logo

27 Nisan 2019

Abbasi Medeni


Ahmet Varol
a.varol@gmail.com

Cezayir’deki İslami hareketin ileri gelenlerinden Abbasi Medeni, uzun yıllardan beri ikamet ettiği Katar’da 24 Nisan 2019 Çarşamba günü vefat etti. Yüce Allah’tan kendisine rahmet etmesini, hatalarını bağışlamasını ve mekânını cennet eylemesini diliyoruz.

28 Şubat 1934’te Sidi Akabe’de dünyaya geldi. İlk öğrenimini babasından aldı. Babasının yanında Kur’an-ı kerim’i ezberledikten sonra Cezayir’in tanınmış alimlerinden dersler aldı. 1954’te bağımsızlık savaşının hazırlık çalışmalarına ve fiili mücadeleye katıldığından Fransızlar tarafından tutuklandı ve sekiz yıl hapiste kaldı. Cezayir’in bağımsızlığından sonra ancak hapisten çıkabildi. Hapis sonrası öğrenimine devam ederek felsefe dalında lisans diploması aldı. Daha sonra Londra Üniversitesi’nde mukayeseli eğitim üzerine doktora yaptı. 1982 olaylarından sonra İslâmi hareketin diğer ileri gelenleriyle birlikte tutuklandı ve bir buçuk yıl hapiste kaldı. 1985’te ülkenin yönetim şeklini değiştirmeye kalkışmakla suçlanarak tekrar hapse atıldı ve bir süre hapiste kaldı. Bu engellemelere ve hapis cezalarına rağmen bir yandan da hem üniversitede öğretim görevlisi olarak çalışıp profesör oldu, hem de İslâmî harekete fikir önderliği yapmaya gayret etti.

Cezayir’de 1988’deki halk ayaklanması sonrası yapılan anayasa değişikliğine kadar tek partili bir siyasi rejim hakimdi. Rejim güçleri bu ayaklanmayı bastırabilmek için güç kullandı ve çıkan olaylarda en az beş yüz kişi öldürüldü. Ama hükümet yine de ayaklanmayı zor kullanarak bastıramadı. Bazı önemli vaatlerde bulunarak ancak halkı yatıştırabildi. Hükümetin en önemli vaadi ise çok partili demokratik hayata geçmekti.

Hükümet yaptığı vaatler doğrultusunda yeni bir anayasa metni hazırlayarak 23 Şubat 1989’da halkoyuna sundu. Yeni anayasa ülkenin sosyalist niteliğini kaldırıyor ve İslâm’ı devletin resmi dini olarak kabul ediyordu. Aynı zamanda birden fazla siyasi partinin ve siyasi amaçlı derneklerin kurulmasına imkân tanıyordu. Bunun gibi daha birçok önemli değişiklikler içeriyordu. Yeni anayasa halkın çoğunluğunca onaylanarak yürürlüğe kondu.

Ülkede çok partili siyasi sisteme geçilmesinden sonra Abbasi Medeni de İslami Kurtuluş Cephesi (FIS) adını verdiği bir siyasi partinin kuruluşuna öncülük etti.

12 Haziran 1990 tarihinde ilk çok partili yerel seçimler yapıldı. Bu seçimlerde İslâmi Kurtuluş Cephesi (FIS) oyların % 55’ini alarak birçok yerde yerel seçimleri kazandı. Arkasından 26 Aralık 1991’de ilk çok partili genel seçimlerin birinci turu gerçekleştirildi. FIS bu seçimlerde de büyük başarı gösterdi. Resmi kaynaklara göre oyların % 55’ini, kendi kaynaklarına göreyse % 80’ini aldı.

İslâmi Selamet Cephesi’nin gösterdiği başarı Cezayir’de önemli çıkarları olan Fransa başta olmak üzere bütün Batılı güçleri rahatsız etti. Bu yüzden kendilerini demokrasi havarisi olarak lanse eden bu güçler tek çare olarak Cezayir ordusunu harekete geçirme yoluna başvurdular. Sonuçta ordu, 16 Ocak 1992’de yani seçimlerin ikinci turunun yapılacağı tarihe beş gün kala gerçekleştirdiği darbeyle yönetime el koyarak seçimlerin ikinci turunu iptal etti ve genel başkan Prof. Abbasi Medeni başta olmak üzere FIS ileri gelenlerinin çoğunu tutuklattı. Cunta yönetimi daha önce mahalli seçimleri kazanarak işbaşına gelen FIS mensubu belediye başkanlarını ve belediye meclisi üyelerini de görevden aldıktan sonra pek çoğunu tutuklattı.

Cunta yönetimi Eylül 1994’te Abbasi Medeni’yi hapisten çıkararak kendi evinde göz hapsinde tutmaya başladı. 23 Ağustos 2003’te tedavi için Malezya’ya gitmesine izin verildi. O tarihten sonra ülkesinin dışında yaşamaya başladı. Uzun süreden beri de Katar’a yerleşmişti ve orada aynı zamanda tedavi görüyordu.

BAE ve Suudi Arabistan medyasının onun vefatından sonra aleyhinde tamamen yalan ve iftiralarla dolu bir karalama kampanyası başlatması dikkat çekti.

(YENİ AKİT)

Etiketler: » » » » » » »
Share
487 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...