logo

Bu af çıkacak galiba


Yusuf Ziya Cömert
y.comert@gmail.com

Rauf Tamer matbuatın en kıdemli muharrirlerinden biridir. (Daha kıdemlisi var mı?)

Bu sıralar Hürriyet’te yazıyor. Ara sıra okuyorum.

Eskiden de okurdum. Taa Tercüman yıllarından.

Ne zaman af tartışması çıksa, Rauf Tamer’in bir yazısı hatırıma gelir.

Ecevit’in 1974’te çıkardığı af tartışmaları sırasında yazmıştı.

Af aleyhtarı bir yazı değildi. Aklımda pozitif bir yazı olarak kalmış.

Yanlış hatırlıyorsam Rauf Tamer beni bağışlasın.

Mamafih, afla ilgili çelişkili bazı taraflara da değiniyordu.

Bir de küçük fıkra vardı yazıda.

Tecavüze uğramış bir kadın, tecavüzcüsünü bir yerde görüyor.

“Bunun hapiste olması lazımdı niye dolaşıyor?” diye soruyor.

“Devlet af çıkardı, salıverildi” diyorlar.

“Nasıl devlet affeder?” diyor kadın, “Devlete tecavüz etmedi ki bu adam, bana tecavüz etti!”

Tırnak içine aldığıma bakmayın. Rauf Tamer’den mot a mot aktarmam mümkün değil. Hatırımda kalanı yazdım.

Fıkradaki mantık doğrudur.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dile getirdiği yaklaşım da, ‘Adalet’ mefhumuna uygun.

Şahıslara karşı işlenmiş suçları devletin affetmesinde bir tutarsızlık var.

Af yetkisi mağdurda, suça maruz kalanda olması lazım.

Buna rağmen devletler, çeşitli vesilelerle veya gerekçelerle af çıkarır.

Bazen ‘cülus’ münasebetiyle, bazen bir zafer münasebetiyle…

Dün MHP lideri Bahçeli bu konuya değindi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın devletin affetme yetkisi konusundaki yaklaşımını saygıyla karşıladıklarını söyledi.

‘Hukuken temeli olmadığı’ görüşünü de ilave etti.

Demek ki bir ‘ısrar’ durumu var.

Devlet Bey bir netice almak istiyor. Affın kapsamını makul seviyede tuttuklarını izah etmeye çalışıyor.

Gerekçeler arasında Fetö mağduriyetlerini ve cezaevlerindeki izdihamı da sayıyor.

Belli bir nezaketi koruyor.

Nezaket, bilhassa yeni sistemin bekası açısından zaruri gördüğü Cumhur İttifakı’nın muhafazası için.

Af tartışmalarının Cumhur İttifakı’nı rencide etmesine kapıları kapatıyor.

“Kanun teklifimizle ilgili gelişmeler ve alınan tutumlar Cumhur İttifakı’ndan bağımsızdır. İttifakla kanun teklifine kerşı gösterilecek tavırları birbirine karıştırmamak, fitne imaline yeltenenlere aldırmamak temennimdir.”

Şu halde, Bahçeli, af teklifini Cumhur İttifakı’nın önüne bir pazarlık maddesi olarak koymuyor.

Eğer af Meclis’ten geçmezse ittifak bozulmayacak.

Bahçeli’nin dünkü konuşmasında altı çizilmesi gereken bir husus daha…

31 Mart 2019’da yapılacak seçimleri “Türkiye’nin 2023’ten önceki son virajı, yeni hükümet sisteminin son imtihanı” olarak yorumluyor MHP lideri.

Bu hassasiyet sebebiyle İstanbul’dan aday koymayacaklar.

Bu arada, Cumhurbaşkanı’nın ABD seyahati öncesinde yaptığı açıklamaya küçük bir gönderme var. “Birinci partiyiz, her yerde aday çıkaracağız sözlerine ihtiyaç yoktur.”

Dikkat edilirse, hem af teklifi hem de ittifak konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerine atıflarda bulunuyor, ama polemik üslubu kullanmıyor.

Af hassas mevzu.

Telaffuz etmezseniz öyle durur.

Telaffuz ettiğiniz andan itibaren zaptedilmesi zordur.

İlgili taraflara psikolojik tazyik yapar.

Burada ‘ilgili taraflar’ mahkumlar, mahkum yakınları, iktidar ve muhalefet.

Psikolojik tazyik dediğimiz şeyin şu anda başlamış olduğuna şüphe yok.

AK partili yetkililer hemen her açıklamalarında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın devletin affetme yetkisiyle ilgili yaklaşımına bir gönderme yapıyorlar.

Arkasından, Cumhur İttifakı’nın ortağı olan MHP’den gelen bir teklifi ciddiyetle tartışacaklarını da söylüyorlar.

Cumhur ittifakına olan ihtiyacı, MHP’nin ısrarını, ‘af’ kelimesinin telaffuzuyla teşekkül eden psikolojik ortamı alt alta topladığınızda Meclis’teki tartışmalarla rötuşlanacak, belki bir miktar sınırlandırılacak bir af düzenlemesinin yasalaşma ihtimali ağırlık kazanıyor.

(KARAR)

Etiketler:
Share
555 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...