logo

15 Şubat 2019

BAE veliahtının Netanyahu’yla görüşmeleri


Ahmet Varol
a.varol@gmail.com

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) monarşik bir federasyondur. Yedi emirlikten oluşur. Emirlikler arasındaki bir ittifaka göre bu yedi emirlikten Abu Dhabi olarak yazılan Ebu Zaby emirliğinin başkanı tüm federasyonun emiri sayılır. Dolayısıyla oranın emirinin veliahtı aynı zamanda federasyonun emirinin veliahtı sayılmaktadır.

Abu Dabi’nin ve BAE’nin emirliğini 2004 yılına kadar, aynı zamanda bu federasyonun kurucusu olan Zayed bin Sultan Âli Naheyan yapıyordu. Bu arada Türkçe kaynaklarda bu şahsın ve oğullarının adının sonunun hep El-Naheyan veya Al-Naheyan yazılmasının hatalı olduğunu, doğrusunun Âli Naheyan olduğunu bunun da Naheyan ailesi mensubu anlamına geldiğini hatırlatalım.

2004’te Zayed bin Sultan’ın ölmesinden sonra yerine oğlu ve federasyonun şu anki emiri Halife bin Zayed Âli Naheyan geçti. Onun veliahtı ise kardeşi Muhammed bin Zayed’dir.

Siyonist işgalcilerin 13. Kanal adlı tv kanalı 2015’te nükleer teknolojinin kullanılması konusunda Batı ülkelerinin İran’la anlaşma yapmasından sonra İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ile Abu Dabi yani BAE veliahtı Muhammed bin Zayed arasında bir yığın gizli görüşme gerçekleştiğini haber verdi.

Haberde görüşmelerin İran dosyasıyla ilgili ve ona karşı, bölgede siyasi bir atağın önüne geçilmesi amacına yönelik olduğu ileri sürüldü.

Haberde iki üst düzey Batılı diplomatın, Netanyahu ile BAE Veliahtı Muhammed bin Zayed’in İran’ın nükleer programına karşı durma konusunda ittifak halinde olduklarını söylediğine dikkat çekildi.

Haberde, ABD’nin eski Tel Aviv Büyükelçisi Daniel B. Shapiro’nun Netanyahu’nun danışmanlarının BAE’de bazı üst düzey yetkililerle düzenli bir şekilde irtibatlar kurduklarını, bu amaçla zaman zaman yüz yüze bazen de telefonla görüşmeler yaptıklarını söylediğine dikkat çekildi.

Haberde Ben Gurion Havaalanı’ndan Abu Dabi Havaalanı’na haftada ortalama üç gizli uçuş olduğu dile getirildi.

Haberde Mossad’ın Hamas’ın askeri kanadının ileri gelenlerinden Mahmud el-Mebhuh’a 2010 yılında suikast düzenlemesinin İsrail ile BAE arasındaki ilişkilere darbe vurduğu, ancak daha sonra ABD’nin devreye girmesiyle İsrail’in BAE topraklarında başka bir suikast gerçekleştirmeme sözü vermesi üzerine meselenin halledildiği iddia edildi. Mossad’ın böyle bir cinayet gerçekleştirmesinde ona yardımcı olanlardan iki kişinin Mahmud Abbas’ın emniyet teşkilatında çalışan elemanlardan olduğu yapılan araştırmalar sonucu ortaya çıkmıştı. Araştırmalar bu cinayetin Mossad’ın tek başına değil bir ihanet çetesiyle yardımlaşarak gerçekleştirdiği bir cinayet olduğunu ortaya çıkardı. Bu konuda söz konusu cinayetin gerçekleştirilmesinden hemen sonra yayınlanan “Komutanın şehadeti” ve “Tek kullanımlık hainler” başlıklı yazılarımızda bilgi vermiştik. Mahmud Abbas’ın ihanetleri hakkında da “Boğazına Kadar Batmış İşbirlikçi” başlıklı bir dosyamız yayınlandı. Bu yazılarımızı kişisel web sitemiz olan www.vahdet.info.tr adresinden okuyabilirsiniz.

Siyonistlerin 13. Kanalı ileride İsrail ile BAE arasındaki gizli ilişkiler hakkında yeni bazı gerçekleri gün yüzüne çıkaracağını açıkladı.

Normalde BAE henüz İsrail ile resmî diplomatik ilişkileri başlatmış değildir. Ancak perde arkasında önemli irtibatlar gerçekleştirdiğini bugün siyonist işgal medyası gün yüzüne çıkarıyor. Fakat bunun da bir amacı var. ABD Başkanı Trump, Suudi Arabistan ziyareti esnasında perde arkasında yürütülen ilişkilerin artık perdenin önüne taşınması çağrısında bulunmuştu. Şimdi muhtemelen bunun zemininin oluşturulmasına ve işbirlikçi yönetimlerin siyonist rejimle ilişkilerini normalleştirmeye zorlanmasına çalışılıyor.

(YENİ AKİT)

Etiketler: » » » » » » » » » » » »
Share
523 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...