logo

30 Haziran 2019

Akşener’e FETÖ soruşturması


Taha Akyol
t.akyol@gmail.com

İYİ Parti Lideri Meral Akşener, MHP içinde muhalefet hareketi başladığı andan itibaren FÖTÖ’cü diye suçlanıyor ama hiçbir belge, hatta suç belgesinden vazgeçtim, hukuken geçerli bir “şüphe sebebi” bile ortaya konulmadı.

Siyasi hayamızdaki fena huylarımızdan biri olan “kara çalma”nın ötesinde ortada bir şey olsaydı MHP ve iktidar görmezlikten gelir miydi? MİT ortaya bir şeyler çıkarmaz mıydı?

Savcılık 2016 yılında Akşener hakkında FETÖ soruşturması açmış…

Akşener iktidar kanadından birçokları gibi Pensilvanya’ya gitmiş olsaydı, Gülen’e hasretler ifade eden konuşmalar yapmış, Tweet’ler atmış, toplantılarına müdavim olsaydı, en ufak bir “irtibat ve iltisak” bulunsaydı…

Siyaseten yer gök birbirine katılır, savcılık da en azından Meral Akşener’i çağırıp sorgulardı.

Geçen üç yılda, Akşener’e sorulacak bir şey bulunamamış olacak ki, ifadesi bile alınmamış.

 

3 YIL, 6 YIL

Hatta FETÖ’nün siyasi ayağının araştırılması için İYİ Parti’nin Meclis’te verdiği önerge, iktidar blokunun oylarıyla reddedilmişti. Halbuki Araştırma Komisyonu kurulsaydı iktidar çoğunlukta olur, Akşener’i araştırma kapsamına alır, çağırıp sorgulayabilirdi.

Üç yıl geçmiş, bir şey çıkmamış, konu kamuoyunda gündemden düşmüştü. Akşener’in Avukatı Hasan Seymen “üç yıldır sebepsiz yere bekleyen soruşturma dosyasının tekrar raftan indirildiğini” açıklayınca kamuoyu soruşturmayı öğrendi.

Zaten seçim meydanlarında “Akşener’in dokunulmazlığı yok” denilerek imalar yapılmıştı. CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkında da altı yıl önceki sosyal medya paylaşımlarından dolayı 17 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı! Cumhurbaşkanına hakaret, terör örgütü propagandası, halkı düşmanlığa tahrik gibi suçlamalar…

Halkı düşmanlığa tahrik suçunun oluşması için “kamu güvenliği açısından açık ve yakın tehlike” ortaya çıkmış olmalıdır… Ceza Kanunu’nun mimarlarından Prof. Adem Sözüer, attığı Twitte hukuki garabete dikkat çekiyordu: “Kaftancıoğlu’nun tveetlerinden yıllarca kamu güvenliği açısından açık ve yakın tehlike orta çıkmamış ama nedense birden açık ve yakın tehlike doğmuş!”

Hatırlayalım, merhum Hasan Celal Güzel, 28 Şubat yargısı tarafından “halkı düşmanlığa tahrik” suçundan mahkum edilmişti!

HUKUK DEVLETİ

Hukuk devletinde hiç kimse soruşturulamaz değildir, zira hukuk devletinin temelinde “eşit vatandaşlık” kavramı vardır. Sorun, çok sayıda siyasi soruşturma ve hukuksuz tutuklama yüzünden kamuoyunda güvenin sarsılmış olmasıdır.

Alman vatandaşı gazeteci Deniz Yücel’i hatırlayın, “casus” diye tutuklandı, dehşetli komplo teorileri uyduruldu…

Fakat tahliye edileceğini önceden Merkel’e bildirdik. Ertesi gün tahliye ettik ve önceden hazırlanmış uçakla Almanya’ya gitti…

Ve de Türk Anayasa Mahkemesi “Deniz Yücel’in tutuklanması haksızdır, hürriyeti ihlal edilmiştir” diye iki gün önce devleti tazminata mahkum etti!

AİHM’den dönen, AYM’den dönen, bir süredir AYM’nin de görmezlikten geldiği haksız tutuklamalar uzun bir liste oluşturur…

Göreceksiniz, Osman Kavala davası da AİHM’den dönecektir.

Yargıya güven konulu uluslararası indekslerde neden en alt sıralardayız; bu tablo yüzünden.

31 Mart seçimlerinin iptali için polis çıkarıp kapı kapı sahte seçmen arayan, sandık kurulları hakkında savcılara soruşturma açtıran, Öcalan’a açıklama yaptırıp kardeşini TRT’ye çıkaran devlet nasıl olmuş da Akşener hakkında üç yıldır, Kaftancıoğlu hakkında 6 yıldır bulamadığı delilleri yeni bulmuş?

TOPLUM FARKINDA

Adalet Bakanı Gül’ün de bu tablodan çok rahatsız olduğu anlaşılıyor. “Yargı kararlarının meşruiyetini zedeleyen” yargı yanlışlarından yakınan kendisidir.

Ama kendisi aynı zamanda HSK Başkanıdır.

Dahası, 30 Mayıs’ta Yargı Reform Strateji Belgesi açıklandı; büyük ölçüde retorik de olsa, iyi şeyler vardı… Sayın Bakan’ın kendisi “reform aynı zamanda bir iklimdir” demişti ama iklim hâlâ aynı iklim…

Yargının bağımsızlığına ve tarafsızlığına güven olsa, soruşturmalara da güven olurdu.

İktidar toplumda yaygınlaşan adaletsizlik tablosunu dikkatle okumalı: Kamu yetkileri ve yargı yoluyla siyaseti etkileme görüntüsü iktidara güç kazandırmıyor, aksine tepki çekiyor. İstanbul’da ortaya çıkan 800 bin oy farkı başka nasıl izah edilebilir?

(KARAR)

Etiketler:
Share
427 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...