logo

Ben o ismi vereceğim: Kemal Öztürk


Ali İhsan Karahasanoğlu
a.karahasanoglu@gmail.com

O, konuşmaya “İsmini vermeyeceğim” diye başlamış..

Bizim mahallenin tamamını suçlayacak şekilde, “Bugün çok bağımsız ve çok özgür gazetecilik yaptığını söyleyen arkadaşlarımız, o zamanlar gazete yönetiyorlardı. Ve ben istemeden, ertesi günün gazete manşetlerini bana gönderiyorlardı. “Uygun mudur” diye soruyordu ve öyle yayınlıyordu” ifşaatını yapmış.

Altını çizerek tekrarlamış: “Ben istemeden”

Ben Akit gazetesi adına net olarak söyleyeyim..

Hiçbir tarihte, bu danışmana veya başka bir danışmana, veya başka hiç kimseye, manşetimizi yollayıp, uygun mudur diye sormadık..

Nokta..

Kemal Öztürk, bu suçlamayı kimin için yapıyorsa, kimseden korkmadan, yiğitçe açıklasın..

Ama ben aynı Kemal Öztürk ile ilgili olarak..

Danışmanlıktan bir adım öte görevlere, Tayyip Erdoğan tarafından getirildiğinde.. “Yarınki manşetleri bana gönderin” demeye cesaret edemese de..

“Bu manşet de ne böyle.. Böyle yayın olur mu, böyle gazete çıkartılır mı” diye sorgulama yaptığını, gazeteleri cezalandırdığını, somut örnekleri ile söyleyebilirim..

Hem de kimler adına, hem de kimlere karşı?

Merak ettiniz değil mi?

Nasıl merak edilmez ki?

Biyografisinde yazılı hemen tüm makamlara, Tayyip Erdoğan iktidarı döneminde gelen Kemal Öztürk, bakın kimler adına, kimlere ceza verdirmiş..

Ben anlatayım, yalanım varsa, cevap versin..

Kemal Öztürk, Erdoğan’ın iktidarında Anadolu Ajansı Genel Müdürü yapılmış. Bu sıfatı ile, Basın İlan Kurumu yönetim kurulu üyeliği görevini de yürütüyor.

Türkiye’de 17-25 Aralık darbesi yapılmış..

Böyle bir ortamda, Erdoğan döneminde görevlere getirilen insanlardan ne beklersiniz?

Birazcık “vefa” değil mi?

Buyurun bakalım, o “vefa” gösterilmiş mi, gösterilmemiş mi?

17-25 Aralık darbesinin önemli isimlerinden Zekeriya Öz ile ilgili, kanuna aykırı fiillerini haber yapmışız..

Zekeriya Öz, isnatların özünü inkar edemeden, bir cevap yollamış.. Okuyucudan hiçbir şey gizli kalmaması için, o açıklamayı, hakaret ifadelerini çıkartarak yayınlamışız..

Buna rağmen, Zekeriya Öz, o tarihteki FETÖ’cü hakimler sayesinde, tekrar açıklamayı yayınlatma kararı almış..

Biz de, “yayınladığımız bir açıklamayı, bir daha yayınlamayız” demişiz.. Yayınlamamışız.

Zekeriya Öz, Basın İlan Kurumu’na müracaat etmiş. Kemal Öztürk’ün de 7 üyeden birisi olduğu yönetim kurulu, Akit gazetesine bir gün resmi ilan kesme cezası vermiş..

Bu arkadaş ne diyordu?

“Ertesi günkü manşeti yollayıp, uygun mu diye soranlar var” diyordu..

Ama kendisinin, “17-25 Aralık” darbesini yapanlar aleyhine haberleri sebebi ile gazetelere verdiği cezaları söylemiyor.. Söyleyemiyor..

Bir başka tarihte, yine FETÖ davalarından dolayı halen cezaevinde olan Alaaddin Kaya, benzer bir iddia ile “Akit’e ceza verin” demiş.

Kemal Öztürk, “Ben Erdoğan sayesinde bu göreve geldim. Bu haberde, Erdoğan’a darbe yapan Fetullah Gülen’in, papa ile buluşmasını organize eden bir kişi hakkında haber yapılmış, Gülen ile Papa’nın buluşması eleştirilmiş. Bu bir haberdir. Beni bu makama getiren Erdoğan’a vefa duygusu ile hareket etsem de bu haberdir. Adaletli davransam, beni göreve getiren Erdoğan’a vefa göstermesem de bu bir haberdir” dememiş, diyememiş..

FETÖ’cünün isteğini kabul etmiş, “FETÖ’cülükle suçlanan kişi hakkında yapılan haber sebebi ile, Akit’in resmi ilanlarının kesilmesi gerekir” demiş..

Cezayı basmış..

Dahasını söyleyeceğim. Rahmetli Hasan Karakaya abiyi çok üzen bir kararı daha aktaracağım..

Gezi isyanının devam ettiği günler..

Erdoğan’ı başbakanlıktan indirmek için, Dolmabahçe Ofisi’ne baskın yapmak için harekete geçildiği, polise ait araçların ters çevrilip, üzerine örgüt amblemlerinin yazıldığı, hatta birçok resmi aracın yakıldığı günlerdeyiz…

Rahmetli Hasan Karakaya abi, kendi üslubu ile, devlete karşı, devletin araçlarına karşı, kamu malına zarar verecek şekilde meşru iktidara karşı harekete geçenler aleyhine kaleme aldığı yazıda, ağır eleştirilerde bulunuyor..

Gezicilerden birisi şikayet ediyor..

Basın İlan Kurumu bizden savunma istiyor..

Gezicilere hakaret etmişiz diye..

Savunmayı veriyoruz.. Devrilen resmi araçları, yakılan toplu ulaşım araçlarını..

“Köşe yazısını, bu olayların sorumlularına yönelik eleştiri getirildiğini dikkate alarak yorumlayınız, kararınızı veriniz” diyoruz..

Hatta..

O günlerde oluşturulan, “Erdoğan gitti gidiyor” algısı sebebi ile “Bu dosyadan kesin size ceza verilecek” haberleri bize ulaştığı için..

Şunu da savunmamıza ekliyoruz: “Aleyhe karar verilecek olursa, Gezicilerin ağır eylemleri dikkate alınarak, cezanın asgari düzeyde tutulması” talebinde bulunuyoruz..

Kemal Öztürk’ün de içinde bulunduğu Basın İlan Kurumu Yönetim Kurulu ne karar veriyor?

“Akit’teki yazıda Gezicilere hakaret edilmiştir”

Sıkı durun..

Burası çok daha dikkat çekici..

Erdoğan’a küfürler edilen yayınlara bile 1 gün resmi ilan kesme cezası veren yönetim kurulu..

Akit’e o tarihte, “3 gün resmi ilan kesme cezası” veriyor..

Hasan abi, karara çok üzülmüştü..

“Nasıl olabilir, böyle bir karar nasıl alınabilir? Devletin araçlarını yakanları eleştirdiğimiz için nasıl ceza alırız. Yönetim kurulunda hiç mi vicdanlı bir kişi yokmuş, hiç mi devletinden yana birisi yokmuş” diye sormuş, isimleri saydığımda, Erdoğan sayesinde o yönetim kuruluna üye olanları hatırlattığımda, üzüntüsü katmerlenmişti..

Şimdi bugün..

O yönetim kurulundaki Kemal Öztürk, “manşetleri bana yolluyorlardı, yalakalık etmek için” diyor..

Ben de diyorum ki, “Biz, manşetleri sana yollamadık. Ama sen, yayınlanmış manşetleri alıp, Erdoğan’a düşmanlık edenleri sevindirmek için, bize ceza verilmesine destek oldun..”

Yalansa, buyur Kemal bey..

Yalan de..

(YENİ AKİT)

Etiketler:
Share
644 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...