logo

25 Ağustos 2019

Bir Neyzen Tevfik hatırası


Yusuf Ziya Cömert
y.comert@gmail.com

Neyzen Tevfik deyince bir dururum. Ne kaldırıp atabilirim, ne sımsıkı tutabilirim.

Düşünüyorum, gerçek bir adam Neyzen Tevfik.

İyi söylediği zaman da, kötü söylediği zaman da gerçek.

Dobra. Başkalarının hakkında ne düşündüğünü umursamıyor.

‘Rind’ kelimesi onun tarz-ı hayatıyla tıpatıp uyuyor. Öyle ki rindlerin şiirini yazan Yahya Kemal dahi rindlikte eline su dökemez.

Fakat biz, dindarlığı orta halli olan bir ailede yetiştik. İçinde dini konularda dahi fikir özgürlüğü olan zihni eni konu açık bir ailede.

Ailemizden kopup kendi başımıza yürümeye çalıştığımız çağımızda da uçup gitmedik. ‘Orta hal’imizi sürdürmeyi çalıştık.

Neyzen Tevfik, bizim alıştığımız hudutların sık sık dışına taşıyordu.

Aldığımız terbiye, Neyzen’i itirazsız kabule mani oluyordu.

Fakat, dobralığı, kimi rubailerinde, kimi mısralarında taşı gediğine koyuşu kendini açığa vurmakta zorlanan bir muhabbete de kapı açıyordu.

“Kime sordumsa seni doğru cevap vermediler

Kimi alçak kimi hırsız kimi deyyus dediler

Künyeni almak için partiye ettim telefon

Bizdeki kayda göre şimdi o mebus dediler”

Ne kadar gerçek değil mi?

Kim bilir kime söyledi bu şiiri Neyzen.

Belki de tarife uyan herkese söyledi.

Fakat, Neyzen’in şu orta halli mısralarını bile kullandığı kelimelerin sıkleti sebebiyle iktibas etmekte zorlandım.

Şu dörtlükte de durum aşağı yukarı aynı.

“Asrın yeni bir umdesi var, hak kapanındır.
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Geçmez ele bir pâye, kavuk sallamayınca,
Kürsî-i liyakat pezevenk, puşt olanındır!”

Kelimeler galiz, fakat hicvettiği olguya nasıl itiraz edeceksiniz? Doğru söylüyor adam.

Tabii ki beni idareli konuşmaya sevk eden, onun bilhassa dini konulardaki pervasız sözleri.

Burada onları tekrar dahi edemem.

Ben böyle Neyzen Tevfik’e mesafeli dururken, Hasan Abi (Aycın) onunla ilgili bir hatıra nakletti.

Mümin Vatansever’le birlikte Bandırma’daki Ali (Öztaylan) Efendi’yi ziyaret etmişler.

Ali Efendi ile karşılaşmak bana nasip olmadı.

Ama hakkında anlatılanlar sebebiyle onun müstesna, etrafta gördüklerimizden çok farklı, çok seçkin, hal ehli bir zat olduğuna dair bir kanaatim var.

Böyle kanaat izhar etmemin bile bir çeşit hadsizlik olduğunu düşünürüm, fakat şurada sanki zaruret var.

Hayatta onunla karşılaşıp ondan bir nasihat almak ve o nasihati tutmak güzel olurdu.

İşte o, merhum Ali Efendi vaktiyle Mısır’a, Mehmet Akif Ersoy’u ziyarete gitmiş.

Akif, Ali Efendi’yle Neyzen’e selam göndermiş.

Dün, Mustafa Özdamar’ın ‘Şevket Baba’sını mütalaa ederken Hasan Aycın’ın anlattığı hatırayı kitapta yazılı olarak gördüm. Hatıra Ali Efendi’den naklen anlatıldığı için bence vesika değeri taşıyor.

Şöyle diyor Ali Efendi:

“Neyzen Tevfik bizim arkadaşımızdı. Allah mekanını cennet eyleye. “Ben hayatta bir defa içtim. Diğerleri mahmurluğu bozmak için” derdi. Bir gün Bakırköy’de hastanedeydi. Ziyarete gittim. Akşam nöbeti gelmiş, üzüldüm ben de. “Hal-i perişanımı görüyorsun, beni nereden tanıyorsunuz? Mevlevi misiniz? Beni neden seviyorsunuz?” dedi.”

“Bendeniz, “Mehmet Akif’i çok seviyorum. O kimi seviyorsa hepsi benim dostumdur” dedim.”

“Akifim!” dedi. “Allah!” dedi. Yere bir vurdu kendisini. Allah dedi ama nasıl dedi. Cezbe halinde kalktı “Akifim!” dedi. Evladım ben eli öpülecek insan değilim, ben mel’unum, mendeburum, bana itibar etmeyin dedi.”

İbrahim Güler’in anlattığına göre, Neyzen Tevfik vefat etmeden, cenazesini Ali Efendi’nin gasletmesini, namazını Ali Efendi’nin kıldırmasını vasiyet etmiş.

Bu hatıralar, bende, bazı galiz ifadeleri Neyzen’in lehine yorumlamak için sebep teşkil ediyor.

Artık, yorumlayabildiğim kadar…

Dostu azdır Neyzen’in, onlar da pek sesini çıkarmaz.

İz bırakan bir şair Neyzen Tevfik.

Memleketin sanatında, irfanında kendine has bir yeri var.

Bir yığın insan unutulur, kaynar gider, esamisi okunmaz.

Neyzen, bin yıl sonra da hatırlanır.

Hele hicivde üstüne yoktur.

Ben, biraz izah etmeye çalıştığım sebeplerle burada iktibas edemediysem de, onun pervasızlığını, onun rindliğini okuyarak görmelerini isterim.

(KARAR)

Etiketler:
Share
334 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...