logo

21 Eylül 2019

Alarm zilleri


Hakan Albayrak
h.albayrak@gmail.com

Suriyeli muhacirlerdeki suç işleme oranı (%0.8), Türkiye ortalamasının (%2.5) üçte birinden daha az.

Buna rağmen onlara olağan şüpheli nazarıyla bakılabiliyor.

Gün geçmiyor ki ‘Suriyeliler yaptı’ denen bir fenalığın Suriyelilerle alakasızlığı ortaya çıkmasın; ama böyle işte: “Vurun Suriyelilere!”

Geçen gün Adana’da 11 yaşındaki bir çocuğun bir Suriyeli tarafından taciz edildiği iddiası üzerine Suriyeliler yine külliyen hedef gösterildi ve Dumlupınar mahallesinde ikamet eden muhacirler saldırıya uğradı.

Muhacirlere ait birçok ev ve işyeri tahrip edildi.

3 kişi yaralandı.

Yaralıların durumunun ağır olduğu bildiriliyor.

***

Haksöz Haber’e göre, saldırılardan hemen önce üç arabayla mahalleye gelen bazı kimselerin buradaki bir grup gence para dağıttığına dair bir iddia var.

Bu iddia doğruysa, ‘Suriyeli bir ırz düşmanı, küçük bir çocuğu taciz etti’ tezviratını yayanlar ve saldırıları başlatanlar o gençler olmalı.

Üzerine ciddiyetle gidilmesi gereken bir iddia; provokasyonun organizatörleri ve parayla tutulan o çakallar bulunup tutuklanmalı, yargılanıp ağır cezalara çarptırılmalı.

Ama ondan da ziyade mesele edilmesi gereken şey, böyle provokasyonlara gelmeye müsait bir kitlenin oluştuğu/oluşturulduğu gerçeğidir.

Sosyal medya canavarlarının ve onlardan aşağı kalmayan bazı CHP’li ve İYİ Parti’li siyasetçilerin kışkırttığı nefret, alarm zilleri çaldırıyor.

***

Adana Valiliği’nin o taciz iddiasıyla ilgili açıklaması:

“19.09.2019 günü saat 19:00 sıralarında Emniyet Birimimize gelen bir ihbarda 11 yaşlarında bir erkek çocuğuna cinsel istismarda bulunduğu iddia edilen yaklaşık 20 yaşlarında ve düzgün Türkçe konuşan ve vatandaşımız olduğu değerlendirilen bir şahısla ilgili adli ve idari tahkikata başlanmış olup, vatandaşlarımızın kamu düzeninin devamı açısından Emniyet Birimlerimize yardımcı olmaları ve gerekli sağduyuyu göstermeleri önemle rica olunur.”

Ortada bir taciz olayı varsa da, bu iğrenç suçu bir Suriyelinin işlemediği böylece anlaşılmış oldu.

Fail bir Suriyeli de olabilirdi; fakat öyle olsaydı bile, suçun şahsiliği ilkesini çiğneyerek Suriyelileri külliyen suçlayanlara ve ‘cezalandırmaya’ kalkışanlara anlayış göstermeyi aklımızın ucundan bile geçiremezdik.

İnsafın i’si veya hiç değilse insafın i’sinden bir zerre kaldı mı içlerinde, bunu anlamak için sormak lazım onlara:

Provokasyona gelip Suriyeli kardeşlerinize zulmettiniz; şimdi, o sapığın bir Suriyeli olmadığının anlaşılması üzerine, yaptığınıza pişman mısınız?

Korkarım pişmanlık bildirenler azınlıkta kalır.

Oluşturulan nefret atmosferi ‘Söz konusu Suriyeliler ise ne yapılsa yeridir, sorun yok’ dedirtir çünkü.

Alarm zilleri, evet.

***

Devlet erkânı, sağduyulu kanaat önderleri ve sivil toplum kuruluşları bu tehlikeli gidişin önünü kesmek için seferber olmalı.

Suriyeli muhacir kardeşlerimizi tehdit etmekle kalmayıp bizim toplumsal faziletlerimizi de tehdit eden, iyiliğimizi zedeleme istidadı gösteren, bizi özümüze yabancılaştırabilecek olan bir gidiş bu.

(KARAR)

Etiketler:
Share
307 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...