logo

12 Temmuz 2019

CHP kimliği: ‘Ariyet’ mi, kalıcı mı?


Yusuf Ziya Cömert
y.comert@gmail.com

CHP, bu seçimde bilhassa büyük şehirlerde CHP’liliği yüz metreden anlaşılacak kadar belirgin, bakışlarından, sözlerinden, oturuşundan laiklik fışkıran adaylar göstermedi.

İncelemiş değilim, muhtemeldir ki küçük yerlerde de benzer bir aday belirleme politikası izlemiştir.

Bu, CHP’nin bizim toplumumuzdaki bir özelliğin farkına vardığını gösterir.

Bizim halkımız, fanatik, gergin, ısırgan CHP’li tiplerden pek hoşlanmıyor.

Camiye yanaşmayan, caminin çevresindeki insanlardan gıcık kapan, ezandan tedirgin olduğunu hissettirmeden duramayan politik varlıklardan, camiyle, ezanla pek işi olmayan vatandaşlar bile hazzetmiyor.

Öyle adayları görünce mesafe koyuyor. Oy verse de idareli veriyor. Seçim kazandırmayacak kadar, iktidara getirmeyecek kadar.

Kılıçdaroğlu, nasıl başardıysa, tercihini geleneksel CHP’li imajına tıpatıp uymayan adaylardan yana koydu.

Bu, CHP gibi bir partide kolay bir iş değildi.

CHP’nin önünde bir handikap vardı. Yine var, tamamen ortadan kalkmadı.

Türkiye’de oyların yaklaşık yüzde 65’i sağ partilere gidiyor.

CHP’ye ve CHP’nin bulunduğu kutba yakın sol partilere yüzde 35 civarında bir oy kalıyor.

Eğer böyleyse, sittin sene iktidar olamazsın.

Zaten CHP de sittin senedir iktidar olamıyor.

(Bu arada, ‘sittin’in Arapça altmış anlamına geldiğini not edelim. Yani ‘sittin’ kesretten kinaye değil, bugün için gerçeğin ta kendisi. Lütfen küsurata takılmayalım.)

Şu halde, halkın ortalamasına doğru yaklaşman gerekiyor.

Bülent Ecevit yaklaştı, ‘inanca saygılı laiklik’ diye bir kavram icat etti, biraz takviyeyle Başbakan oldu.

‘Biraz takviye’nin içinde yüzkızartıcı Güneş Motel vakası da var ama bizim siyaset maalesef kaldırıyor o kadarını.

Eğer utanılacak bir şeyse, Ecevit kadar Ecevit’in teklifine ‘evet’ diyen sağcı vekillerin de utanması gereken bir şey. Ama bizim siyasette pek yok utanma… Yine görenler ‘sayın bakanım’ demeye devam eder.

CHP için ‘halkın ortalamasına yaklaşma’nın riskli bir tarafı var.

Yaklaşırken, yani ezana, camiye aşina bir profil çizerken dipteki aşırı laikçi çekirdeği nasıl ikna edeceksin?

Bir taraftan kamudaki veya özel hayattaki başörtüsünü sorun etmemeye çalışırken, öte taraftan başörtüsüne alerjisi olan, başörtüsü gördükçe içi kımıl kımıl kımıldayan tabir caizse ‘yobaz’ CHP’lileri nasıl zaptedeceksin?

Kılıçdaroğlu için ‘nasıl başardıysa’ dediğim bu işte.

En azından bu seçimde sesi çıkmaması gerekenlerin sesini çıkarmamasını sağladı Kılıçdaroğlu.

Şimdi yeni sistemde baraj yüzde 50+1.

Kendi başına, kendi politik çizginle yüzde 25’i bile geçemiyorsun.

Türkiye’de, kağıt üzerinde kıyamete kadar iktidara gelme ihtimalin yok.

Başkanlık sistemi -yine kağıt üzerinde- sağdaki büyük partinin iktidarını ila nihaye garantiliyor.

O halde yapacak bir şey de yok.

Muhalefet dilini ezberle, ezberlediklerini ömrün oldukça oku oku dur.

Bu fasit dairenin herhangi bir siyasetçi tarafından görülmemesi imkansız.

Öyleyse ne yapılabilir?

İttifak yapılabilir.

İttifaka ilave olarak, CHP’nin gönyesinden çıkmış adaylar yerine muhafazakar ya da yarı-muhafazakar, sağcı adaylar gösterilebilir.

Yani, bir nevi ‘kurşun asker.’ Alıyorsun, kullanıyorsun, sonra tekrar alıyorsun, tekrar kullanıyorsun.

‘Alma, kullanma’ tabirini kasıtlı olarak tercih ettim.

Böyleydi CHP’nin görüntüsü. İlhan Kesici’nin, Mehmet Bekaroğlu’nun veya bazı sağcı isimlerin CHP’deki varlıkları, hatta bir önceki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Ekmeleddin İhsanoğlu’nun aday gösterilmesi böyle bir izlenim uyandırıyordu.

Bu seçimde CHP kendi ‘taassup’ duvarını aşmış görünüyor.

Eni konu aday tercihleriyle ve seçimlerle sınırlı olan bu politika bir-iki kullanımlık bir muhafazakar vitrin çalışması olarak kalırsa boyası çabuk dökülür.

Fakat içselleştirilirse, ariyet bir kimlik olmaktan çıkıp CHP’nin ta dibindeki mutaassıp çekirdeği parçalayacak şekilde müesseseleşirse Türkiye siyasetinde iktidar alternatifi haline gelir.

Böyle bir değişim, AK Partiyi de, AK Parti’nin gidişatından memnun olmayıp yeni siyaset arayışına yönelen siyasetçileri de çok ilgilendirir.

(KARAR)

Etiketler:
Share
405 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...