logo

05 Kasım 2018

Allah’ı, Peygamber’i rüyada görmek


Yusuf Ziya Cömert
y.comert@gmail.com

Ben çok fazla rüyamda Peygamber’i, Allah’ı ve Kabe’yi görürüm.”

Tövbe estağfirullah!

Televizyon ekranında bunu söylüyor adam.

TRT’de programa çağrıldığına göre bir vasfı vardır.

Bakıyorum. Bir üniversitede Doçent Doktormuş. Tarih, tarih felsefesi, şehircilik gibi konularla ilgiliymiş. Kitaplar yazmış, tezler yönetmiş, dersler vermiş.

Demek ki sadece ‘üfürük’çüler değil, titri olan, isminin önünde doçent, doktor, profesör gibi unvanları olan ilim adamları da uçuşa geçebiliyor.

Neyse, bırakalım bu lafları söyleyen zatı.

Çünkü münferiden, ukaladan sayılan birinin ben şunları, şunları gördüm demesi çok büyük bir sorun değil.

Asıl büyük sorun, piyasanın böyle şeylere müsait olması.

“Allah’ı görmek” “Peygamber’i görmek” gibi şeylerin, fiilin sahibine piyasada ilave bir alan açması.

Veya cemiyet olarak iddia sahibinin bu iddiadan fayda umabileceği bir zeminde bulunmamız.

(Aynı zemin, bir üniversite rektörüne ‘inovasyon’ yaptırdı. Adam, Cumhurbaşkanı’na itaati dini terimlerle, Farz ve Haram mefhumlarıyla açıklama ihtiyacı hissetti.)

Görmese ne olur rüyasında Allah’ı? Veya Peygamber’i?

Eğer varsa, ilmine halel mi gelir? Kürsüsünü mü elinden alırlar? Hocalıktan mı atarlar?

Allah’ı veya Peygamber’i rüyada görmek, insanın CV’sinde yer alabilir mi?

Bürokraside terfi sebebi midir? Derecen, kademen, katsayın artar mı?

Allah veya Peygamber, iş başvurusunda referans olarak gösterilir mi? Gösterilse bir işe yarar mı?

Yarıyor zahir!

Ki insanlar buna ihtiyaç duyuyorlar!

Yazıya girerken, istiğfar etme ihtiyacı hissettim.

Çünkü korkunç şeyler bunlar.

Allahu Teala, rüyada da uyanıkken de görülemez.

Artık şeytan mı, kendi kuruntuların mı, rüyanda bir şey gösterebilir sana.

Fakat, aklın başındaysa, kafayı üşütmediysen, gördüğün şeyin Allahu Teala olamayacağını bilirsin.

O’nu hiçbir şeyin ihata edemeyeceğini bilirsin.

Peygamberimiz’in rüyada görülebileceğine dair kuvvetli bir görüş var.

Ama görsen bile, bunu pazarlayabilir misin?

Bunu alışverişte, münakaşada, münazarada, insanlar üzerinde nüfuz kurmada kullanabilir misin?

Herhangi bir maksatla üçüncü, dördüncü, beşinci şahıslara karşı öne sürebilir misin?

Peygamber’i rüyada görmenin şu dediğim yerlerde kullanılıp kullanılamayacağını hocalar tartışsın.

Ama birisi böyle iddialarla sahaya çıksa… Rüyada Peygamber’i görmesini bir görüşü ispat için, bir işi görmek için, gelip önüme sürse…

Onun bir pazarlamacı olduğunu düşünürüm.

Dini literatürde Peygamberimiz’i rüyada görmekle ilgili sayısız menakıp bulabilirsiniz.

Sadece bizim dini literatürümüzde değil.

Hristiyanlıkta da İsa Aleyhisselam’ı görüp ondan talimatlar almakla ilgili ‘vizyon’ kıssaları var.

Başka dinlerde de mutlaka vardır.

Çünkü bir kolaylık.

Bir görüşü kendin iddia edemiyorsun.

Kitapta da doğru dürüst delil bulamıyorsun.

‘İsa’yı gördüm, bana şöyle şöyle dedi’ diyorsun, insanların sana daha kolay inanmasını sağlıyorsun.

Veya benzer bir şeyi ‘Peygamberimiz’i gördüm’ diyerek yapıyorsun.

(Yakın geçmişte hep birlikte tanık olduğumuz gibi, Peygamberimiz’in ‘twitleri ikiye katlayın’ dediğini ileri sürüyorsun.)

İlim sahipleri beni mazur görsünler.

Bir tez ortaya atmıyorum, fetva falan da vermiyorum.

Şu memlekette meskun bir fert olarak hissiyatımı paylaşıyorum.

Peygamberimiz’i rüyada görmek güzel bir şeydir.

Fakat bu, o kimsenin kişisel tecrübesidir.

Sır gibidir. Hatta sırdır.

Üçüncü şahıslara karşı, herhangi bir maksatla, herhangi bir maslahatla ileri sürülmez.

Hele kitapta yeri olmayan, Kitap’la çelişen bir fikre, bir fiile, bir siyasete insanları ikna etmek için asla kullanılamaz.

Kullanırsan ne olur?

Kullanırsan, ‘kullanmış’ olursun.

Kimi kullanmış olursun?

Söylemeye dilim varmıyor.

Herhalde anlaşılmıştır.

(KARAR)

Etiketler:
Share
404 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...