logo

27 Haziran 2019

Belediyelerde çok başlılığa dönüş


Akif Beki
a.beki@gmail.com

AK Parti’nin devlette çok başlılıktan yana olmadığını biliyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başından beri neyi savunduğunu da; üst düzey bürokratlar iktidarlarla gelip iktidarlarla gitmeliydi…

Hatta Cumhurbaşkanlığı sistemiyle bunun hayata geçirme fikri de kendilerine ait. Genel müdür yardımcısı düzeyinden valilere kadar, atamayla gelen en tepedeki 500 yüksek bürokrat, iktidar değişimiyle birlikte kendiliğinden değişecekti hani…

Her seçimden sonra, görevden alınmayı beklemeden tazminatlarını alıp gideceklerdi. Öyle idare mahkemesinden göreve iade kararı aldırarak seçilmişlere ayak bağı olamayacaklardı.

Halka kim hesap veriyorsa kimle çalışacağına da o karar verecekti, Danıştay değil. Böyle bir hak olabilir miydi?

Milli iradeye takoz koymak, iş yaptırmamak ülkeye yazık ve ihanet değil miydi?

Davul seçilmiş otoritenin boynundayken, tokmak atanmış memurların eline mi bırakılacaktı?

Kendi kadrosunu kurup inandığı bürokratlarla çalışamayacaksa nasıl başarılı olacak, vaatlerini nasıl yerine getirecekti siyasetçiler? Gelenin eli kolu rahat olamayacaksa seçim yapmanın ne anlamı vardı o zaman?

Siyasetçiyi yolcu, kendilerini hancı gören bürokratik oligarşiye son verilmesi şarttı velhasıl…

Yönetimde çift başlılıktan da, değişime ayak direyen memur saltanatından da kurtulma zamanıydı. Böyle gelmiş ama böyle gitmeyecekti.

Bürokrasi duvarı, devletin hızını kesiyor, hizmetleri frenliyordu. Bu çözülmeden ne memleketin maküs talihi yenilebilir ne de sıçrama dönemine geçilebilirdi.

Daha sayayım mı, gerek var mı? Saymakla bitirilemiyordu hani tek başlılığın faydaları…

Gelin görün ki Ticaret Bakanlığı, geçen ay bir genelgeyle belediye başkanlarının yetkilerini tırpanlamış. Mansur Yavaş, Ankara’da Halk Ekmek yönetimini değiştirmeye kalkınca ortaya çıktı. Ticaret Odası, o yetkiyi tek başına kullanamayacağını, belediye meclisinden onay alıp da gelmesini söylemiş.

Belediye iştiraklerine genel müdür atama yetkisi başkandan alınıp meclise devredilmiş yani.

İmamoğlu da İSPARK ya da KİPTAŞ’ta kiminle çalışacağına kendisi karar veremeyecek bu durumda. Ama bu şirketlerin başarısızlıklarından o sorumlu tutulacak, görev zararlarının veya hizmet kusurlarının hesabı ondan sorulacak.

E hani bu halka kötülüktü, milli iradeye çelme takmaktı, atanmışlara güvenip seçilmişlere güvenmemekti, kazanana direksiyonu emanet etmemek ve hatta yönettirmemekti, değişime ayak diremekti, sandığa saygısızlıktı, düzeltilmesi gereken bir çarpıklıktı, bürokratik oligarşinin yıkılması gereken vesayetiydi, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu demiyorum.

Sadece Özal’a büyük kaybettiren 1989 yerel seçim ilanlarını hatırlatıyorum. “Eli kolu bağlı bir belediye başkanı ister misiniz” diye soruyordu hani. Eli kolu bağlanmış halde koltuğunda oturan bir başkan görseli de konmuştu…

“Seçseniz bile çalıştırmam” tehdidi o gün fena ters tepti, engellemeler bugün tepmeyecek mi sanılıyor?

(KARAR)

Etiketler:
Share
407 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...