logo

20 Eylül 2019

İsrail’in erken genel seçimleri


Ahmet Varol
a.varol@gmail.com

İsrail’de 9 Nisan 2019 tarihinde gerçekleştirilen erken genel seçimlerden sonra parlamentoda çoğunluğun desteğini elde edebilecek bir koalisyon hükümetinin oluşturulamaması sebebiyle yeniden erken genel seçimler yapılması kararlaştırılmıştı ve bu seçimler de 17 Eylül Salı günü gerçekleştirildi.

Görüldüğü kadarıyla bu seçimlerde partilerin sandalye sayılarında bazı ufak tefek değişiklikler olduysa da bir hükümet kurulması için oluşturulabilecek koalisyon formülleri konusunda manzara ve şartlar değişmedi.

En başta şunu söyleyelim ki Filistin halkının hakları ve meşru mücadelesi açısından siyonistlerin siyaset sahnesinde yer alanların sağı ile solunun fazla bir farkı yoktur. Onların farkları kendi aralarındaki konular ve meselelerle ilgilidir. Filistin’le ilgili meselelerde birtakım siyaset farklılıkları olsa da bunlar çok yüzeyseldir. Bugün siyonistlerin siyaset sahnesinin sol ve ılımlı kanadı olarak lanse edilen Mavi – Beyaz İttifakı’nın lideri Benny Gantz 2011-2015 arasında işgal devletinin Genelkurmay Başkanlığı görevini yürütmüştür ve onun bu görevde olduğu dönemde Gazze’ye yönelik iyi önemli savaş açılmış ve bu savaşlarda çoğu sivil binlerce Filistinli hayatını kaybetmiş, binlercesi yaralanmış ve binlerce ev yıkılmıştır. Aynı zamanda onun kendisinin liderliğini yaptığı siyasi partinin adı da İsrail Direniyor Partisi’dir.

Son seçimler İsrail Başbakanı Netanyahu’nun parlamentoya güçlü bir şekilde girebilmek ve özellikle aşırı siyonist tabana kendini kabul ettirmek için yaptığı büyük vaatlerin bir yarar sağlamadığını gösterdi. Bu seçimlerde 9 Nisan seçimlerine nispetle parlamentodaki sandalye sayısı daha da azaldı ve üstelik onun liderliğini yaptığı Likud Partisi sandalye sayısı açısından ikinciliğe düştü. Bu yazıyı yazmamızdan önce oyların yüzde 97’sinin sayılmasına binaen yapılan açıklamalara göre Mayi – Beyaz İttifakı 120 üyeli İsrail parlamentosunda yani Knesset’te 33 sandalye alarak birinciliği elde ederken Netanyahu’nun Likud Partisi 31 sandalye elde ederek ikinci olmuştu. 9 Nisan’daki seçimlerde ise bunların her ikisi de 35’er sandalye almış, ancak oy sayısı itibariyle Likud Partisi birinci çıktığı için hükümeti kurma görevi cumhurbaşkanı tarafından ona verilmişti.

Aşırı siyonist ve saldırgan görüşleriyle öne çıkan eski Savaş Bakanı Avigdor Liberman’ın “Evimiz İsrail Partisi”nin sandalye sayısının ise en son 8 olduğu açıklanmıştı. Bu parti 9 Nisan’daki seçimlerde 5 sandalye kazanmıştı.

Yine aşırı siyonist sağ partilerden olan Şas Partisi 9, Birleşik Tevrat Yahudiliği ittifakı 8, Sağa Doğru İttifakı ise 7 sandalye kazandı.

Sol çizgideki İşçi Partisi ile Gesher’in oluşturduğu ittifak 6, Demokratik Cephe ise 5 sandalye almış durumda.

1948’de işgal edilmiş bölgede yaşayan ve “İsrail vatandaşı Araplar” olarak tanımlanan Filistinli kesimin oylarını almak amacıyla oluşturulan Birleşik Liste’nin aldığı sandalye sayısının ise 13 olduğu belirtildi. Bu liste 9 Nisan seçimlerinde 6 sandalye kazanmıştı. Bu seçimlerde Arap vatandaşlardan oy kullananların oranlarında artış olduğu ifade edildi. 1948’de işgal edilmiş bölgedeki İslami Hareket ise İsrail seçimlerini boykot ediyor.

Buna göre eğer oyların tümünün sayılmasından veya itirazlardan sonra herhangi bir değişiklik olmazsa Likud Partisi’nin de içinde bulunduğu aşırı siyonist ve sağ partilerin oluşturduğu siyasi partiler grubunun aldığı toplam sandalye sayısı 63’ü buldu. Arap vatandaşları temsil eden Birleşik Liste’nin de içinde bulunduğu sol partiler ve ittifaklar ise 57 sandalye kazanmış durumdalar. Sadece siyonistlere ait sol partilerin aldığı sandalye sayısı ise 44.

Bu durum karşısında işgalci siyonist rejimde ne gibi hükümet formüllerinin gündeme gelebileceği konusunda biraz daha ayrıntılı bilgi verebilmek için bu konuyu müteakip yazımızda ele almayı düşünüyoruz.

(YENİ AKİT)

Etiketler:
Share
324 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...