logo

“Alnı secdeliler birlikteliği”ni baro seçimlerinde başlatsak!


Ali İhsan Karahasanoğlu
a.karahasanoglu@gmail.com

Milletvekili seçimlerinde..

Cumhurbaşkanı seçiminde..

Bunlara mahalli seçimleri de ekleyelim..

Herkes farklı bir pencereden bakıp..

Biraraya gelmekten kaçınıyor..

Milli Görüşçüye soruyoruz: “Niye AK Parti’ye oy verecekmişiz? AK Parti’nin CHP’den ne farkı var ki?” diyor, uzak duruyor..

AK Partiliye sorarak, “Niçin birliktelik sağlanamadığı”na cevap arıyoruz: “Tek başına ülkeyi 16 yıl yöneten bir parti, % 3’lük bir partinin isteklerine boyun mu eğecek” diyor..

MHP’liye soruyorsun:

“Cumhurbaşkanlığı seçiminde ittifak yaptık ya.. Daha fazla uzatmayın, isterseniz” diyor..

BBP’liye soruyorsun..

Onlar da ha keza:

“Son seçimde hem cumhurbaşkanı adayı göstermedik, hem de milletvekili seçiminde ittifak yaptık. Ama nasıl yaptık, bir de bize sorun” diyor..

Şu cemaat.. Bu cemaatten insanlara soruyorsun..

Her biri, konuyu farklı bir boyuta çekip, “alnı secdeli insan” etrafında buluşmaktansa, farklı çizgideki ehven-i şerler ile durumu idare etme pozisyonundalar..

“Şeyhim böyle diyor” ile başlıyorlar..

“Bizde itaat zorunlu.. Bizden böyle istendi” diye devam ediyorlar..

Hatta grupların içinde, biri bir yönde..

Diğeri bambaşka yönde oy kullanabiliyor..

“Biz hakikisiyiz.. Onlar taklit” açıklaması yapan da oluyor..

“Çoğunluğumuz bizim safta.. Diğerleri azınlıkta kaldılar..” ile farklılaşmayı izah ettiğini sanan da oluyor..

80 milyonu ilgilendiren seçimlerde..

Hele hele ülkenin tamamının da yönetimi sözkonusu olduğu için..

Kimsenin çağrısına ortak cevap verilemiyor..

“Söz ola kese savaşı.. Söz ola kestire başı” etkisinde bir “söz”e de..

Aynı ciddiyette bir karşılığa da şahit olamıyoruz..

O zaman küçük bir hedef belirleyelim..

Yıllardır kimin seçimi kazandığını bile doğru dürüst bilmediğimiz..

Alnı secdeli insanların dışındakilerin her iki yılda bir yapılan seçimlerde, tekrar tekrar başkan ve yönetime geldiği..

Onların da, bugüne kadar yapabildikleri tüm cabbarlıkları/despotlukları zaten yaptıkları..

Merkezi yönetimin çabaları ile.. Yargıdaki değişiklikler ile..

Artık o cabbarlıkları yapamaz duruma geldikleri..

Dolayısı ile, “Sen şunu seçmezsen.. Yerine gelecek olan diğer azılıların önünü açmış olursun. O zaman da yiyeceğin tokadın haddi hesabı yoktur.. Bugün başörtü yasak ise.. Yarın sakal bile yasaklanabilir.. Hatta dizaltı etek bile yasaklanabilir” söylemi de, bir anlamda artık yürürlükten kalkmıştır..

Açık söylemek gerekirse..

Kazansak da..

Çok büyük şeylere sahip olmayacağız..

Kaybetsek de..

Bugünkünden çok daha kötü durumlara düşme tehlikesinde olmayacağız..

Ama büyük başlık altında bakacak olursak..

Alnı secdeli insanlar, birlik olmuşlar.. Olabiliyorlarmış. Nihai noktada, yasakçılara, despotlara, din karşıtlarına karşı biraraya gelebiliyorlarmış.. Yol, usul, ayrıntıda farklılıkları kenara bırakıp.

AK Partilisi.. MHP’lisi.. Saadet Partilisi.. Büyük Birlik Partilisi.. İyi Partilisi.. Hatta CHP’nin içindeki alnı secdelileri..

Bu partilerin hiçbirisinde aktif görev almadıkları halde..

Nurcusu.. Yeni Asyacısı.. Süleymancısı.. İskenderpaşalısı.. Menzilcisi.. İsmail Ağa cemaati..

Kısacası..

Tüm renkleri ile..

Meşrepleri ile..

Okulları ile..

Farklılıkları ile..

Tüm avukatlar..

Her baroda, tek bir aday etrafında buluşup..

Ona oy verseler..

Ve..

“Alnı secdeli insanlar” diyebileceğimiz noktada buluşup, ikinci sırada, üçüncü sırada hiçbir kriterler aramadan..

“Ne var canım.. Yıllardır kendi grubumuzun talimatı ile oy verdik. Solcuya dediler, solcuya verdik. Liberal dediler, liberale verdik. Kazanamayacağını bildiğimiz halde, kendi grubumuzun adayı dediler, ona oy verdik. Bir sefer de, ‘alnı secdeli insan’ asgari birlikteliği ile buluşup, ikinci sırada hiçbir kriter aramadan, oyumuzu tek bir adayda buluşturalım” deseler ne olur?

Kıyamet mi kopar?

Günaha mı girerler?

Cehennemlik mi olurlar?

Şu grubtakiler “Şeyhimiz dedi ki..”

Bu grubtakiler, “Hocamız dedi ki..”

Diğerleri, “Bizim abiler dediler ki..”

Ayrılığını bir kenara bırakıp..

Allah rızası için..

Küçük hesapları unutup..

Ülke yönetimi için yapılan seçimlerdeki ayrılıkların günahını affettirmek için..

Bir başlangıç olması için..

Bir “alnı secdeli” aday etrafında buluşamazlar mı?

Bakıyorum, en çok tartışılan İstanbul Baro seçimlerinde aday olanlar..

Kazanacağı şimdiden ilan edilmiş gibi konuşulan isim ve ona rakip olduğu ileri sürülenlere..

Biri başörtü yasakçısı..

Diğeri de başörtü yasakçısının yamağı..

Öbür diğeri de, başörtü yasakçısının alkışçısı..

Şunların hepsine, toptan bir ders vermek gerekmez mi?

Ülke yönetiminde sağlanamayan birlikteliği..

Halk nezdinde % 80’lere varan alnı secdeli insan potansiyeline rağmen..

Her gün dayak yiyen toplumsal kimliğimizi görüp..

“Kimsiniz siz?.. % 10’luk azılı kimliğinizle.. % 90’a tahakküm etmeye ne hakkınız var?” demenin..

“Ne gezersiniz sırtımızda yasakçılar? Bir taşıdık, iki taşıdık. İnin artık tepemizden..” diyerek asgari müştereklerde buluşmanın zamanı gelmemiş midir?

Gelmedi diyenler..

İsterlerse oy kullanmasınlar..

Pazar keyiflerini bozmasınlar..

İsterlerse, eski hesap, yasakçılara, dayatmacılara oy versinler..

İsterlerse, “Ehveni şer tercih edilmeli, yoksa şunlar şunlar olur..” diyerek, yaptıkları haramı helalleştirmeye çalışsınlar..

Ama bir gün..

Şu küçücük konuda dahi..

Birazcık tefekkür etmemenin..

Birliktelik sağlamamanın hesabını vereceklerini bilmeliler..

Vesselam..

(YENİ AKİT)

Etiketler:
Share
490 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...