logo

27 Haziran 2019

Algının operasyonu


Yusuf Ziya Cömert
y.comert@gmail.com

Balıkesir’deyiz. 1977 seçimleri bitmiş, Diriliş Derneği’nde neticeleri bekliyoruz.

Eskiden uzun sürerdi seçim. Köylerdeki sayımların haberi ertesi güne bile sarkardı.

Gece kaçtı bilmiyorum. Bir arkadaş, muhtemelen devrin ağabeylerinden biri, bir sonuç açıkladı.

Konya’nın köylerinden birinin sayım sonucu. Rakamları unuttum şimdi. Milli Selamet Partisi Adalet Partisi’ni, CHP’yi ikiye üçe katlıyor. Diyelim ki, MSP 235, AP 87, CHP 21.

Bize ulaşan ilk sonuç bunun gibi bir şeydi.

Salonda bir alkış koptuğunu hatırlıyorum.

Sonra tabii fena halde ezildik o seçimde. MSP’nin milletvekili sayısı yarı yarıya düştü.

Ne değişir ki, önce senin partinin önde olduğunu haber verirsen?

Algı oluşturursun.

Oluşturursun da iki saat sonra ne yapacaksın oluşturduğun algıyı?

Turşusunu mu kuracaksın?

Algı turşusu… Hiç duymamıştım!

Birazdan bütün spekülasyonlar bitecek, kilimin altına teptiğin bütün çöp, gübür ortaya dökülecek.

Bir maharetin varsa seçimden önce göstereceksin, oylar sandığa girince, – eğer cinler, periler işe karışmamışsa- aşağı yukarı girdiği gibi çıkar. Ha sağdan saymışsın ha soldan.

Binali Bey 31 Mart akşamı muhtemelen kendisine verilmiş sahih olmayan rakamlara istinaden çıktı, ben kazandım dedi.

Sonra rakamlar durdu.

Rakamlar nasıl dursun kendi kendine?

Anadolu Ajansı durduruldu. Fakat rakamlar arka planda yürümeye devam etti.

Yıldırım’ın açıklamasından bir süre sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı balkon konuşmasında sonuçları teyit eden bir hava vardı.

Satır aralarında İstanbul’un ve Ankara’nın kaybedildiği okunabiliyordu.

Belediye meclislerinde çoğunluğun AK Parti’de olduğunu söylüyordu Cumhurbaşkanı. Üzgün görünüyordu. Siz böyle istediniz der gibiydi.

İletişim başkanlığı bir açıklama yapma ihtiyacı hissetti.

Özetle, ‘Cumhurbaşkanımız’ın konuşmasında, Binali Yıldırım’ın açıklamalarıyla çelişkili bir durum yoktur’ diyordu iletişim başkanlığı.

Yani?

Yani Cumhurbaşkanı’nın sözlerini İstanbul’un kaybedildiğine yormayın. Binali Yıldırım’ın ‘biz kazandık’ açıklaması hala geçerlidir.

Derken, seçimde ipi Ekrem İmamoğlu’nun göğüslediği anlaşıldı.

29 bin civarında bir fark vardı arada.

Sonra, bazı yanlış tutulmuş, Binali Yıldırım’ın oylarını ‘sıfır’a kadar indirmiş sandık tutanakları ortaya çıktı.

Bunlar hesaptan düşüldü. 20 binin altına düştü fark.

Sonra itirazlar, sayımlar, sayımlar…

13 bine kadar indi.

Neyse, sıkıntılı bir süreçten sonra mazbatayı verdiler İmamoğlu’na.

Sonra tuhaflığı şimdi daha iyi anlaşılan hummalı bir çalışma başladı.

Seçimin iptal edilmesi gerekiyordu. Oylar çalınmıştı. Bilmiyorduk nasıl çalınmıştı, ama bilmediğimiz bu şey son derece kesindi.

Evvela İl Başkanı, sonra genel başkan yardımcısı milletin önüne çıkarak oyların çalındığına dair senaryolar anlattılar.

Bence bu süreç, vatandaşta, murat edilenin tam tersi bir algı oluşturdu.

Bu adamlar çıkıp çıkıp bir şeyler söylüyorlar ama, söylediklerine kendileri de inanmıyorlar. İnansalar, anlatabilirler, anlatamıyorlar.

Halkta oluşan algı, buydu.

Bir nevi ‘geri tepmeli’ algı.

Sandığa bu algı yansıdı.

Yani, bu kez algı yaptı operasyonu…

Bugünlerde, sağda solda “Seçimin iptal edilmesi doğru değildi” kabilinden sözler işitiyorum.

Ben karşı çıktım, ben şöyle dedim, ben böyle dedim.

Ne zaman dedin? Kime dedin?

Kendime dedim. İçimden söyledim.

İçinden söyledin çünkü dışından söylesen ‘hain’ damgası yiyecektin.

Öyle bir hava oluştu ki, seçimin yenilmesinin vacip olduğuna kalp ile inanıp dil ile ikrar etmeyen dinden çıkacak!

Bu havayı oluşturan mekanizmanın seçim sonuçlarında rolü büyüktür.

Seçimden çıkarılması gereken derslerden biri şudur:

Türkiye’nin, eleştiri yapanın, farklı fikir beyan edenin, yanlışa yanlış diyenin, doğruya doğru diyenin ‘hain’ ilan edilmediği sağlıklı, medeni bir düşünce ortamına ihtiyacı var.

Aksi takdirde kendi oluşturduğun algıyı sandıktan çıkınca tanıyamazsın.

(KARAR)

Etiketler:
Share
376 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...