logo

24 Aralık 2019

*Kaşıkçı cinayeti: Beş idam bir örtbas sizi kurtaramaz. *Muhammed b. Selman’ı bin Zaid’i, Dahlan’ı kim yargılayacak? *Gizli işkence merkezleri, terör kampları ne olacak? *O iki veliaht, her yerde, bilinen her yöntemle Türkiye ile savaşıyor!


İbrahim Karagül
i.karagul@gmail.com

Suudi Arabistan, gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın, İstanbul’daki Konsoloslukta vahşi şekilde öldürülmesine ilişkin on bir kişinin yargılandığı davada beş kişi hakkında idam kararı aldı.

Cinayet bizzat Suudi Veliaht Muhammed bin Selman’ın emriyle, ona sadık adamları tarafından işlenmişti. Bir gazeteci muhalif, bilinen en vahşi yöntemle ortadan kaldırılıyor, İstanbul’dan Türkiye’ye utanç verici mesajlar veriliyordu.

EMRİ SUUDİ VELİAHT VERDİ. TETİKÇİLER SUSTURULDU AMA ÜÇ ADAMI KORUMAYA ALINDI..

Dava düzmeceydi, yargılama düzmeceydi, idam kararları da düzmece. Kaşıkçı’nın cesedini nereye attıklarını bile söylemeyen Suudi yönetimi, Veliaht’ı kurtarmak için pis işleri yapanları öldürme kararı aldı. Bu bir susturma, delil karartma, yönetime sadakatinden şüphe edilen ve konuşması muhtemel kişileri ortadan kaldırma işidir.

Cinayet timinin lideri Suud el Kahtani ceza almadı. Cinayetle iç içe olan, Türkiye’nin istenmeyen adam olarak gösterip Kral’dan geri çekmesini istediği İstanbul Başkonsolosu Muhammed el Uteybi’ye suçlama bile yöneltilmedi. Cinayeti planlayan İstihbarat Başkan Yardımcısı (güya görevden alındı) Ahmed Asiri serbest bırakıldı.

Kaşıkçı’yı öldürme emrini veren Veliaht Muhammed bin Selman’ın üç has adamı korumaya alındı. Çünkü onlar Kaşıkçı cinayetinden başka operasyonlarda da görev almış ve alacaklardı..

CİNAYETİN İSTİHBARATLA BAĞLANTISINI KESİP ‘ADİ CİNAYET’E DÖNÜŞTÜRMEK!

İdam kararı verilen beş kişinin akıbeti ne olacak? Gerçekten idam edilecek mi yoksa yeni kimliklerle gözlenecekler mi? Eğer konuşacaklarına dair korku varsa idam edilecekler, Suudi Veliaht böylece aklanmış olacak!

Bu mümkün mü? Bu cinayet hayatı boyunca Muhammed bin Selman’ın peşini bırakmaz. Milyonlarca dolarlık PR çalışmalarıyapsa da, bu utanç verici durumdan kurtulması mümkün görünmüyor.

Bu kararla cinayeti örtbas etmeye, devletle, istihbaratla bağlantısını kesmeye, adi cinayeti dönüştürmeye çalışıyorlar.

MUHAMMED B. SELMAN, MUHAMMED B. ZAİD VE MUHAMMED DAHLAN:ÜÇLÜ TERÖR, CİNAYET AĞI..

Kaşıkçı cinayetinin, Muhammedbin Selman, Muhammed bin Zaid ve Muhammed Dahlan üçlüsününyönettiği, bölgesel çapta terör organizasyonları, istihbarat ağı, cinayet ve örtülü operasyonları açığa çıkarmasının önünü kapatmaya çalışıyorlar. Bu hiçbir zaman mümkün olmayacak.

Çünkü; Muhammed bin Selman ve BAE’li Veliaht Muhammed bin Zaid’in, kiralık katilleri Muhammed Dahlan’la beraber yürüttükleri kirli işler Kaşıkçı cinayetiyle sınırlı değil. Ama Kaşıkçı cinayeti onları afişe etti, tezgâhları ortaya çıktı.

Bu cinayet örtbas edilirse, Ortadoğu’nun çok kirli bir dosyası da kapanmış olacak. Bu cinayetler, bu örtülü operasyonlar ağı iki veliahtın savaş suçlarına kadar uzanan kanlı sicili, coğrafyayı kan gölüne çeviren maceraperestlikleri hiçbir şekilde gizlenemez, tam tersine daha da açığa çıkarılmalı.

İKİ VELİAHT’I KİM YARGILAYACAK? TERÖR KARARGÂHLARI, GİZLİ İŞKENCE MERKEZLERİ NE OLACAK?

Tamam onlar beş kişiye idam kararı verip dosyayı kapatmaya çalışsınlar. Peki, Muhammed bin Selman’ı kim yargılayacak? Şimdi aklanmış mı oldu? Patronu Muhammed bin Zaid’i kim yargılayacak? Şimdi gizlenmiş mi oldu?

Ürdün’de, Mısır’da, Körfez’de, coğrafyanın bilmem hangi köşesinde gizli terör karargâhları kuran, Dubai’yi küresel terörün ana karargâhı yapan, Türkiye dahil birçok ülkede cinayetler, örtülü operasyonlar yöneten, muhalifleri paraya boğan, terör baronlarını silahlandırıp finanse eden (PKK ve DEAŞ’tan sonra şimdilerde Hafter), iç savaşlar çıkartıp kitlesel kıyımlara imza atan Muhammed bin Zaid’i hangi mahkeme yargılayacak?

ABD’nin Afganistan ve Irak işgalinde işlettiği türden gizli işkence, sorgu merkezlerini şimdi bu iki veliaht yönetiyor.. Bölgede nerede kaç tane gizli hapishaneleri var, kim belirleyecek?

İKİ VELİAHT, HER YERDE, BİLİNEN YER YÖNTEMLE TÜRKİYE İLE SAVAŞIYOR!

Gün gelir bugünkü para denklemi bozulur, o zaman Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) mi gider ya da bir başka yöntemle mi bugün yaptıklarının hesabı sorulur, bilmiyorum.

Sadece Yemen dosyası onu yok etmeye yeter. Şimdilerde Libya dosyası onu gömmeye yeter.Terör ve istihbarat şebekeleri onu mahvetmeye yeter. Arap milletine ihaneti, Arap yurdunu pazarlık masalarında malzeme yapması, Müslümanlara yönelik küresel saldırıların bölgesel ihalesini alıp yürütmesi onu yok etmeye yeter.

Bu iki prens, bilinen her yöntemle, her alanda, bölgenin her karış toprağında, Basra Körfezi ve Kızıldeniz’de, Akdeniz ve Ege’nin her yerinde, Afrika’da, Suriye, Sudan ve Libya’da Türkiye ile amansız bir savaş yürütüyor. Tek hedefleri, tek konuları, tek işleri bu savaş.

ERDOĞAN’I DEVİRMEK VE TÜRKİYE’Yİ DURDURMAK..CİNAYETTEN ÖNCE FARK ETTİK..

Türkiye düşmanı kim varsa, hangi devlet varsa, hangi terör örgütü varsa onlarla ortaklık kuruyorlar. Paralarıyla, silahlarıyla, ilişkileriyle Türkiye’yi rahatsız edecek ne varsa içinde yer alıyorlar. Bunu çok çirkin yöntemlerle yapıyorlar. Gözleri körleşmiş, histerik Türkiye düşmanlığı ile adeta kıvranıyorlar.

ABD ne derse, İsrail ne derse, Fransa ve İngiltere ne derse onu yapıyorlar. Bütün bu bölgelerde Türkiye ile uyuşmazlık yaşayan her ülke ve çevre ile ortaklık kuruyorlar.

Biz bu iki veliahtla ilgili gerçekleri Kaşıkçı cinayetinden çok önce yazmaya başladık. Bölgedeki yeni ilişkiler ağını fark ettik. Bu ağın Erdoğan’ı devirmek ve Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak için dizayn edildiğini gördük. O günden bu yana da bütün gelişmeler bu çerçevede şekillendi.

TÜRKİYE’NİN GELECEĞİ SAVUNULUYOR LİBYA’DA YOKSAK AKDENİZ’DE YOKUZ. DENİZDE YOKSAK ANADOLU’DA YOKUZ!

Kaşıkçı cinayetinin bile çok ötesinde vahim ajandalar uygulanıyor. İki Veliaht bütün Arap dünyasını Türkiye ile savaşa kışkırtıyor. Arap dünyası ile Türkiye’nin arasına kalın duvarlar örmeyi amaçlayan “Terör Koridoru”nun en büyük finansörleri bunlardı.

Suriye’de Türkiye ile savaştılar. Yunanistan, Mısır, İsrail ile beraber Akdeniz’de Türkiye ile savaşıyorlar. Şimdilerde savaşı Libya’da yürütüyorlar. Türkiye’yi Akdeniz’de boğmaya, Anadolu kıyılarına hapsetmeye dönük bütün planların içinde bu iki veliaht var.

Cumhurbaşkanı Erdoğan; Suriye’de, Akdeniz’de, Libya’da Türkiye’nin geleceğini savunuyor. Sadece kara savunması ile kalırsak bu topraklarda biteriz. Libya’da olmazsak Akdeniz olmaz, Akdeniz’de olmazsak Anadolu olmaz. Suriye’de savunma yapamazsak Maraş’ta, Sivas’ta da yapamayız.

DIŞARIDAKİ VELİAHTLAR, İÇERİDEKİ VESAYETÇİLER: KORKUYLA SALDIRIYORLAR..

İşte bu iki Veliaht, bu büyük mücadelede karşımıza diktikleri 21. yüzyılın Lawrence’larıdır. Tarihteki tek rolleri bu olacak. Kaşıkçı cinayetinin İstanbul’da olmasının tek sebebi de bu!

Bir tarih yükselişi var ve bu bizi siyasi genetiğimize, coğrafyamıza, iddialarımıza döndürüyor. Dışarıdaki veliahtların saldırıları da, içerideki vesayetçilerin cephesi de sizi korkutmasın. Dışarıda ve içeride ne kadar direnç olursa olsun, o eşik geçilecek. Göreceksiniz, geçilecek.

Bu korkuyla saldırıyorlar.

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler:
Share
410 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...