logo

24 Kasım 2018

Anadolu’nun ışığı dururken fenere koşanlar


Ayşe Böhürler
a.bohurler@gmail.com

“250 bin kişi Türkiye’yi terk etti”, “Gençler Türkiye’yi terk ediyor, Türkiye’yi terk edenlerin sayısı yüzde 42 arttı, 253 bine çıktı, 2017’de 6 bin Türk milyoner Türkiye’yi terk etti …” gibi haberlere sıkça rastlıyoruz da bu gidenler oralara ne olarak gidiyor ve gidince, “Türkiye’de olamadıkları bir şeyi mi oluyorlar” sorusu birçok tartışmaya da kapı açıyor.

Mesela geçenlerde CNN sunucusu Cem Seymen Türkiye’yi terk edenler için “onursuzca bir davranış” dedi. Prof. Dr. İlber Ortaylı, İzmir’de Atatürk ve Cumhuriyet konulu bir konferansta Ege Üniversitesi’nde gençlere ‘memleketi terk etmeme’ nasihati vererek “Türkiye üniversitelerinde en iyi dereceleri alanlar, okuyanlar gidiyorlar New York’un, Los Angeles’ın otellerinde garson oluyorlar… Manzara hoş değil, panik içinde memleketi terk etme hoş bir şey değildir” sözleriyle büyük bir hakikate ayna tuttu.
Gidenler kadar “gidenlere ne oluyor” sorusunun cevabını arayalım bakalım. Mesela bir mimarımız İngiltere’ye gitmiş! Türkler Londra’da ev ve hatta sokak alıyormuş! Mesela ünlü bir iş adamımızın oğlu oraya taşınmış, çocuklarını orada okutuyormuş!

Bu haberleri her duyduğumda “peki orada ne yapıyorlar” sorusunu sorarım. Mesela filan İngiliz’in evini bu Türk mimar mı yapıyor? Mesela iş adamımızın oğlu orada Türkiye’de açtığı gibi mağaza zincirleri mi açıyor? Veya sanatçımız oraların sanatçıları arasına mı girdi? Doğrusu ben gidenlere ilişkin haberlerden ziyade bu soruların cevabını daha çok merak ediyorum. Şimdiye kadar burada kazandıkları paralarını orada güzelce yemelerinin dışında da bir başarı öyküsü kulağıma gelmedi.

Bizdeki Batı sevdasının tarihi çok çok eskidir. “Osmanlı neden geri kaldı” sorusuna Batı’dan bakarak cevap aramaya başladık o gün bugündür. Her yerde ulaşılamayan muhteşem bir Batı hayali bugün de abartılarak sürüp gidiyor. Oysa bu hayal gibi gerçekleri oraya gidenlerin başarı öykülerini pek de duyamıyoruz. Durumumuz Recaizade Ekrem’in Araba Sevdası romanındaki Bihruz Bey’den farklı değil. Hayalinde yücelttiği kadının bir sokak kadını olduğunu anlayıp büyük bir hayal kırıklığına uğrayan Bihruz Bey’den bugüne çok da bir şey değişmedi.

Batı’ya göç eden yeteneklerin başarı öykülerini hepimiz merak ediyoruz doğrusu.

Çareyi Batı’da bulma illetini muhafazakâr kesimlerde de görüyorum. Burada halkçı ama Batı’da üst sınıflara hayran ne kadar çok insan var etrafta. Üstelik muhafazakâr kesimin içindeki Batıcıların da sayısı hiç az değil. Ve hatta din anlayışından dindarlık içeriğine kadar her şeye bu bakış sirayet etmiş. Batı eğitime güveniyoruz da oradan gelene “Ne öğrendin” diye de sormuyoruz. Sorsak tıpkı İkbal’in dediği gibi sedefinin inciden mahrum olduğunu göreceğiz.

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler:
Share
412 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...