logo

25 Eylül 2019

Büyük meydan okuma


Bülent Orakoğlu
b.orakoglu@gmail.com

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2’nci doktrini sayılabilecek açıklaması terörü destekleyen ülkeleri ve Pentagon’u hedefe almıştı “Şu örgütün arkasında şu devlet varmış, öteki örgütün arkasında başka devlet varmış, bunların hiçbiri de bizi ilgilendirmiyor. Hiçbir meşru devlet, kendi askerini, personelini teröristlerle bir arada tutmaz. Bizim için teröristlerin yanında olan herkes teröristtir. Atalarımız, ‘Zurnada peşrev olmaz, ne çıkarsa bahtına’ derler. Bugüne kadar ‘müttefiklik’ diyerek, ‘stratejik ortaklık’ diyerek, ‘ittifak ilişkileri’ diyerek bizi oyaladıklarını sananlara son sözümüz budur.”

ABD(Pentagon) bir taraftan Türkiye ile “güvenli bölge” için çalışma yürütürken, diğer yandan da PYD’nin çatısını oluşturan SDG terör örgütü mensuplarına silah ve eğitim desteği vermeyi sürdürüyor. 6 Ağustos Mutabakatı doğrultusunda TSK ile müşterek askeri devriyeye çıkan Amerikan ordusu, PKK’ya yüzlerce TIR cephane göndermeye devam ediyor. Üstelik bu kez teröristlere verilen şehir savaşları ve meskun mahal eğitimlerine yönelik video görüntülerinin de kamuoyu ile paylaşılması Türkiye’ye verilen açık bir mesaj niteliğinde görünüyor. Trump’a rağmen Suriye konusunda farklı taktik ve stratejiler izleyen Pentagon SDG terör örgütünü desteklemekten vazgeçmeyeceklerini açıkça ilan ederken akılları sıra Türkiye’ye gözdağı veriyor. Bu tutum ve davranış Pentagon’un tıpkı Menbiç ve Rakka’da olduğu gibi Türkiye’yi oyaladıklarını güvenli bölge konusunda ve 6 Ağustos mutabakatında samimi olmadıklarını gözler önüne seriyor. BM 74. Genel Kurul toplantısına katılmak için ABD’ye giden Başkan Erdoğan’ın Trump’la yapması muhtemel görüşmede Türkiye-Suriye sınırında 32 km derinlikte 460 kilometrelik bir hat üzerinde oluşturulacak güvenli bölge ve YPG/SDG terör örgütü militanlarının bu bölgeden çıkartılmaları sözü hatırlatılacak sanırım. ’’Trump bu kez de yaptırımlar konusunda olduğu gibi Pentagon ve Kongre barajını aşabilecek mi? Görüşme sağlanırsa ve bu konuda bir destek alınamazsa Türkiye bu kez Fırat’ın Doğusu’na girme konusunda kesin kararlı. ABD’ye verilen mühletin bitmesiyle Türkiye gerekirse tek başına Fırat’ın doğusuna girecek. Girmesi de ülkemizin bekası için elzem görünüyor. Başkan Erdoğan’ın ABD’ye hareketinden önce yaptığı konuşma bu zarureti açıkça ortaya koyuyor.‘’ Türkiye’nin bu büyük meydan okumasının elbet bir bedeli vardır. Ama biz bu topraklarda yaşamaya karar vermekle zaten her bedeli göze almış bir milletiz. Dolayısıyla bize gizli açık tehditlerle bedel ödetmeyi düşünenler bunun hesabını yapanlar, beyhude bir işle uğraştığını bilmelidirler. Eskiler ne diyor ’’Ölümden öte köy mü var’’ derler. Bu millet,en ağır bedel olan ölümden bile korkmadığını 15 Temmuz’da göstermiştir. Bu durumda asıl sorulması gereken “Türkiye Fırat’ın doğusuna girerse ABD ile çatışır mı sorusudur?” Bu soruya en güzel cevabı yine ABD’li analistler verdi hem de Amerikan ordusu ve hükümetini uyararak.

ABD ENGEL OLAMAZ

Amerikan ordusu için haberler hazırlayan şahin çizgideki American War On The Rocks internet haber sitesinde Amerikan generalleri ve hükümeti için uyarı niteliğinde bir yazı yayımlandı. ’’Amerikan ordusu Suriye’den çekilirse Türkiye’nin, Kürtlere karşı savaş açacağı korkusu, S-400 krizine alternatif olarak için Patriot füze sistemleri önermesi ya da Amerikan yönetiminin Ankara’ya sürekli diplomatik ziyaretlerde bulunması gibi korku ve çözümler artık hiçbir işe yaramayacağının anlaşılması gerek. Türkiye yapmak istediği hamleleri eninde sonunda yapmaya kararlı. Türkiye NATO’ya bağımlı olmaktan çıkarak çok yönlü bir oyuncu olmak istiyor… Türkiye, Rusya’nın ve Çin’in yükseldiği yenidünyada masadaki ana oyunculardan birisi olarak yerini almak istiyor ve bunu da başaracak.’’

Türkiye, Batı’ya karşı dönmüyor, yalnızca bağımsız karar veren bir ülke haline geliyor. Doğru söze ne denir?

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler:
Share
383 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...