logo

Çatla Cumhuriyet, patla Birgün, kahrol Sözcü!


Ali İhsan Karahasanoğlu
a.karahasanoglu@gmail.com

Şu solcular ne zaman akıllanacak, bilmiyorum..

Kafayı imam hatip liseleri ile bozmuşlar..

Okul kayıtları devam ederken, “Her yer imam hatip oldu.. Çocuklar zorla imam hatiplere yazdırılıyor!” algısı oluşturmaya çalıştılar.

Okullar açıldı..

Öğrenciler derslere başladı..

İddia ettikleri türden somut örnekler isteyince..

Bu sefer başka iddialara atlama yaptılar..

Şimdi ne diyorlar?

Şu ildeki imam hatip lisesine yeterli öğrenci kaydı yapılamadığı için, öğretmenler boş boş oturuyormuş. Okul da açılamamış.

Doğru olabilir mi?

Önceki iddiaları doğru çıktı ise, bu da doğru olabilir..

Önceki iddialarının hepsi yalan çıktığına göre, bu da yalan..

Bu yalanı ortaya koyma ihtimalimizi dikkate alıp.

Hemen ertesi günü, dikkatleri başka bir imam hatip haberi ile gündeme oturtmak için..

Bu sefer de..

İmam hatipin bahçesi, otopark oldu..

Yalanın bini, bir para..

Hiçbir kural, hiçbir ilke tanımaksızın, sallıyorlar da sallıyorlar..

Gerçekler mi?

Buyrun ben size gerçekleri vereyim..

İstanbul’da üç imam hatip lisesinin mezunlarının..

Hangi fakültelere kayıt yaptırdıklarını, sayı sayı vereyim..

Kadıköy Anadolu İmam Hatip Lisesi mezunları:

Tıp Fakültesi: 9 öğrenci

Mühendislik Fakülteleri: 56 öğrenci.

Hukuk Fakültesi: 19 öğrenci.

İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi: 23 öğrenci.

Mimarlık Fakültesi: 3 öğrenci.

Milli Savunma: 3 öğrenci

Sağlık Bilimleri: 2 öğrenci.

Diş Hekimliği Fakültesi: 2 öğrenci.

İlahiyat Fakültesi: 19 öğrenci.

Psikoloji: 3 öğrenci.

Sosyal Bilimler: 4 öğrenci.

Öğretmenlik: 1 öğrenci.

Bir başka İmam hatip lisesinin mezunlarından üniversiteye kayıt yaptıranların listesi:

Beyoğlu Anadolu İmam Hatip Lisesi mezunları:

Tıp Fakültesi: 10 öğrenci.

Mühendislik Fakültesi: 26 öğrenci.

Mimarlık: 5 öğrenci.

Psikoloji: 4 öğrenci.

Hukuk Fakültesi: 11 öğrenci.

İlahiyat Fakültesi: 5 öğrenci.

Fizik-Kimya: 4 öğrenci.

Tarih: 2 öğrenci.

İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi: 4 öğrenci.

Diş Hekimliği Fakültesi: 1

Fizyoterapi: 1 öğrenci.

Veterinerlik Fakültesi: 2 öğrenci.

Medya iletişim: 3 öğrenci.

Uluslararası ilişkiler: 2 öğrenci.

Eczacılık Fakültesi: 1 öğrenci.

Örnek vereceğim üçüncü imam hatip lisemizden fakültelere kayıt yaptıran öğrenci sayıları..

Kartal Anadolu İmam Hatip Lisesi mezunları:

Tıp Fakültesi: 12 öğrenci.

Mühendislik Fakültesi: 29 öğrenci.

Sağlık Bilimleri: 21 öğrenci.

Hukuk Fakültesi:18 öğrenci.

Sosyal Bilimler: 17 öğrenci.

PDR-Psikoloji:11 öğrenci.

İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi: 10 öğrenci.

Mimarlık: 8 öğrenci.

Dil bölümleri: 8 öğrenci.

Öğretmenlik: 8 öğrenci.

İlahiyat Fakültesi: 7 öğrenci.

Diş Hekimliği Fakültesi: 5 öğrenci.

Sadece bir imam hatip lisesinde böyle bir tablo oluşmuştur, “Bu işin içinde bir iş var” der, kuşku duyabilirsiniz..

Ama üç ayrı imam Hatip lisesinden örnekleri verdim..

Daha fazlasını da vermek mümkün..

Dolayısı ile..

Üç ayrı imam hatip lisesinde böyle bir tablo söz konusu ise..

Diğer imam hatip liselerinde de tablo aşağı yukarı benzer ise..

Solaklar artık “İmam hatiplerde bilimsel eğitim yapılmıyor. İmam hatipten mezun olanlar, üniversitelere devam edemiyorlar” algısı oluşturma çabasından vazgeçmeli değiller mi?

Sayılar önümüzde..

Tıp fakültesini kazanan da var. Hukuk fakültesini kazanan da var. Mühendislik fakültelerini kazananlar da var..

O halde imam hatip liselerinde hiçbir sorun yok..

İlla bir sorun arıyorlarsa, kendi kafalarında arasınlar.. Kendi bakış açılarında arasınlar..

Verdiğim örneklerdeki her bir imam hatip lisesinden 9, 10 ve 12 öğrenci tıp fakültesini kazanıyorsa..

Artık Cumhuriyet gazetesine.. Birgün gazetesine.. Sözcü gazetesine..

Bunlarla paralel yayın yapan tüm gazetelere ve televizyonlara..

Ya hakkı teslim etmek, ya da seslerini kesip, oturmak düşer..

Bu başarılar yeterli mi?

Tabii ki değil..

Ama, 28 Şubat sürecinden buraya geldik..

28 Şubat süreci şu an devam ediyor olsa idi..

Üç tane liseden verdiğim 31 öğrenci, hakettikleri tıp fakülteleri yerine..

Büyük ihtimalle ya ilahiyat fakültesine zorunlu gidiş yapacaklar ya da yurtdışına çıkmak zorunda kalacaklardı..

Veyahut da.. Hayata küsüp, gidip evlerinde oturacaklardı..

Hak mıdır bu?

Başarılı öğrencilerin önünü kesmek değil midir bu?

Tıp fakültesini kazanacak yetenekteki öğrenciler yerine, onların puanlarını Kemal Gürüz gibi sahtekarların ayak oyunları ile silmesi sayesinde, haketmeyen öğrencilerin o fakültelere kaydettirilmesi, apaçık bir zulüm değil midir?

14 yıl boyunca, bu zulmü yaşattılar..

İmam hatip düşmanlığı yaparak, İHL mezunlarını hakettikleri üniversitelere almadılar.

Bugün bari, susup, o zulmü unutturacaklarına..

Kıldan tüyden haberlerle, imam hatip neslini dinç tutuyorlar..

Uyanık olmalarını sağlıyorlar..

Bu açıdan da.. “Çatla” dediğimiz Cumhuriyet’e.. “Patla” dediğimiz Birgün’e.. “Kahrol” dediğimiz Sözcü’ye, binlerce teşekkür ediyoruz.

(YENİ AKİT)

Etiketler:
Share
502 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...