logo

24 Eylül 2019

Din, kıyamet ve şuuraltı


Abdurrahman Dilipak
a.dilipak@gmail.com

Şii’lerin hepsi, sabah akşam “Mehdi” ile yatıp kalkar. Humeyni zamanında İran’a gittiğimde orada en çok edilen dua “Huda’ya, Huda’ya ta ki zuhuru mehdi, nigahtarı Humeyni” idi.

Kıyamet teolojisi Yahudi, Müslüman, Hristiyan herkesi yakından ve derinden ilgilendiriyor, sarsıyor. Bu anlamda ciddi bir şuuraltına sahipler. Yahudiler hâlâ “Meşiah”ı bekliyor. Sürecin başlaması için “Süleyman Mabedi”nin inşası gerekiyor. Hz. Süleyman’ın yüzüğündeki gizli güç göklerin kapısını açacak ve oradan uzaya yolculuk gerçekleşecek. “Yehova’nın ailesi” kurtuluşa ererken, onlarla beraber olanlar, onlarla birlikte kurtuluşa erecekler.

Hristiyanlar Mesih’i bekliyorlar. “Anti Chirist” ile savaşacaklar. O savaşın adı Armageddon. Ve savaşın ilk işareti İzmir ve çevresindeki 7 kilisede gizli. Armageddon’un coğrafyası Mezopotamya! Anadolu Yahudileri için (Kendilerine vadedilen) “Arz-ı Mev’ud”un bir parçası. Bugünkü Hristiyanlar için Hristiyanlığın doğduğu ve kıyametin şifresinin gizli olduğu, kıyamet savaşının gerçekleşeceği bir coğrafya. Aslında Yahudiler ve Hristiyanlarda kâmil bir kıyamet ve öbür dünya, hesap günü inancı yok. Müslümanlar zaten “ahir zaman peygamberi”nin ümmeti. Bu konuda Yahudi ve Hristiyan geleneğinden gelen rivayetler yanında çok ayrıntılı bir kıyamet tasavvuru söz konusu.

Kur’an-ı Kerim’de Yecüc-Mecüc, Dabbet-ül Arz ve Emanet sandığı olarak yorumlanan bir “sekine”den söz edilir. Hadislerde kıyametin küçük ve büyük alametlerinden söz edilir. Küçük alametlerin hemen hepsi gerçekleşti. Sünni gelenekte yaygın olarak “Mehdi” ve “Mesih” inancı da var. Bu şuuraltı insanların korku, umut, hayal ve eylemlerine yön verir. Bu yönelimlerin şiddeti, ateistlerde bile kendini göstermekle birlikte, inancın şiddetine göre en üst seviyeye kadar çıkabilir. Belli bir seviyenin üstünde, istihraçlar, kehanetler, cifir hesapları, yıldıznameler devreye girer. Bu seviyede her inanç topluluğuna göre kehanetler ve istihraçlar vardır. Bu çerçevede kendini yapılandıran inanç toplulukları, ideolojik ve politik, militarist topluluklar vardır.

Vagna Baba ya da Nostrdamus’un kehanetleri, ya da bizdeki geleceğe ilişkin Keşifnameler aslında, genel anlamda, aynı endişelerle, merak ve öngörülerden kaynaklanan esoterik yorumlar değil mi?

Bu rivayetlerin çoğuna inanmayabilirsiniz. Ama unutmayın ki, bunlara inananlar var ve buna inananların bu inanç kalıplarına göre davranışları ve şuuraltları buna inanmayanların da hayatlarını etkileyecektir. Bir de bu şartları, manipüle ederek, siyasi bir gaye güdenler var. Bu anlamda potansiyel risk alanları var. Mesela Şii ya da Sünni bir Mehdi çıkacaksa, karşı Mehdi gecikmez, 3.’sü ya da ilki ise Amerikano bir Mehdi olabilir.

Zaten ortalıkta bir sürü Mehdi ve Mesih, resul dolaşıyor. Bunlar dünyanın her yerinde var. DAEŞ “Kara bayraklılar”ı temsil etmiyor mu? Fergana’dan dönüp geri gelecekler. İran devriminden sonra Irak savaşında İran kuvvetleri kendilerine “Mehdinin ordusu” diyordu, Amerikalı askerler ise “Mesih’in ordusu” olduğunu iddia ediyordu. Mesih ile Mehdi savaştı adeta, sanki! Birileri kendi savaşlarına kendi inançlarının kılıfını giydirmişti.

Riyaz-üssalihiyn, Tezkiretül Kurtubi, Ramuz el Ehadis, Suyuti’nin “Kitab-ül Keşf” gibi kaynaklarda “kıyamet alameti” olarak zikredilen konu başlıklarını bu rivayetlerin sahihliği noktasında bir tartışmaya girmeden, S.Arusan’ın yardımları ile alt alta sıralıyorum: (Ki, bu rivayetler, bazı görüşlere göre Tevatür seviyesindedir): İnsanları, aileleri, toplumları ifsad eden Riba’yı yemeyen kalmayacak, yemese bile tozu onlara bulaşacaktır. • Birçok kişi, dünya menfaati karşılığında dinini feda edecek. • Servet ve iktidar belirli kişiler arasında dolaşacak, dar gelirliler açlık ve sıkıntıya düşecek. • Kabirler süslenecek ve Kur’an, kazanç getiren bir meta haline gelecek. • Fitne her eve girecek ve ehliyet ve liyakat, istişare ve şura terkedilecek, tecrübesiz kişiler başa geçecekler. • İslam Kur’an’dan bir resim ve insanlarda bir isim olarak kalacak! • Büyükleri merhametsiz, küçükleri hürmetsiz olacak, çocukları terbiye, köpekleri terbiyeden daha zor olacak. • İnsanlar, kötülüklerden birbirlerini sakındırmayacaklar ve iyiliği emretmeyecekler. • Minareler çoğalacak, camiler süslenip ziynetlenecek (kilise ve havralar gibi) ve içlerinden güzel sesli hafızlar yüksek sesle ayetler okuyacaklar ama anlayan olmayacak. • Hainlere emin, emin olanlara hain denilecek ve “şurada emin bir insan vardır” denilecek kadar emin insan sayısı azalacak. • Kişiye, şerrinden korkulduğu için ikramda bulunulacak. Görünüşte dost fakate sasında düşman insan sayısı artacak, sözler hep yalan ve birbirine muhalif olacak, amir ve memur çok, doğru iş yapan az olacak. • Tevhidden sapınca Vahdet kalmayacak. Ailede, toplumda gönüller birbirini sevmez olacak, dinde ve dünyalık işlerde muhtelif görüşler kavgaya dönüşecek, kardeşler bile dinde ve mezhebde ihtilaf edecekler. • Baldırı çıplaklar yüksek binalar yapacaklar. İmar edilen şeyler harap edilecek, harap olanlar ise imar edilecek. • Fasıklar başa geçecek ve konuşma edebini bilmeyenler halka hitab edecekler ve insanlar bu edepsiz yalancıları alkışlayacaklar. • Arap arazisinin çölleri nehirlere ve yeşilliklere kavuşacak. Yeşil alanlar kuraklaşacak, iklim değişecek, şimşek ve tabii afetler artacak. • Köylüler şehirlere akın edecek. • Riba’ya “alış-veriş”, rüşvete “hediye bahşiş” denecek, tefecilik artacak, helal-haram unutulacak, “para gelsin de nerden gelirse gelsin” denilecek. • Zaman bereketini kaybedecek. • Her tarafta şarkıcı ve çalgıcı kadınlar zuhur edecek. • Sokakta kadınların sözü ve sesi yükselecek, kadın ve erkek birbirine karışacak, birbirine benzeyecekler ve zina yaygınlaşacak. • Kadınlar, saçları deve hörgücü gibi, sokaklarda dolaşacaklar. • Haram işlemeyi kolaylaştıran imkânlar artacak, gençler günah işlemeye ve kötülük yapmaya çok meyledecekler. • İmanı kalpte tutmak, kor ateşi elde tutmak kadar zor olacak, kişi gece mü’min yatacak, sabah kâfir olarak kalkacak veya bunun tersi olacak.

Duman, deprem, yeni hastalıklar, savaşlar, ateş, yer batması, güneşin batıdan doğması, Mekke ve Kudüs’te büyük fitne ve yıkım. Doğuda, batıda Yemen’de yer çökmesi, Kahdan ve Deccal fitnesi, intiharın artması, Hicaz’da büyük ateş, İsrail’le savaş, zinanın yaygınlaşması, cehalet ve zulmün yaygınlaşması, Fırat’ın suyunun çekilmesi.. Kimine göre, 55 kıyamet alametinden 5 tanesi hariç, hepsi gerçekleşmiş. Bunlara inanın ya da inanmayın ama dünyanın nereye gittiğini görmek, anlamak ve sorumluluk üstlenmek adına bunları bilin. Trump bir Evengalik, İsrail’de Siyonistler iktidardalar ve “Tanrıyı kıyamete zorlamak” için çalışıyorlar. “Tarihin sonu”nu getirecek bir “Medeniyetlerarası savaş”a hazır olun. Siyaset, ekonomi, bilim ve teknoloji bu savaşa hazırlanıyor. Peki ya siz neye hazırlanıyorsunuz. Selam ve dua ile.

(YENİ AKİT)

Etiketler:
Share
384 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...