logo

Türk Türk’e bu hainliği yaparken, Arap’a ne diyebiliriz ki?


Ali İhsan Karahasanoğlu
a.karahasanoglu@gmail.com

Türkiye’de birileri, yıllarca Tayyip Erdoğan’ı, dahası Milli Görüş çizgisindeki siyasetçileri, “Arap sever olmakla” suçladılar.

“Sizi gidi Arap’çılar sizi. Türkiye’yi Araplara köle yapmak istiyorsunuz ha!” dediler..

Biz anlatsak da, “Araplara köle olmayı değil, Araplara da liderlik yapmayı düşünüyoruz. Yüzyıllarca süre yaptığımız gibi” desek de..

Onlar bildiklerini okuyorlardı..

Bizi, Araplara kölelik hevesindeki insanlar olmakla suçlarlarken..

Kendileri İngiliz’e, Fransız’a, şimdilerde de Amerika’ya köle olmayı tercih ettiklerini gizlemeye çalışıyorlardı..

Bugün itibari ile geldiğimiz noktada..

Tayyip Erdoğan, hem Amerikan karşıtlığını, hem de Arap sever olmadığını ispatladı mı?

Kuzey Suriye’ye başlatılan operasyon ile, Amerika’ya posta koydu mu?

Koydu..

Arap Birliği içindeki liderlik havasına soyunan Mısır’ın öncülüğündeki Arap ülkeleri tarafından kınandı mı?

Kınandı..

Böylece Milli Görüş çizgisinin Araplara köle olmak değil, lider olmak istediği, bunun Arap devlet yönetimleri tarafından bilindiği ispatlandı mı?

İspatlandı..

Şunu da unutmayalım..

BM Güvenlik Konseyi’nde, bu Arapların patronu Amerika bile mırın kırın ediyor. Kınama yayınlanmasına onay vermiyor..

Arap Birliği burdan, açık açık “Kınıyoruz” diyor..

Milli Görüş’çülere attığınız iftiralar sebebi ile, solaklar pişman mıdır acaba?

Kemalistler özür diler mi acaba?

Türkçüler, “Günahınızı almışız” derler mi acaba?

Soruyorum ama..

Hiçbirisinin, hiçbir şeyine ihtiyacımız yok..

Varsın, onlar istedikleri suçlamayı yapsınlar..

Kimin, kimle iş kotardığını, herkes biliyor..

Gelelim Arap birliği kararının saçmalığına..

Adamlar Suriye’nin üyeliğini 2011’de askıya almışlar.

“Bu ülkede rejim, halkına zulmediyor” demişler..

Niye?

Çünkü patronları ABD öyle demiş.

Daha açık söyleyelim..

Arap Birliği üyesi olan Suriye, Arap Birliği tarafından zamanında kınanmış ve “Sen bizim üyemiz olamazsın. Zalimliği bırakana kadar, senin üyeliğini askıya alıyorum” denmiş..

O günden bugüne kadar, Suriye’nin temsilcisini, hiçbir toplantıya kabul etmemişler..

Şimdi..

Halkına zalimlik yaptığı kendileri tarafından da kabul edilen Arap Birliği, kalkmış Suriye’deki otorite boşluğunu fiilen doldurmaya kalkışan bir terör örgütüne karşı yapılan operasyonu kınamaya kalkıyor..

Sen demedin mi, “Suriye rejimi, halkına zulmediyor” diye..

Sen demedin mi, “Suriye’de otorite boşluğu oluştu” diye..

Eee?

Hangi mankafanın ürünüsünüz ki, 8 yıl önce patronunuz ABD emretti diye, Suriye’yi üyelikten çıkarırken.

Şimdi yine patronunuz ABD emretti diye.. Ordaki zalim terör örgütünün tekerine çomak sokulmasını kınıyorsunuz!

Rejimin zulümlerini fırsat bilip, kafayı çıkartan ve eşkıyalık yapmaya soyunan PYD’ye dersini bildiren Türkiye’yi kınıyorsunuz?

Diyorsanız ki..

“PYD bir devlet değil. Bir örgüt. Şu an bölgede zalimlik yapsa da. Onun yaptığı zalimliği sadece Suriye’nin önleme hakkı var, Türkiye’nin devlet olarak o zalimliği sona erdirme yetkisi yok!”

Yani şunu mu yapsaydı kınamayacaktınız: Türkiye ayak oyunları ile. Tam da bunların patronları ABD gibi.. Dandik bir terör örgütü kurdurup, onu destekleyip, PYD’nin üzerine çullandırsaydı..

O Arap Birliği de, o örgüt ile PYD arasındaki kavgayla ilgilenmeyecek ve kınama yayınlamayacaktı öyle mi?..

Öyle mi, mankafalılar..

O kadar mankafalılar ki..

Arap Birliği’nde devletlerini temsil eden dışişleri bakanlarının suratlarına bakın.

Temsil ettikleri ülkelerin halkının yarısından fazlası sakallıdır, bıyıklıdır. Bunlar ise, tam sinek kaydı traşlı…

Sanki Arap halklarını temsil etmiyorlar..

Amerika’yı, İngiltere’yi, Fransa’yı temsil ediyorlar!

Onun için de..

Riyakarlıkta sınır tanımıyorlar..

Suriye rejimini, halkına zulmettiği için kınamışlar.. 2011’de üyeliğini askıya almışlar..

TSK, Suriye’deki zulüm gören halkları korumak için ordaki terör örtügü ile mücadele başlatmış.

Arap Birliği bunu da kınamış.

Kendi üyesi Suriye’yi kınıyor. Ama Suriye’deki PYD’yi kınamıyor.

Sonra, PYD’ye rest çeken Türkiye’yi kınıyor!

Hem de..

Bulunduğu bölgelerde Arapları ezen, köylerden çıkartan PYD’yi kınamıyor..

Arapların elinden tutan Türkiye’yi kınıyor..

Bu durumda da, sormamız gerekiyor:

“Sen PYD’in maaşsız avukatı mısın, Arap Birliği?”

Yoksa maşalığını yaptığın ABD öyle istediği için mi, böyle rezilce bir riyakarlığa imza atıyorsun?

Şöyle düşünelim..

ABD askeri Suriye’de ne yapıyor?

ABD’yi, oraya çağıran oldu mu?

Olmadı..

Niye askerleri orada?

Kendileri öyle istedikleri için..

Yani işgal için..

Peki, Arap Birliği, ABD askerleri için bir kınama yaptı mı?

Hayır..

Arap Birliği, ABD’yi niye kınamıyor?

Arap Birliği’nin, kendi halklarından kopuk, suratları matruş devlet temsilcilerinin ağababaları ABD olduğu için mi?

Bu arap ülkeleri temsilcileri, Suriye’de Arapların topraklarını Kürt ırkçısı teröristler işgal ederken, kendilerine zulüm yapılmasından zevk mi alıyorlar?

Kendileri yiğitlik edememişler.

Türkiye yiğitlik etmiş, Arapları kurtarıyor.

Ama bu mankafalılar, “İşgale karşıyız” diyorlar..

Mazoşist misiniz, nesiniz siz?

İfadeleri de aynen şöyle:

“Arap ülkesinin işgali ve egemenliğine saldırı.”

Sanki Türkiye, Suriye’ye karşı bir harekat başlatmış..

Sanki Suriye rejimine karşı, Suriye’deki Arap nüfusa karşı bir operasyon başlatmış..

Bunun bile farkında olmayanların kınamasını kim takar..

Kınasalar kim takar, kınamasalar kim takar..

(YENİ AKİT)

Etiketler:
Share
1106 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...