Son Dakika
Libya’da Arap dünyasındaki ihanet rejimlerinin yardım ve desteğiyle, Sisi cuntası benzeri bir diktatörlük rejimini hakim kılmak amacıyla savaş veren emekli general Halife Hafter’in saflarında savaşanların bir kısmının Kaddafi dönemi kalıntısı askerlerden büyük çoğunluğunun ise Afrika ülkelerinden derlenen paralı militanlardan oluştuğunu daha önce dile getirmiştik. Bu militanların maaşları ise başta BAE ve Suudi Arabistan olmak üzere Arap dünyasındaki işbirlikçi ihanet rejimleri tarafından ödenmektedir. Onlara askeri eğitimi ise genellikle Sisi’nin adamları veriyordu. Son dönemde bunlara Rusya’nın gönderdiği paralı askerlerin de eklendiği biliniyor.
Hafter’in saflarında savaşan militanlar arasında Sudan’dan giden çok sayıda paralı milis olduğu muhtelif haber kaynaklarında daha önce de dile getirilmişti. Sudan yönetimi Libya’ya asker göndermediğini açıkladı. Ancak geçtiğimiz günlerde İngiliz The Guardian gazetesinde Sudan’dan Hafter’in saflarında savaşmak üzere çok sayıda paralı askerin Libya’ya geldiği haberi yayınlandı.
Haberde bu militanların birçoğunun daha önce Ömer El-Beşir’e karşı savaşanlardan oldukları ifade edildi. Hafter’in saflarında savaşmak üzere Libya’ya gelen militanların bazılarının Sudan Bağımsızlık Ordusu mensuplarından bazılarının da Cancevid gerillalarından olduğu belirtildi. Sudan’dan giden militanların bir kısmının daha önce Darfur’da savaşanlardan olduğu ifade edildi.
Ondan önce Trablus’taki Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne bağlı askerler tarafından da Hafter’in saflarında savaşırken esir edilenler arasında Sudanlı ve Çadlı militanların olduğu belirtilmişti.
Bunlardan Cancevid gerillaları üzerinde biraz durmak istiyorum. Bunlar Sudan’ın Darfur bölgesinde ortaya çıkarılmış bir kontrgerilla örgütünün militanlarıdır. Bunlar önce bölgedeki zenci (Çadlı) kabilelere karşı yerel savaş veren birtakım yerel aşiretler tarafından oluşturuldu. Ancak Sudan’da Ömer El-Beşir yönetiminin en önemli hatalarından biri bu kontrgerilla örgütüne baştan göz yumması sonra da Darfur bölgesindeki Çadlı kabilelerin ezilmesine karşı savaş verdiğini söyleyen ayrılıkçı milis örgütlerini zayıflatmak amacıyla onunla işbirliği yapması oldu.
Cancevid gerillaları Darfur bölgesinde ayrılıkçı milislere karşı savaştıkları iddiasıyla bölgedeki zenci yani Çadlı kabilelerin sivil ahalilerine saldırdılar. Onların geçim kaynakları olan hayvan sürülerine el koydu ve arazilerini tahrip ettiler. Bu saldırılar çok sayıda zencinin bölgeyi terk ederek Çad tarafına göç etmesine neden oldu.
Cancevid gerillaları korkunç saldırılar gerçekleştirdiklerinde Hartum’daki yönetim onlarla olan ilişkilerini gizliyor ve bu gerillaların devlet güçleriyle bir ilişkilerinin olmadığını iddia ediyordu.
Gerçekte ise, normalde asker kökenli olmayan, deve tüccarlığı ile uğraşan ancak daha sonra Darfur bölgesindeki etkinliğinden dolayı askeriyede önemli mevkilere getirilen, general yapılan ve Hızlı Destek Birlikleri’nin başına geçirilen Muhammed Hamdan Daklu söz konusu Cancevid gerillalarıyla işbirliği içine girerek onların saldırılarını yönlendirdi.
Muhammed Hamdan Daklu’nun daha sonra Ömer El-Beşir’e karşı gerçekleştirilen darbede önemli bir fonksiyon icra ettiğini, darbe sonrası oluşturulan Askeri Geçiş Konseyi’nde başkan yardımcılığı yaptığını ve bugün de geçiş yönetiminde etkin bir konumda olduğunu hatırlatalım.
Ömer El-Beşir’in önemli bir mevkiye getirdiği ancak daha sonra onun kuyusunu kazan Muhammed Hamdan Daklu, Suudi Arabistan ve BAE ile yakın ilişki içinde olan biridir. Cancevid gerillalarının paralı militan olarak Libya’ya nakledilmesinde onun büyük bir rolü olduğunu tahmin ediyoruz.
Ne yazık ki Darfur’daki zulmün önemli bir ayağını oluşturan Cancevid gerillaları bugün de Libya’da ihanete destek vermekte ve ihanetçi Hafter’in saflarında savaşmaktadırlar.
(YENİ AKİT)
Etiketler: Ahmet VarolYorum yapabilmek için Giriş yapın.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
02 Mart 2020 YAZARLAR
02 Mart 2020 YAZARLAR
04 Ocak 2020 YAZARLAR
03 Ocak 2020 YAZARLAR