logo

20 Haziran 2019

Beğenmedik


Bülent Orakoğlu
b.orakoglu@gmail.com

23 Haziran’da yapılacak olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçimi öncesi adaylar Binali Yıldırım ve Ekrem İmamoğlu gazeteci İsmail Küçükkaya moderatörlüğünde canlı yayında bir araya geldi. Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleştirilen yayında adaylar 3 saat boyunca 17’si ortak soru 3’er tanesi adaya özel soru olmak üzere 20 soruya yanıt verdi.

Yaklaşık 4 gün sonra yenilecek İstanbul BB Başkanı seçimlerinde oy kullanacak seçmenlere İstanbul gibi bir dünya şehrini en ideal olarak yönetecek adaya oy verilmesine ışık tutacak bir tartışma programı beklentisi içinde milyonlar canlı yayına kitlendi. Ancak moderatör İsmail Küçükkaya canlı yayın başlar başlamaz tarafsızlığını bir yana bırakıp ilk cümlesinde skandal ve provokasyon kokan bir yaklaşımla Binali Yıldırım’a ‘aday ‘derken İmamoğlu’na ‘Başkan’ dedi. Oysa Küçükkaya’nın FoX TV’de CHP ve İmamoğlu’na verdiği açık desteği böylesine önemli bir tartışmada vermeyeceği tarafsız bir şekilde oturumu yöneteceği yönünde bir kanaat oluşmuştu. Bu kanaatın oluşmasında oturumu AK Parti üst düzey yetkililerle birlikte dizayn eden CHP üst düzey yöneticilerinin büyük katkısı vardı. Küçükkaya’nın taraflı moderatörlüğüne tepki gösterenler arasında Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank da var. Varank, Twitter hesabından bir mesaj yayınlayarak “Moderatör adaylardan birine “bravo” mu dedi? Ben mi yanlış duydum?” diye sorarak tepkisini dile getirmişti.

İsmail Küçükkaya’nın adaylara sorduğu bazı sorularda teknik ayrıntıları bilmediği veya bu konuya hazırlanmadığı da açıkça görülmüştü. Meselâ, kamu görevlilerinin vermeye kanunen mecbur oldukları mal beyanını hatırlatıp Yıldırım ile İmamoğlu’na “Mal beyanında bulunur musunuz?” demek ve daha da vahimi “Seçim sonucunu kabul edecek misiniz?” şeklindeki abes ile iştigal niteliğindeki soruları ciddi tenkitlere neden olmuştu.

82 MİLYON’A YALAN SÖYLEMEK

Moderatör Küçükkaya’nın “Ordu’da yaşananlar çok konuşuldu. Ne oldu neden oldu, neden sinirlendiniz. Bir valiye hakaret ettiniz mi?” sorusuna İmamoğlu: ‘‘Benim doğduğum şehir Trabzon. Sonra sırasıyla Giresun, Ordu, Samsun’a gittik, muazzamdı. Bize tuzak kuruldu. Benim nasıl sakin olduğum sükut sahibi olduğum belli. Benim VIP sıkıntım yok. Annemin durumu ortada tabii. Beni şuradan geçin buradan geçirin diye bir derdim yok. Trabzon’da VIP’den geçtim Ordu’dan niye geçmedim bilmiyorum. Bu konu İstanbul’un konusu değildir. İstanbullunun konusu 31 Mart seçimleridir. Valiye hakaret etmedim. Basitlik kelim esi hakaretse… İt demedim basit dedim! “Cevabı ile İmamoğlu 82 milyona karşı yalan söylemiştir. En yakın arkadaşı Fatih Portakal bile canlı yayında “Bu Ordu işi olmamıştır, yanlış olmuştur. Bizde görüntüler var, RTÜK’e takılacağız diye yayınlamıyoruz” demişti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan bu konu ile ilgili olarak yaptığı açıklamalarda ‘’Ekrem Bey hakareti kabul etseydi, özür dileseydi iş bitmişti. Ama iki gün sonra düşündü, taşındı, basitlik diye bir icatta bulundu. O da şuyuu vukuundan beter bir şey. Aslında önce validen özür dilemesi gerekir demiştim. Şimdi başka bir şey diyorum. İstanbullulardan ve milletten özür dilemesi gerekir. Çünkü millete yalan söylemiştir. ’Ordu’da bu milletin, devletin valisine ne diyor, ‘it’ diyor. Bu nasıl kucaklama ya? Benim milletimden, başta Ordu Valimiz olmak üzere özür dilemedikçe böyle bir adaylığa bırakın layık olmak, böyle bir makama gelemez.’’ İmamoğlu’nun İstanbul seçimlerini kazanamayacağını kendisi de görüyor sanırım. Seçim sonrasında Ordu Valisi ve güvenlik güçlerine hakaret eden yandaşlarıyla beraber yargıya hesap verecek. Çünkü hakaret kamera kayıtlarıyla ve şahitlerle tespit edilmiş durumda. Devletin valisine polisine hakaret eden bir zihniyeti millet bu güne kadar hiçbir göreve getirmedi. Bundan sonra da getirmez. AK Parti’nin adayı Binali Yıldırım, rakibinin seçim süreci boyunca söylediği yalanları tek tek sayarak milyonlarca kişinin önünde delilleriyle doğruları anlattı. İmamoğlu’nu ezdi geçti.

Kapanıştan hemen önce moderatör Küçükkaya katılımcılara “Nasıldım ama? İşi iyi götürdüm mü? Moderatörlüğümü beğendiniz mi? Âdil miydim?” şeklindeki sorusuna İmamoğlu anında cevap vererek memnunum dedi. Binali Yıldırım ise bir müddet duraklayarak lütfen memnun olduğunu belirtti. Türkiye’de bu yayını izleyen on milyonların ezici bir kesimi ile birlikte moderatörü taraflı yayın anlayışı nedeniyle beğenmedik. Bir de derin Koç ailesi ile İmamoğlu ve CHP arasındaki sır ilişkiler neden gündeme getirilemedi. Zira 750 milyonluk rant iddiaları söz konusu!

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler:
Share
482 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...