logo

02 Ekim 2019

Yargılatmaya ne gerek Binali Bey!


Akif Beki
a.beki@gmail.com

Kimsenin oy verdiği partiyi, desteklediği siyasetçiyi, izlediği filmi, okuduğu kitabı, beğendiği yazarı eleştiremiyorsun…

Laf etmeye kalkan, ağzının payını asgarisinden şöyle alıyor:

‘Oy, para, zevk, tercih, özgürlük benim değil mi, ne karışıyorsun keyfime, seni hiç ilgilendirmez. Eleştireceğine; beğenmiyorsan oy vermezsin, desteklemezsin, izlemezsin, okumazsın o kadar. Zorla oy verdiren, destek isteyen, parayla aldıran, izleten, okutan mı var!’

Farkında mısınız bilmem ama…

Bir şeyi eleştirmekle onun yasaklanmasını istemek arasındaki farkı dahi ayırt etme, gözetme zahmetine katlanamayan tuhaf bir korumacılık refleksi, güya özgürlükçü tepkilere bile egemen hale geldi.

Ve fakat…

Tarafının, takımının, tercihinin üstüne kapanan bu tutuculuk… Değil ucundan dokundurmak, kenarından eleştirtmek, yan gözle dahi baktırmayan bu tahammülsüzlük, karşıtına gelince hayat hakkı bile tanımıyor. Konuşturmamaya, mümkünse yasaklatmaya, elden gelirse varlığını ortadan kaldırtmaya, baskıyla içeri falan attırmaya yöneliyor.

Diğer görüşten korkma, onu saldırı ve düşmanlık gibi algılama, duymak görmek istememe hastalığına yakalanmışlık belirtileri hep…

Yıllardır iktidara, eleştirinin düşmanlık ve kötülük olmadığı, yararlanmayı öğrenmesi gerektiği vaazları çekenlerde de baskın olarak görülüyor ‘allodoxaphobia’.

Alaycılığa, aşağılanmaya, küfre, hakarete, nefret söylemi ve ayrımcı saldırganlığa maruz kalmaktan sürekli yakınanların her fırsatta karşıtlarına bin beterini yapmaktan geri durmaması gibi paradoksal bir hoşgörüsüzlük.

Sadece sevdiği, beğendiği, benimsediği, katıldığı eleştirilere özgürlük isteme rahatsızlığı yani. Ötekini vurun söyletmeyin, atın zindana gitsin…

Haksızlık ve adaletsizliği, karşıtı için hararetle arzulayan varyasyonları da var: ‘Ben haksızlığa, adaletsizliğe uğradım, o da uğrasın. Ben çektim o da çeksin. Beni süründürenlere maşa oldu, o da sürüm sürüm sürünsün…’

Uzatmayayım, Binali Yıldırım’a çocuklarının ticari başarısının sırrını soran hınzırca yazılarına hapis talebiyle dava açılınca Mehmet Yılmaz, AİHM içtihatlarını hatırlattı.

Biri şuydu: “İfade özgürlüğünün devletin ve halkın bir bölümünün aleyhinde olabileceği, hatta hepsini rahatsız edebileceği ile ilgili olarak: Handyside / İngiltere davası…”

Haklı, yerden göğe…

Ama kimden yana, kime karşı oluşuna bakarak değişmemesi kaydıyla…

Canan Kaftancıoğlu’nun verdiği rahatsızlık için ne kadar geçerliyse Nagehan Alçı için de aynı derecede geçerli olması koşuluyla…

Ahmet Altan’la Nazlı Ilıcak’ı da kapsaması şartıyla…

Ne gerek var oysa yargılatmaya. Açıklarsın servetinin kaynağını, haksız kazanç spekülasyonlarını çürütürsün, kuru iftira ve kuyruklu yalansa suratına çarpar rezil rüsva bile edersin yayanı, kesilir sesler, herkes oturur yerine, olur biter.

Oysa dava kapatmaz konuyu, daha da büyütür. ‘Şuyuu vukuundan beter’ denmiyor haybeye, alır yürür başını şayialar. İnternet sitelerinde dolaşırken birden dünya medyasında haber olmaya başlar. Mastika sakızı gibi dillerine düşer, sündürür dururlar.

Hele ki fikri takip konusunda takıntılı bir sabit fikirliye çattıysanız geçmiş olsun, susmaz. Başınızın etini yer, kurtulamazsınız çenesinden.

İlkesel tutum, demokratik anlayış bakımından yanlış değil sadece. Astarı yüzünden pahalıya da gelir, uğraştırırsın ama seni de yorar yıpratır, ne gerek!

(KARAR)

Etiketler:
Share
355 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...