 Temmuz’da etkili olan el, burada da etkili. ABD istihbaratından Alman istihbaratına, CHP’nin öncülüğünü yaptığı ittifakta her ülke var, sadece Türkiye yok.

Türkiye’nin kurucu partisini Türkiye ekseninden çıkarıp ideolojik çatışma örgütüne dönüştüren irade ile İYİ parti projesi ve HDP’yi (PKK) tek cephe haline getiren irade yeni bir siyasal dalga, çatışma dalgası oluşturma peşinde. Bu anlamda söz konusu ittifakta yer alanlar bir çokuluslu proje olarak öne çıkıyor.

Yeni CHP projesi bir çokuluslu projeydi..

Burada oyun “CHP Projesi” ile başladı ve ilk önce o tamamlandı. Kemal Kılıçdaroğlu projesi, Türkiye’nin kurucu partisini yerli eksenden, merkezden çıkarıp Türkiye karşıtı bir cepheye çekme planıydı. O proje başarıya ulaştı. Şimdi yeni CHP ile örgütler ve çokuluslu ortaklığın siyasal aparatları üzerinden yeni bir proje deneniyor.

Yerli olan, vatan eksenine, Türkiye eksenine karşı bir çokuluslu cephe biçimleniyor. Aday belirlemedeki kriterlerden bile bu anlaşılıyor artık. Türkiye’nin merkez iktidar alanını zayıflatmayı, bütün kimlikleri çatışma alanına çekmeyi amaçlayan bir hesap yürütülüyor.

Kılıçdaroğlu, CHP’yi bir ‘ulusal güvenlik meselesi’ne dönüştürdü

CHP’nin bir “ulusal güvenlik sorunu” olmaya başladığını sanırım ilk yazan kişi benim. Kemal Kılıçdaroğlu’nun eğilimlerinin ve tercihlerinin partiyi bir uçurumun kenarına getireceği daha göreve gelir gelmez, partinin üst yapısını değiştirir değiştirmez ortaya çıkmıştı.

Türkiye’nin kurucu partisi aklını da merkezini de kaybediyor, operasyonel alana çekiliyordu. CHP’yi yeniden yapılandırmaya dönük süreç hep bu yönde oldu.

Türkiye’nin kurucu partisi bir kavga partisine, gelecekte ülkemize yönelebilecek yeni çokuluslu saldırılar için içeriden operasyon partisine dönüştürüldü.

Parti yönetimine getirilenlerin siyasi kimliği, durdukları yer, Türkiye ile aralarına koydukları mesafe, terörden yana tavır alma, dış müdahaleden yana tavır alma, ülkenin bölgesel sıkıntılarına karşı tavır alma halleri, daha net biçimde söylersek; “Türkiye düşmanlıkları” CHP’yi bir güvenlik meselesine, ulusal güvenlik sorununa dönüştürdü.

CHP-İYİ Parti-HDP (PKK)Nasıl bir Türkiye planı bu?

Aslında Kılıçdaroğlu, CHP’nin başına geçtiği günden bu yana bütün mücadelesini Türkiye’ye karşı vermiştir. Anamuhalefet partisini ABD’nin müdahale aparatına, Almanya’nın Türkiye istihbarat uzantısına, HDP’nin bıraktığı boşluğa yerleştirmiştir.

Muhtemelen de partinin başına bu projeler için getirildi. Attığı her adımla, söylediği her sözle Türkiye karşıtı kim varsa, hangi ülke ve örgüt varsa onlarla yan yana duran biri Türkiyeli değildir. CHP’yi Türkiye ekseninden çıkarma projesi Kılıçdaroğlu üzerinden yürütülmüştür. Bunu bugün, belediye başkan adayları belirlenirken, CHP-İyi Parti-HDP (PKK) ittifakı biçimlenirken bir kez daha görüyoruz. Nasıl bir Türkiye planı bu?

Türkiye’nin ana omurgası ile karşıtları ayrışmıştır…

Türkiye’nin ana omurgası ile, siyasal genetiği ile, Türkiye’ye karşı dışarıdan yönetilenler arasında bloklaşma netleşmiştir. Türkiye’yi kaynaştırıp büyütme, güçlendirme düşüncesi ile hırpalama, zayıflatma, dışarıdan operasyonlara açık hale getirme cephesi netleşmiştir.

Artık CHP aklı diye bir akıl yoktur, çokuluslu akıl vardır. Artık CHP Türkiye partisi değil, Türkiye ile mücadele edenlerin odaklandığı bir partidir. PKK’yı nasıl yönetiyorlarsa, nasıl Türkiye’nin başına sarıyorlarsa, CHP’yi de kendi alanında aynı şekilde yönetiyorlar, benzer bir role hazırlıyorlar.

Yol bellidir: Artık CHP diye bir siyasal kimlik kalmamıştır

Bu yüzden; bu ülkede tek mücadele alanı, tek siyasi kimlik, Türkiye Ekseni ile karşıtları arasındadır. O gizemli akıl bizim için bellidir ortadadır. 15 Temmuz saldırısının arkasındaki akıllar, yeni çatı ittifakı arasındaki akıl aynıdır. CHP’yi Türkiye ekseninden çıkarma projesinin arkasındaki akıl aynıdır. Şimdi PKK’lı adayları CHP üzerinden sahaya süren akıl aynıdır.

Bu yüzden; CHP’nin vatanseverleri için de, İYİ Parti’deki vatanseverler için de yol bellidir. Artık CHP diye düşünme yerine, tercih yapma yerine Türkiye ekseninde yer almaktadır. Çünkü artık CHP diye bir siyasal kimlik yoktur. HDP vardır, PKK vardır, çokuluslu irade ve akıl vardır.

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler: » » » » » » » » » » » » »
Share
653 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...