logo

21 Aralık 2018

Beşşar’a moral takviyesi


Ahmet Varol
a.varol@gmail.com

Sudan Cumhurbaşkanı Ömer El-Beşir’in Şam’a yönelik hızlı ziyaretinde yaptığı açıklamalarla ilgili olarak kamuoyuna yansıtılan bilgiler ve Beşir’e yakın şahısların açıklamaları ziyaretin amacının Suriye’deki sorunun çözüme kavuşturulması için arabuluculuk olduğu yönündeki yorumların dayanaksız olduğunu göstermektedir.

Ziyaret hakkında açıklama yapan Sudan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Faysal Hasan İbrahim, ziyaretin amacının “Arap ülkelerinin saflarını birleştirmek” olduğunu belirtti. Fakat böyle bir amaç için Suriye’deki halk tarafından reddedilen ve dış güçlerin askeri desteğiyle ayakta duran zulüm rejiminin ve bu rejimin liderinin muhatap alınması ona destek verilmesi, sahip çıkılması, Suriye’de onun hüküm sürmesinin onaylanması anlamına gelir. Böyle bir tavır ise taraflar arasında bir arabuluculuk rolü üstlenilmesine tamamen aykırıdır. Dolayısıyla sadece bu açıklama bile söz konusu iddianın tamamen tutarsız ve geçersiz olduğunu ortaya koymaktadır.

Haberlerde dile getirildiğine göre Sudan Cumhurbaşkanı, ziyareti esnasında yaptığı açıklamalarda “Suriye sorunlarla karşı karşıya olan ülkedir, güçsüzleştirilmesi Arapların davalarının güçsüzleştirilmesi demektir” ifadesini kullandı. Oysa burada halkıyla savaş halindeki bir diktatörün yanında durarak Suriye’nin güçsüzleştirilmesinden söz etmek yersizdir. Çünkü böyle bir tavırla birlikte yapılan bu açıklamada Suriye’nin güçsüzleştirilmesinden ziyade onun başındaki diktatörün ve zulüm rejiminin güçsüzleştirilmesine işaret edilmiş olmaktadır. Suriye’nin güçlü olmasını elbette hepimiz istiyoruz. Ama bunun şartı halkına sınırsız bir şekilde zulmeden, zulümde hiçbir ölçü tanımayan, hiçbir hukuk kuralına uymayan diktatörün güçlü olması değildir. Bilakis böyle bir zalim ve diktatör, ülkeyi ve halkını güçsüz hale getirmektedir. Suriye’nin güçlenmesi ve yeniden toparlanabilmesi için halkına ve bu halkın özgürlük davasına destek verilmesi gerekir.

Beşir’in yine ziyareti esnasında ‘Suriye’nin Arap dünyasındaki yerini alana ve eski gücünü kazanana dek Sudan’ın elinden gelen tüm gayreti göstereceğini’ söylediği haberlerde dile getirildi. Bu sözüyle de ülkedeki diktatörün eski gücünü yeniden kazanmasına işaret edildiği gayet açıktır. Suriye’nin Arap dünyasında yerini almasıyla da bu diktatörün yerini alması anlamının kastedildiğini, kullanılan ifadeden ve kime hitaben söylendiğine bakarak anlayabiliyoruz. Suriye’nin elbette Arap dünyasında hak ettiği yeri almasını ve belki geçmiştekinden daha büyük bir güce kavuşmasını biz de arzu ederiz. Ama bu güç halka yönelik zulmü temsil eden güç değil halkı temsil eden, onun desteğini kazanacak ve onun iradesini yansıtacak bir güç olmalıdır.

Sudan’ın dış işlerinden sorumlu Devlet Bakanı Usame Faysal da yaptığı açıklamada ülkelerin bağımsızlığı ve iç işlerine karışmama ilkesi üzerine yeni yaklaşımlar bulunması gerektiğinden söz etti. Eğer iç işlerine karışmamak bir ülkenin yaptığı zulmü, gerçekleştirdiği cinayetleri tümüyle onaylamak anlamına geliyorsa hiçbir ülkenin cinayetlerine ve zulüm uygulamalarına itiraz etme hakkımız olamaz. Bu doğrultuda belki Suudi Arabistan’ın kendi vatandaşı olan bir gazeteciyi kendi konsolosluk binasında öldürmesine tepki göstermemiz de iç işlerine karışmak olarak değerlendirilebilir.

Maalesef Beşir’in bu ziyareti onun için önemli bir itibar kaybına neden olmuştur. ABD ve Batının sıkıştırdığı Ömer El-Beşir yönetiminin İslâm dünyasının ve kendi kitlesel tabanının desteğine ihtiyacı olduğu bilinmektedir. Ama böyle kritik bir ziyaret onun ciddi eleştirilere maruz kalmasına neden olmuştur. Bu eleştiriler onun konumunun zayıflamasına sebep olabilir.

(YENİ AKİT)

Etiketler: » » » » » » » »
Share
523 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...