logo

24 Ekim 2019

Cem Yılmaz’a sinenizde yer yok mu!


Akif Beki
a.beki@gmail.com

Bakın; Emin Çölaşan bile AK Parti’de takdir edecek bir şey buldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sigarayla mücadelesini sonuna kadar destekliyor Sözcü’de. Kırk yılda bir görülmeyecek şeydi, bir güne bir gün ‘doğru’ desin, hak versin dişinizi kırmaz mıydınız!

Bakın; Ertuğrul Özkök bile gün geldi, kendisine yıllardır etmedik hakaret bırakmayan Emin Çölaşan’ın elle tutulacak bir tarafını yakaladı. Eski bir tiryaki ve yeminli muhalifken iktidarın sigarayla mücadelesine destek vermeye dilinin varmasını sevdi. Hürriyet’teki köşesinde bunu saklamadı. ‘Korkma, bu seni liboş, dönek ya da yalaka yapmaz’ diye bu konuda ‘iktidarın yanında, yasakçılığın arkasında’ durmaya teşvik etmekten de gocunmadı.

Bakın; Soçi Mutabakatı sadece esip gürleyerek küstahça tehditler savuran Trump’ı memnun etmedi. Aynı anda hem İran hem NATO’ca da olumlu karşılanmadı yalnız. Hayır, Esad’dan bile onay almakla kalmadı. İktidardan lafını bugüne dek esirgemeyen T24 yazarı Mehmet Yılmaz’ın da övgüsüne mazhar oldu. Barış Pınarı Harekatı’nın hedeflerine ulaştığını o da teslim edebildi. Ankara’nın muradına erdiğini, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın istediğini elde etmeyi başardığını o da söyleyebildi, incileri de dökülmedi.

Bakın; Zülfü Livaneli son kitabı “Batı’nın Kibri ile Doğu’nun Cehli Arasında”ya, sivri dilli ve sıradışı bilim insanı Celal Şengör’ün Teke Tek’te İncil’le ilgili kestiği üstünkörü bir ahkamı da örnek gösterdi. Alanına girsin girmesin her şeyin bilirkişisiymiş gibi üstüne atlayan popülerleşmiş uzmanların otorite istismarına örnekti. İsim zikretmemişti, yine de Fatih Altaylı eleştirisinin vahim bir maddi hata içerdiğini söyleyerek Livaneli’yi kibarca uyardı, kitabını toplatıp düzelttikten sonra tekrar basmaya çağırdı. Livaneli aynı incelikte cevap verdi, iddiasını kanıtlarla savundu ve toplatma teklifini reddederek ‘kitap rafta kalsın da isteyen alsın isteyen almasın’ diye tatlıya bağladı. Altaylı da ne kompleks yaptı ne inada bindirdi, tartışmayı uzatmadan cevabı aynen yayınladı Habertürk’te. Hepsi burnundan kıl aldırmayan yüksek egolu ilgi ve hayret avcılarıydı, zora gidecek şeyler söylemişlerdi ama tek kelime hakaret ya da saygıda kusur etmeden bolca iğnelemeli atışabildiler.

Bakın; şu dahi oldu yahu, son seçimlerde Binali Yıldırım lehine seçmen kızıştıran, sosyal medyada halay başını çekecek kadar partizan tutum almaktan çekinmeyen Hasan Kaçan bile “Cem Yılmaz’ın Karakomik Filmleri’ne gitmeyin” çağrılarına karşı çıktı. Eleştirmekle yasaklatmak ya da boykot ettirmek istemeyi ayırdı. “Başkalarının filmini, oyununu, kitabını, konserini protesto etmek bizi bir yere götürmez” cümlesini ön şart koşmadan kurdu, kurabildi. Cem Yılmaz’la aynı tarafta yer almadığı, siyasi fikirlerine katılmadığı ve belki de filmini izlemeye gitmeyeceği, hatta mizahını beğenmediği halde.

Eskişehir galasında sitem etmiş Cem Yılmaz, sine-i millete dönmek istediğini söylüyor. O çıkışına katılabilir ya da bu tepkisizliğine kızabilirsiniz. Fakat kabul edin ki bir kalemde defterden silinemeyecek, bir hışımla yabana atılamayacak bir hiciv ve güldürü ustası, sanatının da zirvesinde…

Hadi ama siz de ona yer açamaz mısınız sinenizin bir köşesinde, kimler kimlere açabiliyor baksanıza!

Hayat ve dünya, uzlaşmaz dahi olsa iki karşıt görüşe, iki zıt duruşa dar gelecek kadar küçük değil. Sırf tek tipçi beklentilerinizi karşılamadı diye önünüze geleni bir çırpıda nefretle harcarsanız, siyah-beyaza boyadığınız o renksiz, ıssız ve monoton sinenizde fanatizminizle baş başa kalmaktan sıkılmaz mısınız hem sonra, bir daha düşünün.

(KARAR)

Etiketler:
Share
335 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...