logo

01 Eylül 2019

‘Rabbim ne olursun sözümü kesme!’


Yusuf Ziya Cömert
y.comert@gmail.com

Bu cümle İbrahim Tenekeci’nin şiirinden. Herkesin ‘amin’ diyebileceği bir dua. Yazım bittikten sonra, başlık için seçtim.

Şiir, kalın kabuklu insanlar hariç… Nerden çıktı şimdi bu kalın kabuklu insan? Birden geldi dilime. Duyarsız. Hayatın dalgalarına, kırılmalarına karşı savunması kuvvetli, sanki zırhlı. Hiçbir acı onu ilgilendirmez, kendi acısından başka.

Evet şiir, kalın kabuklu insanlar hariç herkesin kapısını çalar.

(Eğer siz müsait değilseniz, şiir, kapınızı çaldıktan bir müddet sonra gider.)

Okursunuz, yazarsınız, yaşarsınız.

Okuduğunuz zaman, bir ilaç gibi tesir eder size. Nasıl tesir eder? İçinizi açabilir, yaranızı deşebilir, sizi yakalayabilir, yaralayabilir, size sizi gösterebilir, size başkasını gösterebilir.

Siz de yazabilirsiniz. Bu daha çok ilk gençlik yıllarında olur. Kelimelerin nesir haliyle ne kendinize ne başkasına anlatabilirsiniz derdinizi.

Bir dil olarak intisap edersiniz şiire.

Ve öyle yaşarsınız.

30 yıl olmuş mudur bizim İbrahim Tenekeci ile tanışmamız?

Olmadıysa bile yakındır.

Kayıtlar’a şiir göndermişti İbrahim Tenekeci. Beğenmiştim. Ama galiba ilk defa karşılaştığım bir şiire hem de kendi başıma hemen kapıyı açmaya muvaffak olamadım.

Ama şairdi çocuk. (Eh, o yıllarda ömrünün baharındaydı. Şimdi kemale erdi.) Evet, şairdi, sen ister gör, ister görme.

Çok geçmedi şiiri Dergah’ta çıktı. Sonra başka yerlerde.

O yıllardan beri İbrahim’in şiirini takip ediyorum.

Nasıl bir takip?

Yok yok, bir şiir hafiyesi takibi değil. Öyle takip edemem ben hiçbir şeyi.

Dergilerde, ki bazılarını kendisi yönetti, mesela Kırklar, kitaplarında, bazen internette…

Okudum.

Evet şiir.

İbrahim’in şiir ırmağı.

Bozulmadan, özgünlüğüyle, bütün kıvrımları ve kıvraklığıyla, yalınlığıyla…

Irmağa başka sular karışır. Kuraktan geçerken küçülür.

Biz çölde çok ırmak kaybettik.

Çöl dediğim, gençliğin ateşinin soğumaya başladığı zamanlardır.

Terk eder seni şiir.

Ya da şiirini unutursun, bir kitabı, bir defteri, bir kalemi otel odasında, trende, uçakta, otobüste unutur gibi.

Bir daha da peşine düşmezsin. Lazım olmaz artık.

Saman alevi gibi parlayıp sonra karanlığa karışan çok şiir gördük.

Böyle bir derde, böyle bir illete musab olmadan varlığını sürdürdü İbrahim Tenekeci’nin şiiri.

Okudukça seviniyorum. Böyle bir şiir mevcut olduğu için.

“Ve kendimi arıyorum meşgul çalıyor”

İbrahim’i hayatından ya da şiirinden tanıyorsanız, bunun basit bir şair numarası olmadığını bilirsiniz.
Bakın şurası daha İbrahimce:

“Kendimi de koysam ayağımın altına

Yine de yetişemiyorum ey aşk

Omzunun hizasına”

“Yolundaydı her şey ben bile yolundaydım

Ama

Kıyıya vardığımda

Kendimi unuttuğumu anladım

Karşı kıyıda”

Çocuklara, şairane nasihat. Ben de düşünmüştüm. Tenekeci güzel söylemiş:

“Kar yağarken serçeleri seyrettim

Çocuklarım geldi birden aklıma

Sabırsızlanıyorlar büyümek için

Gelmeyin, burası derin!”

Ve şairane bir dua:

“Canımı yakıyor dünyanın güzelliği

Yetmiyor ömür o büyük şiire

Rabbim ne olursun

Sözümü kesme!..”

‘Önce özetler’ heceyle yazdığı şiirlerinden bir örnek. “Ey ima edenler iman ediniz” çok güzel. Devamı da öyle.

“Denizin suyuna giden gemiler

Uzunları yakmış geliyor kader”

Sakin. Oldukça da mütevazı. Ya da ben öyle görüyorum.

Bu özelliği de şiirine yakışıyor.

Şiirinden aldığım lezzet için İbrahim’e müteşekkirim.

(KARAR)

Etiketler:
Share
337 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...