logo

17 Mayıs 2019

Beka sorunu da fani miymiş!


Akif Beki
a.beki@gmail.com

Adalet Bakanı Gül ilan etti, Öcalan’ın avukatlarıyla görüşme yasağı resmen kaldırıldı. Koster arızaları, hava muhalefetleri ve mahkeme kısıtlamalarıyla geçen tam 8 yıl aradan sonra…

Avukatları ilk görüşmelerini 2 Mayıs’ta yapmış, ardından da Öcalan’ın örgütlerine ‘demokratik uzlaşma arayın ve devletin hassasiyetlerini gözetin’ çağrısını kamuoyuna açıklamışlardı.

Ben diyeyim telkin, siz deyin talimat; Öcalan’a ‘görüş izni’ açılımının altından işte böyle bir ‘devletle anlaşmaya çalışın’ sürprizi çıktı.

Öcalan’ın muhataplarını tek tek sıralamaya gerek yok. İktidar sözcülerinin gözüyle tanımlarsak; terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı HDP, düşman dış güçlerin maşası Kandil’deki terör şefleri ve onların Suriye’deki piyonu YPG…

İmralı’daki Öcalan’ın, mesajını örgütlerine ulaştırmasına devlet yeniden izin vermeye başladı. İlk aracı da avukatları değildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha önce ocak ayında kardeşi Mehmet’i de görüşmeye gönderdiklerini bilhassa duyurmuştu.

MHP lideri Bahçeli’den de vize alındı üstelik. ‘Avukatlarıyla görüşebilir’ diyerek Öcalan’la temas serbestisini onaylamıştı.

Bozuk kosteri onarttığı gibi, bekamızı nelerin riske attığı hususunda da tadilata gidiyor iktidar. Ki, böyle şeyler artık beka sorunu teşkil etmiyor. Milli varlığımızı tehlikeye düşürerek bu topraklarda baki kalmamıza bir tehdit oluşturmuyor bundan böyle.

Hatta iktidar sözcülerinin dili, ‘Sayın Öcalan’ hitabına bile tekrar kaymaya yüz tuttu.

Gerçi; Cumhurbaşkanlığı kurul üyesi Prof. Burhanettin Duran, önceki gün NTV’de ‘sayın’ ifadesini sehven ağzından kaçırdığını söyledi.

Beyan esastır, sehven diyorsa sehvendir. Öcalan’a planlı bir itibar iadesi maksadıyla yapılmamıştır. Ama belli ki adından saygıyla bahsetmek konusunda yeniden bir dikkat ve zihni hazırlık eşiğindeyiz.

Ağız alışkanlığından kaynaklansa, bunca zamandır sürçmeyen dil ne diye şimdi yalpalamaya, sürçmeye başlasın ki…

Geriye, HDP’nin yeniden yasal bir siyasi parti olarak görüldüğünün teyidi ve meşru muhatap muamelesiyle gönlünün alınması kalıyor.

Bekamıza zeval getirecek şeyler olsa Cumhur İttifakı, bunlara tevessül eder miydi hiç?

Binali Yıldırım’ın dediğine geliyor iş, ‘beka’ söylemini seçim siyasetinde muhalefete karşı kullanmak yanlıştı.

‘Ben beka endişesi yaşamıyorum, HDP de meşru bir siyasi seçenektir, ayrımsız HDP’li seçmenin de oyuna talibim’ diyen Binali Bey haklı çıktı. Haklılığını tanıyan ve doğrulayan bir sürece evriliyor işte yeni seçim stratejisi.

‘İstemez, kanlı oyları yere batsın onların, uzak olsunlar, bize lazım değil’ yaklaşımı sandıktan onay almadı, seçmenden tasvip görmedi. İktidar da sandık sonuçlarıyla bir süre boğuştuktan sonra o kavgadan vazgeçti, milli iradeyle zıtlaşmak yerine uzlaşma imkanlarını yokluyor.

Karalama kampanyalarında ısrar etmemesi, inadı bırakması ve keskin manevralar alması, iktidarın esneme kapasitesini göstermiyor mu? Yanlıştan dönme kabiliyeti, her türlü takdirin üstünde.

Anlaşılıyor ki 23 Haziran’da yenilenecek İstanbul seçimi, önceki gibi bir ‘beka seçimi’ olmayacak. Partiler arasında geçecek ve adaylar yarışacak; yedi düvel düşmanla meydan muharebesi ya da ölüm kalım savaşı havasına sokulmayacak.

Abarttığını kabul ediyor, sertliklerini yumuşatıyor, söylem uçukluklarını yere değdiriyor demektir iktidar.

Beka sorunu da fanilikten kurtulamıyor yani, ömrü beklenenden bile kısa çıktı desenize!

(KARAR)

Etiketler:
Share
329 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...