logo

21 Mart 2019

Bir kriz yönetme başarısı: Yeni Zelanda


Kemal Öztürk
k.ozturk@gmail.com

Son yılların en korkunç terör eylemi, dünyanın en güzel doğasına sahip sakin ülkesinde gerçekleşti. Dünyayı şaşkına çeviren bu katliam, sanırım en çok Yeni Zelanda halkını ve yönetimini şoka soktu. Böyle bir olay beklemiyorlardı.

Ancak terörün eko sistemi böyledir. Batı’da oluşan yağmur bulutları, Asya’da fırtınaya döner, Afrika’daki toz kitlesi, Avrupa’da çamur olur yağar.

TERÖRÜN EKOSİSTEMİ: NEFRET EKEN ÖLÜM BİÇER

200’den fazla etnik kimliğin olduğu, 160 farklı dilin konuşulduğu Yeni Zelanda, Avrupa ve Amerika’nın yıllardır ektiği nefret, İslam düşmanlığı, yabancı karşıtlığı ve ırkçılık tohumunu binlerce kilometre ötede ölüm olarak biçti.

Buna terörün eko sistemi denir. Tıpkı Afganistan, Irak, Suriye ve Libya’da Batı ülkelerinin haksız işgal ve devlet terörünü, kendi ülkelerinde örgüt terörü olarak biçmesi gibi.

Yeni Zelanda huzur ve sükunetin ülkesi olarak şimdi başka ülkelerden yükselen Müslüman nefretinin, kendi coğrafyasında katliama dönüşen haliyle boğuşuyor.

Çok yakından izledim. Dünyada meydana gelen dini, etnik ve bireysel katliamların neden olduğu krizi en iyi yöneten ülke ve başbakan olarak takdirle anılmayı hak ettiler.

KRİZİ BAŞARIYLA YÖNETEN BAŞBAKAN

Katliamın yaşandığı daha ilk günde, Türkiye’deki medya organları bile olaya ‘terör eylemi’ demeye cesaret edemezken, Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern, olayın adını “aşırı sağcı terör”, failin adını da “terörist” olarak tüm dünyaya ilan etti. Bununla da kalmadı, öldürülen masum Müslümanları, ‘onlar biziz, biz de onlar’ diyerek Müslümanları içselleştirdi.

Sanırım mülteciler konusunda nefret ve öfke tohumlarını ekmekte kimsenin eline su dökemeyeceği ABD Başkanı Trump, Yeni Zelanda katliamını kınarken tek bir kelime Müslüman ya da İslam demedi. Bilinç altındaki İslamofobianın dışa yansımasıdır bu.

İşte nezaketi ve içtenliği ile herkesi kendine hayran bırakan Başbakan Ardern, Trump’a ve onun Avrupa’daki türevlerine bir cevap vermiş oldu:

“Mülteci kotasını yükselterek ve özellikle de çatışmalar nedeniyle güvenli ve kalıcı evi olmayan ve sığınmak isteyenleri kabul edeceğiz. Biz başkalarını hoş karşılayan bir ülkeyiz. Biz Yeni Zelanda’yı evi olarak görenleri koruyan bir sistem oluşturmaya çalışıyoruz.” (BBC Türkçe 20.03.2019)

IRKÇILIĞA KARŞI KÜRESEL ÇAĞRI

Arden, camilere gitti, başını örttü ve bir Müslüman gibi selam verdi. Bu durumdan bir siyasi rant elde etmek için çabalamadı. Müttefiki olan Batı ülkelerinde bile tepki alacak kadar beyaz ırkın üstünlüğüne, aşırılığa, mülteci düşmanlığına itiraz etti. Bir anne gibi Müslümanlara sarıldı ve içtenlikle hatalarını, zayıflıklarını da kabul etti.

Yaşadıkları sorunun terörün eko sistemiyle Batı’dan gelen bir rüzgar olduğunu bilerek konuştu ve küresel bir mücadele çağrısı yaptı.

“Küresel bir çağrı yapıyorum. Yeni Zelanda’nın başına gelen şey, başka bir yerde büyüyen bir kişinin, başka bir yerde öğrendiği ideolojiyle gelip bize karşı şiddet kullanmasıdır. Dolayısıyla küresel anlamda güvenli, hoşgörülü ve kapsayıcı bir dünyaya sahip olmak istiyorsak, sınırlarla düşünmemeliyiz. Bu konuda görmek istediğimiz liderlik bu.”

Avrupa’nın sürüklendiği büyük kaosa, bir kriz anında bu denli sağlıklı çağrılar yapılması son derece takdire şayan.

TÜRKİYE YENİ ZELANDA İLE İŞ BİRLİĞİ İMKANLARI ARAMALI

Yeni Zelanda halkı katliamın ilk gününden itibaren Müslüman toplumla dayanışma içine girdi. Parklarda, camilerde, taziye evlerinde Müslümanlara sarıldı, onlarla göz yaşı döktü. Camilerde Müslümanlar namaz kılarken, yeni saldırı olmasın diye arkalarında nöbet tuttu.

Tüm bunların terörle mücadelede bir fırsata dönüştürülmesi mümkün.

Türkiye, Yeni Zelanda’daki saldırılarda adı geçen ve tehdit alan ülke olarak küresel ölçekte İslamofobia ile mücadele için Yeni Zelanda ile iş birliği yapabilir. Bu iş birliğini genişletip, dünyada potansiyel saldırıları önleyecek mekanizmalar kurulabilir.

Başından beri, Türkiye terörizmle mücadelede global bir iş birliği ve ortak çalışma yapmak için çağrıları yapıyordu.

Keşke bu terör saldırısından sonraki açıklamalarda daha dikkatli olsaydık. Hamasi açıklamalarla meydan okumak yerine, akılcı, diplomatik ve sağduyulu çağrılarla ortak çalışma imkanlarının kurulmasını sağlamak daha faydalı olurdu.

Başka türlü Müslüman düşmanlığını, ırkçı terörü yenmemizin imkanı yok.

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler: » » » » » » » » » » » »
Share
917 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...