logo

19 Eylül 2019

Bakan Gül kolay lokma çıkmadı


Akif Beki
a.beki@gmail.com

Kendine ayak bağı gördüklerini şucu, bucu olmakla suçlayarak tasfiye etmek, en bilindik FETÖ yöntemiydi.

Ve ne yazık ki FETÖ’yle mücadelenin kendisi de buna alet edilmekten kurtulamadı.

Bu FETÖ klasiği, en anti-FETÖ’cü görünenlerin elinde bile oyuncağa dönüştü.

Canını sıkan mı, ayağına basan mı, önünü tıkayan mı, karşı gelen mi, zorluk çıkaran mı, itaatsizlik eden mi, baş ağrıtan mı, söz dinlemeyen mi, kafa karıştıran mı var; FETÖ’cü der kaydırırsın ayağını, çözümü kolay…

İç iktidar çekişmelerinde de fütursuzca kullanıldı.

FETÖ’yle mücadelenin araçsallaştırılması en çok bu mücadeleye zarar verir, inandırıcılığını yok eder, davaları sulandırır, FETÖ’ye yarar, Pensilvanya’yı sevindirir, bunu en çok FETÖ’cüler ister, yapmayın etmeyin diye uyaranlar da aynı yöntemle hedef yapıldı.

Etkisizleştirme, korkutma, susturma, pıstırma, harcama silahı olarak hala revaçta.

Oysa…

Yöntemleri yenilmeden FETÖ’ye karşı savaş kazanılmış sayılabilir miydi?

Bir FETÖ’nün gidip yerine yenisinin gelmesi başka türlü nasıl önlenebilirdi?

Direnenler direndi ama kendi söyleyip kendi dinleyerek. Müdahale ve durdurma imkanına sahip asıl muhataplar kıllarını kıpırdatmadı.

Habis yöntemleri bitirilmeden FETÖ bitirilemez; mücadelenin esası o yöntemleri tedavülden kaldırmak, bir daha hortlamamak üzere toprağa gömmek olmalıydı.

Söylemekten dilimizde tüy bitti ama nihayet bu görüş, kabinede de kendine güçlü bir ses buldu; hem de Adalet Bakanlığı koltuğunda. Hem de iktidar medyasından “FETÖ’cüler yargıda kritik görevlere getiriliyor, tehlikenin farkında mısınız” atışları patlar patlamaz…

Kabine revizyonu öncesinde düğmeye basılmış, FETÖ’den kopyalama Pelikanvari bir operasyonla suyu ısıtılmaya başlamıştı…

Bakanı sahiplenen bir karşı atak da hemen devreye girdi, “Abdülhamit Gül’ü yedirmeyiz” pankartları açıldı sosyal medyada.

Bir ‘yeme’ operasyonuyla karşı karşıya kaldığını destekçileri bile çakmışken Bakan Gül mü çemberin daraldığını, çanların bu sefer kendisi için çaldığını anlamayacak?

Dün sert bir çıkışla yarma harekatına girdi. Fakat ‘Halep oradaysa arşın burada’ dikliğiyle kafa tutması bir ilk.

Şu salvosu, FETÖ’yü özel ajandalar için araçsallaştıran saldırılara aynı zamanda bir meydan okuma:

“FETÖ ile mücadele FETÖ’cü yöntemlerle yapılamaz. Nerede ahlaksızca bir saldırı varsa bu FETÖ’nün bir tezahürüdür. Daha düne kadar FETÖ ile aynı maklubeye kaşık sallayanlar bugün utanmadan çıkıp FETÖ’yle mücadele dersi vermeye kalkmasınlar…”

Mücadelenin “FETÖ’cülerin yaptığı gibi herkesi aynı çuvala koyarak değil sadece ve sadece hukuktan ve anayasadan emir alarak yapıldığı”nı haykırması, boşuna değil. Kolay lokma olmayacağı mesajını veriyor.

Çetinceviz çıktı, sindirilmesi zor bir demir leblebi…Teslim bayrağı yerine direniş hattı çekti, dayatmalarına boyun eğmesini bekleyenlere başkaldırıyor.

Fakat karşısındaki dar kadrocu klik de kavi, diş geçirmede tecrübeli. Ve Bahçeli’nin uygun görmediğini söylemesine rağmen, bir kabine değişikliğinde Gül’ü tasfiye hesabına girecek kadar da gözü karartmış…

Nasıl bir rahatsızlık verdi, nerede ters düştüyse artık, siyasi kariyerini topun ağzına koymakta kararlı gibiler.

Kim baltayı taşa vurdu, kim sert kayaya çattı, Hanya’yı Konya’yı görürüz üç vakte.

(KARAR)

Etiketler:
Share
359 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...