logo

Bülent Abi düşüncesini açıkladı, Adalet Bakanlığı da gerçeği açıklasın!


Ali İhsan Karahasanoğlu
a.karahasanoglu@gmail.com

Bülent Arınç “Düşünce özgürlüğü” diyorsa..

Temel Karamollaoğlu, “Tweete ceza verilemez” diyorsa..

Kemal Kılıçdaroğlu’ndan tutun, ulusalcı geçinen Muharrem İnce’ye kadar birçok CHP’li..

İyi Partililerin oyları ile başkanlık koltuğuna oturan Ekrem İmamoğlu, “Düşünce cezalandırılmamalı idi” diyorlarsa..

İsminin önüne “hukukçu” sıfatı konulan birçok isim, PKK’ya destek çıkan CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’na verilen cezanın hukuka aykırı olduğunu iddia ediyorsa..

Adalet Bakanlığı da çıkıp, bu isimlerin müşteki olduğu, düşünce açıklamalarından dolayı açılmış ceza davalarını açıklamalı değil mi?

Bülent Abi çıkıp açıklama yapıyorsa.. “Çok iğrenç laflar bunlar” diye söze girip.. Tayyip Erdoğan’a yönelik en adice iftiraları eleştiriyormuş gibi yapıp, ardından da “Düşünce özgürlüğüdür, ceza verilmemelidir” diyorsa..

Benim hakkım değil mi, “Bülent Arınç, kendisine yönelik benzeri eleştirilerde hoşgörülü olmuş mudur, olmamış mıdır” diye sormak?

Öyle ya..

Bülent Abi, ilkesel bir çıkış ile mi, Canan Kaftancıoğlu’na destek veriyor?

Yoksa..

İlke falan sıfır..

Tam aksine..

İlkesizliği zirve yaparak..

Kendisine yönelik küçücük eleştirileri yapan şu gazeteciye, bu yazara “Atın şunu hapse.. Üstelik, ben kamu görevlisiyim.. Cezasını da artırın.. Bir de ilaveten, bana yönelik iddiasını basın yoluyla yaptığı için bir ceza artırımı da ordan yapın. Cezaevinde sürünsün” diyorsa..

Bunu bilmek hakkımız değil mi?

Adalet Bakanlığı, bu bilgiyi, niçin kamuoyuna açıklamaz?

Temel Karamollaoğlu..

Gazeteciler için yaptığı suç duyuruları bir kenara..

Şu sosyal medya hesabında, bu sosyal medya hesabında..

Sıradan vatandaşların, kendisine yönelik eleştirileri için, günün 24 saatini tarama yaparak geçirip, “Hah işte.. Bir tanesini daha yakaladım” diyerek..

Hemen savcılığa koşup, suç duyurusunda bulunuyorsa..

Temel Abi’mizin avukatı, daha sanığın savunması bile alınmadan..

“Uzlaşmak istemiyoruz.. Ceza istiyoruz” diye peşinen sanığın mahkum edilmesini istiyorsa..

Belki bir kızgınlık anına denk gelen, belki haddini aşan istem dışı bir kelime söz konusu diye “pişmanlık beyanı”nda bulunup, kendisinden özür dileyen vatandaşlar için dahi, “Özürlerini kabul etmemiz için şu kadar vekalet ücretini şu hesaba yatırmaları gerekir” diyerek, işi paraya dönüştürmeyi adet haline getirmişse..

Bu bilgiler açıklanmalı ki..

Adalet Bakanlığı bunları açıklamalı ki..

Canan Kaftancıoğlu için Temel Abi’nin verdiği desteğin, hangi gerekçeye dayalı olduğunu bilelim..

Temel Abi, düşünce özgürlüğüne gösterdiği saygı sebebi ile mi, Canan Kaftancıoğlu’na verilen cezayı eleştiriyor?

Yoksa..

CHP ile 24 Haziran 2018 seçimlerinde kurduğu ittifak.. 31 Mart ve 23 Haziran yenileme mahalli seçimlerinde CHP ile organize ettiği dirsek teması sebebi ile mi, Canan Kaftancıoğlu’na verilen cezayı eleştiriyor..

Bilmek hakkımız değil mi?

Hakeza..

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu..

Akit aleyhine yaptığı ona yakın suç duyurusunu gösterebilirim..

Akit Medya Grubu hakkında suç duyurusunda bulunan, hapis cezası verilmesini isteyen CHP Genel Başkanı, kendisinin il başkanının sözleri sebebi ile ceza almasına niye itiraz eder ki?

CHP milletvekillerinin bile, büyük çoğunluğunun, “O paylaşımlara katılmıyoruz” dediği bir ortamda, CHP Genel Başkanı’nın sadece Akit yazarları, muhabirleri için değil, tüm medya mensupları hakkında yaptığı suç duyurularını, Adalet Bakanlığı niye açıklamaz?

Niye gerçeklerin gizli kalmasına aracılık eder?

Niçin insanların yüzlerine maske takıp, “düşünce özgürlüğü”nün varlığına şartsız koşulsuz inanan kişilermiş gibi aramızda dolaşmalarına fırsat sağlar?

Adalet Bakanlığı, kimseye iftira atsın demiyorum.

Adalet Bakanlığı, kimse hakkında olmayan bir suçlamayı yapsın demiyorum.

Ama birileri..

Hakimleri topa tutuyorlarsa..

Savcıları darağacına asmaya hazırlanıyorlarsa..

“Düşünce açıklamasına nasıl ceza verirsiniz, hangi çağda yaşıyoruz? Despot bir ülke mi burası? Hiçbir şey konuşamayacak mıyız? Hiçbir açıklama yapamayacak mıyız” diyerek, yargı teşkilatının tamamını hedef haline getiriyorlarsa..

Hakimlerin, savcıların bağlı olduğu Adalet Bakanlığı da..

İki tuşa basarak..

Bu söylemleri dillendirenlerin, bizzat kendilerinin yaptıkları suç duyuruları ile.. Hangi küçücük eleştiriler için.. Nasıl cezalandırma taleplerinde bulunduklarını tespit edip, kamuoyuna da açıklaması gerekmez mi?

Onlar “Yalan söyleme”yi kendilerine hak olarak görebilirler..

Toplumun da, bilgilenme hakkı var..

Açıklarsınız, Bülent Arınç’ın tüm suç duyurularını..

Açıklarsınız, suç duyurusunda kendisine hakaret olarak gördüğü cümlelerin ne olduğunu..

Açıklarsınız, o cümleler sebebi ile, ne ceza verilmesini istediğini..

Açıklarsınız, “uzlaşma talepleri”ne karşı, kendilerinin ne cevap verdiklerini..

Sadece Bülent Arınç’ın değil.

Temel Karamollaoğlu’nun da.. Kemal Kılıçdaroğlu’nun da.. Ekrem İmamoğlu’nun da..

Hatta..

Canan Kaftancıoğlu’nun da..

Tüm bilgilerini kamuoyu ile paylaşırsınız.

Biz de, kimin gerçekten düşünce özgürlüğünden yana olduğunu, kimin işine geldiği zaman “Düşünce özgürlüğü”, işine geldiği zaman “Hapsedin şunu, tecil bile etmeyin, paraya bile çevirmeyin” dediğini öğrenmiş oluruz..

İsimlerini verdiğimiz kişiler, gerçekten kendilerine yönelik eleştirilerde de hoşgörülü iseler..

“Bize iğrenç sözler sarfedildi ama.. Biz bugüne kadar hiç kimse hakkında bir tane bile suç duyurusunda bulunmadık. Hapis cezası isteminde bulunmadık” diyorlarsa..

Hepsini tebrik edelim..

Ama..

Kendilerine yönelik eleştiri sözkonusu olunca, hemen savcılığa koşanlar..

50 bin insanın katillerinin övülmesinde, “Katlanılması gereken farklı bir görüş” tanımlaması yapanlar, kendilerine yönelik darağacına çıkarılmaları gerektiği şeklindeki sembolik bir ifadeyi hemen savcılık nezdinde şikayete konu ediyorlar, RTÜK’ten ceza üstüne ceza isteminde bulunuyorlarsa..

Bu ülkede, 82 milyonun önünde, bir tiyatro oynanıyor demektir..

Bu tiyatroya son vermesi gereken de, Adalet Bakanlığı’dır..

Elindeki verilerle, kamuoyunu aydınlatmalı, aklımızla alay eden riyakarları deşifre etmelidir..

(YENİ AKİT)

Etiketler:
Share
290 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...