logo

Katil doktoru koruyan Tabipler Odası!


Ali İhsan Karahasanoğlu
a.karahasanoglu@gmail.com

Nerede olursa olsun..

Cinsel taciz, gayri meşru ilişki, tüm ahlaksızlıklar, bizim dışımızdadır, hepsini lanetleriz..

Bu; biz kabul etmesek de, lanetlesek de, dindar bir yapıda da olsa kanaatimiz budur..

Bizim dışımızdaki yapılarda da olsa, kanaatimiz budur.

Hatta bizim inancımıza göre..

Gayrı ahlaki bir yaşantı, bugünkü sistemle kıyaslanamayacak kadar çok daha fazla ceza sebebidir.

Küçük çocuğa saldırdın mı?

Cezası öyle 10 yıl falan değil..

Ölüm..

Yetişkin birisi ile, evlilik dışı ilişkiye mi girdin?

Rıza yok ise, yine halin harap..

Karşındaki de senin gibi ahlak dışı ilişkide sorun görmeyen bir tip olsa bile..

İslamda yine buna da ceza var..

Bizim inancımız bu olmakla birlikte..

Bir tane tekil olay yakaladıklarında..

Bir vakfa ait kursta, çok da net olmayan, cinsel saldırı içerikli bir iddia yakaladıklarında, onun üzerinden tüm dini yapıları suçlayanlar..

Sabahtan akşama kadar, o tekil olay üzerinden, bütün dindarları suçlayanlar..

Bir doktorun, bir anestezi teknikeri kadına yönelik ahlaksız ilişki sonrasında, evinde ölü bulunması olayına karşı, bakın nasıl yaklaşıyorlar?

Cumhuriyet gazetesi hiç görmemiş bile..

Birgün gazetesi, “Şüpheli ölümde yedi ilaç tespiti.. Ankara’da erkek arkadaşı Uzman Dr. Özgür T’nin evinde ölü bulunan anestezi teknikeri A. Karaman’a yapılan otopside..” diye haber yaparken, doktorun soyadını gizlemiş.

Hürriyet gazetesi, “Kanda 7 ilaç” demiş.

Onlar da, “Erkek arkadaşı Özgür Tarhan’ın evinde ölü bulunan” diye spot yazmışlar ama, doktorun soyadını vermişler, çalıştığı hastaneyi vermemişler..

Sözcü ise, cinayet tarihinde olayı haberleştirmiş, doktorun hem ismini, hem soyadını gizlemiş.. 7 ilaç birden çıkan otopsi raporunu ise haberleştirmeye değer bulmamış..

Bir doktor..

Kendisi evli olduğu halde..

Bir tekniker kadın ile..

Gayrı ahlaki ilişki kuruyor..

Kadın, evli erkeğin evinde ölü bulunuyor..

“Böyle olmalı idi” demiyorum ama..

Bir tane dini hassasiyeti olan yurtta, cinsel eksenli suç işlendiğinde, bütün dini hassasiyeti olan kursları suçlayanlar..

Tekil bir olayı, tüm dindarlara mal etmeye kalkanlar.. Tüm dindarlar tecavüzcü imiş gibi algı oluşturmaya kalkanlar.

Algı ne demek, bu yönde ağızlarından salyalar akıtarak TV ekranlarından ahkam kesenler..

O doktorun yaptığı ahlaksızlığı, sonrasındaki cinayeti örnek verip, “Doktorlar şöyle, doktorlar böyle” diyebiliyor mu?

Demiyor, diyemiyor..

Çünkü..

“Doktorun iyisi de var, kötüsü de.. Ahlaklısı da var, ahlaksızı da var” diyorlar.

Biz de öyle diyoruz ama..

Dini hassasiyeti olan yurtta yaşanan tekil bir olayı, o ahlaksızlar, niye tüm dindarlara mal ediyorlar?

CHP milletvekillerinden başlayın..

CHP kafalı gazetecilere kadar.

Hemen hepsi..

Her ağızlarını açtıklarında, niye “Kur’an kursundaki tecavüz” diye söze başlıyorlar?

Kur’an kursundaki, tekil de olsa, o ahlaksızlığı yapan kadar, bu suçlamayı genelleştirerek yapanlar da ahlaksız değil mi?

Bir başka okulda, laik-seküler bir yapıda, benzer; hatta çok daha ağır cinsel suçlar işlendiğinde, örtbas için bin bir çaba sarfedenler..

Faillerin ad ve soyadlarını gizleyenler.

Kurum veya işyerlerinin ismini gizleyenler..

Benim gönlümden, dini hassasiyeti olan kurumlarda “cinsel suç hiç olmamalı” geçse de..

Diğer kurumlara göre, çok daha az sayıda örnek olmasına rağmen.

Dini yapılardaki tekil olayları abarta abarta şişirenler..

Dini yapılara sızan o ahlaksızlıklardan, daha ahlaksız değiller mi?

Peki..

Böyle bir tablo karşısında..

Kendisi ile uzaktan yakından hiçbir alakası olmadığı halde, Kur’an kursundaki bir tekil ahlaksız olaydan yola çıkarak, sabah akşam bildiri yayınlayan Tabipler Odası..

Kendilerine üye olan bu ahlaksız doktor hakkında bir bildiri yayınlamış mıdır?

Ben cevap vereyim: Hayır..

Tabipler Odası, ismini ve soyadını verdiğimiz bu doktor hakkında bir disiplin cezası vermiş midir?

Hayır..

Dahasını söyleyelim..

O doktor, o cinayet sonrasındaki ifadesinde, bakın ne diyor:

“A.. ile 4 yıllık arkadaşlığımız vardı. Uyku problemi yaşıyordu. (..) Akşam arkadaşlarımın evinde alkol aldıktan sonra eve döndüm, saat 04.00 sırasında çalıştığım hastanelerden birinden acil bir ameliyat için çağrıldım, sabah 08.30 sıralarında geri geldiğimde kız arkadaşımı yatakta ölü buldum.”

Bakın hele..

Doktor geçinen o ahlaksız, akşam içki içiyor..

Birkaç saat sonra, acil ameliyata giriyor..

Bunu kendisi itiraf ediyor..

Ama..

Ankara Tabip Odası, bu itiraf ile ilgili tek işlem yapmıyor..

Tabip odası, “İklimi değil, sistemi değiştir” diye internet sitesinden duyurular yapıyor ama..

Üzerine ne vazife ise..

“Kayyum kararı siyasidir, halkın iradesi gasp edilemez” diyerek, Diyarbakır, Van ve Mardin belediyelerine yapılan atamalar hakkında basın bildirileri yayınlıyor ama..

Üyesi olan bir doktorun, alkollü olarak ameliyata girdiği itirafı için bir soruşturma açmıyor..

O doktorun görevli olduğu hastane ile ilgili bir açıklama yapmıyor..

Doktorluğun içine eden adamlar ve hastane hakkında gereken işlemi yapmıyor..

Evinde bir kadının ölü bulunduğu doktor hakkında, bir disiplin soruşturması açmıyor..

O doktoru, üyesi olarak tutuyor, kaydını hâlâ silmiyor..

Dahasını söyleyeyim..

O doktor..

10 yıldır, üyesi olduğu Tabipler Odası’na aidatını ödemediği halde..

Hakkında icra takibi bile başlatılmıyor..

Şimdi anlıyor musunuz, bu odalar, nasıl tepemizde boza pişirebiliyorlar?

Kendilerini sorumsuz addederek, siyasi iktidara parmak sallıyorlar..

Devlet bunların suçlarını soruşturmazsa.. İfşa etmezse..

Suç işleyen oda yönetimleri hakkında görevden almaları yapmazsa..

Onlar da..

Şımarırlar..

Akıllarına estikçe, parmaklarını sallayarak, halkın seçtiklerini, kendi istedikleri hizaya getirmeye kalkışırlar..

(YENİ AKİT)

Etiketler:
Share
388 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...