logo

17 Aralık 2018

ABD ve Türkiye Fırat’ın doğusunda savaşacak mı?


Bülent Orakoğlu
b.orakoglu@gmail.com

ABD/PKK ittifakının Suriye kuzeyindeki korsan kantonları birleştirme projesine son 17 kilometre kala Fırat Kalkanı Harekâtı ile ‘dur’ diyen Türkiye, Ortadoğu’nun en büyük terör merkezine dönüşen Afrin’i de Zeytin Dalı ile temizlemesinin ardından bölgedeki en kritik hamleye hazırlanıyor. Türk Silahlı Kuvvetleri, Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ve SMDK’nın müşterek yapacağı 3. operasyon, Suriye iç savaşı ve DEAŞ aparatını kullanarak PKK’ya alan açan ABD ve destekçilerine 550 kilometrelik sınır şeridinde en büyük darbe olacak.

Suriye ve Irak’la toplam 911 kilometrelik sınır hattına sahip olan Türkiye, güney sınırlarında ülkemizin beka’sını tehdit eden terör yapılanmasını tümüyle yok etmek için Fırat’ın doğu’suna operasyon yapacağı kararını en yetkili ağızdan açıkladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Fırat’ın doğusunu bölücü terör örgütünden kurtarmaya yönelik harekatımıza birkaç gün içerisinde başlayacağımızı ifade ettik, ediyoruz. Hedefimiz asla Amerikan askerleri değildir, bölgede faaliyet gösteren terör örgütü mensuplarıdır‘’ demişti. Bu açıklamadan yalnızca 1 gün sonra gece Irak’ın kuzeyinde teröristler tarafından üs ve geçiş bölgesi olarak kullanılan Sincar ve Karacak Dağı bölgeleri F-16’lar tarafından vuruldu. Karacak Dağı, ünlü ‘36. Paralel’ üzerindeki Mahmur Kampı’na yakın konumuyla ve Zap, Avaşin, Basyan, Hakurk gibi Türkiye sınırına yakın kampların dağıtıldığı, Kandil dağının güvenli olmaktan çıkarıldığı bir ortamda bölücü terörist örgüt için yeni Kandil yapılanmasının merkezi olma özelliği taşıyordu. Hava harekatında teröristlere ait barınak, sığınak, mağara, tünel ve depoları yerle bir edildi. Harekatla ilgili Twitter’dan paylaşım yapan Cumhurbaşkanlığı üst düzey yetkilileri “Bu harekat teröre darbe, terör destekçilerine bir mesajdır” açıklamasıyla şüphesiz PKK/YPG bölücü terör örgütüne ve hamisi ABD’ye açık bir uyarıda bulunarak Fırat’ın doğu’suna yapılacak operasyonda Türkiye’nin ne kadar kararlı olduğunun işaretlerini vermişlerdi. Amerika’nın açıkça destekleyip eğittiği ve ortağı PKK/YPG terör örgütü Suriye topraklarının neredeyse yüzde 30’una denk gelen bu bölgede yaklaşık 70 bin militana sahip.

TÜRKİYE FIRAT’IN DOĞU’SUNA YAPACAĞI OPERASYONDA ABD İLE ANLAŞTI MI?

Ankara, Fırat’ın doğusuna yönelik askeri harekat başlatılacağı bilgisini ABD’ye bir diplomatik bir ültimatom ” biçiminde sundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan Askeri harekat öncesi diplomasiyi sonuna kadar kullanma stratejisiyle ABD’yi uyararak bölgede terör örgütüyle iç içe geçen askerlerini çekmesini istemişti. Erdoğan’ı “Kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz” açıklaması şüphesiz karşımızda ki asıl gücün ABD olduğu gerçeğini göz önüne alarak MGK’da Türkiye’nin Bekası için operasyon düğmesine bastıkları anlamına geliyordu. ABD ile bir anlaşma asla yoktu. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Trump arasında yapılan telefon görüşmesi için Beyaz Saray Sözcüsü Sarah Sanders ”İki lider, Türkiye ve ABD’nin Suriye’deki güvenlik endişeleri ve teröre karşı mücadele de dahil ikili meseleleri ele aldı. İki başkan, Suriye’de her iki ülkenin de güvenlik hedeflerinin gerçekleştirilmesi için koordinasyona devam etme konusunda mutabık kaldı” açıklamasında bulunmuştu. Görüşmeye ilişkin Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Trump’a, Türkiye’nin PKK/PYD/YPG terör örgütünün varlığı ve eylemlerinden kaynaklanan meşru güvenlik endişelerini aktardığı kaydedilmişti. Hatırlanacağı gibi Trump Ohio Eyaleti’ndeki bir mitingde “çok yakında Suriye’den çekiliyoruz, biraz da başkaları ilgilensin burayla” açıklamasında bulunmuştu. Ancak başta ABD Savunma Bakanlığı Pentagon olmak üzere ilgili kuruluşlar böylesi bir plandan haberdar olmadıklarını açıkladı. Trump da beş gün sonra bu iddiasını yalanlarcasına “IŞİD ortadan kaldırıncaya kadar Suriye’de kalmaya devam edeceğiz” diyebilmişti. Zaten ABD’nin Suriye politikasına yön veren esas aktör, emekli general James Mattis’in başında bulunduğu Savunma Bakanlığı, yani Pentagon’du. Pentagon’un politikasında ise Trump’tan farklı olarak bir devamlılık söz konusu. Pentagon, Fırat’ın doğusu ve Menbiç’i kurtarılmış bölge olarak görüyor. Amerika açısından bu pozisyonun tek sıkıntılı yanı, Türkiye’yle ilişkilerinde sorun yaratıyor olması. Pentagon ile Trump arasında sorun olduğuna yönelik açıklamalar bir oyun mu? Dünyanın jandarması olduğu iddia edilen küresel güç Amerika Başkanı Trump Suriye politikasında etkisiz bir asker mi? Zira bu kez de Pentagon yaptığı açıklamada “Suriye’nin kuzeydoğusunda özellikle de ABD askerlerinin bulunduğu veya yakınlarında olduğu bölgelere yönelik herhangi bir tarafça atılacak tek taraflı bir adım büyük bir kaygıdır ve bu tür adımları kabul edilemez olarak addederiz” ifadeleri kullanılmıştı. Üstüne üstlük Türkiye, Suriye’de Fırat nehrinin doğusundaki terör örgütü YPG/PKK unsurlarına yönelik askeri harekata hazırlanırken ABD yönetimi Özgür Suriye Ordusu gruplarına ve muhalefetin çatı kuruluşu Suriye Muhalefeti ve Devrimci Güçler Koalisyonu’na gönderdikleri tehdit içerikli mesajda, Türkiye’nin gerçekleştireceği askeri harekata katılmamalarını istedi. Mesajda, harekata katılacak unsurların doğrudan ABD ordusuyla karşı karşıya geleceği iddia edilerek şu sözlere yer verildi: “Filler tepişirken oradan uzak durmalısınız” yönünde tehdit ifadeleri kullandı.

ABD’nin tehdit sözleri ile alanda yaptıkları birbirini tutmuyor. Amerikalı askerlerin Erdoğan’ın uyarısını dikkate alarak son 2 gündür teröristlerle devriyeye çıkmamaları ABD’nin NATO üyesi Türkiye ile karşı karşıya gelmeme stratejisine işaret ediyor olabilir. Zira ABD ile Türkiye’nin Fırat’ın doğu’sunda savaşma Riski’nin ortaya çıkması şüphesiz NATO’yu parçalamak isteyen Rusya’nın bölgede daha da güçlenmesine yol açacaktır. Diğer taraftan Türkiye bu durumda İncirlik ve Malatya Kürecik Radar üssü ile onlarca küçük çaptaki ABD üslerini kapatacaktır. İngiltere’deki Brexit krizinin Avrupa Birliğine yönelik olumsuz etkilerinin tartışıldığı bir ortamda Paris’te bir Provokasyon olarak başlatılan sokak terörünün domino etkisi ile Avrupa’nın birçok ülkesini sararak tehdit etmesinin sorumlusu olarak Trump, Netanyahu ve körfez’de oluşturulan Küre ittifakı sorumlu tutulmaktadır. Kaşıkçı cinayetinde Trump’un açıkça cinayet emrini veren M.bin Selman’ı koruması vs nedenlerle imajı iyice zayıflamıştı. ABD’nin Türkiye ile karşı kaşıya gelmesi saydığımız nedenlerden dolayı zor gözüküyor.

MGK Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında, Türkiye’deki tüm darbelerin arkasında olan Türkiye düşmanı ABD’ye karşı doğru bir karar almıştır. ABD bu Konjonktür de Türkiye’nin karşısına çıkamayacaktır. Çıksa da zafer inşallah Türkiye’nin olacaktır.

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » »
Share
608 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...