logo

02 Ağustos 2019

Kitleleri yüzyılın komplosuna hazırlama


Ahmet Varol
a.varol@gmail.com

Siyonist işgalin geleceğini garantiye almak ve işgal devletinin Arap dünyasındaki dikta rejimleri tarafından tanınmasını kolaylaştırmak için hazırlanan Yüzyılın Anlaşması planının içeriğinin Ramazan ayından sonra açıklanacağı kamuoyuna duyurulmuştu. Ancak Ramazan’ın üzerinden epey bir zaman geçmesine rağmen henüz resmi ağızdan bir açıklama yapılmadı. Şimdi Ağustos ayı içinde, ne zaman açıklanacağına dair bir tarih verileceği söyleniyor.

İçeriğinin açıklanması işinin ertelenmesinin en önemli sebebi bizim gördüğümüz kadarıyla hazırlanan planın Filistinlilerin gasp edilmiş haklarının verilmesi konusunda hiçbir olumlu yönünün olmamasıdır. Bu anlaşmayla her şeyin Filistinlilere dayatılması ve onların kendilerine dayatılanı kabul etmeye zorlanması amaçlanıyor.

Planı Filistinliler açısından en azından biraz cazibeli kılacağı beklentisiyle 25-26 Haziran tarihlerinde “Refah İçin Barış” sloganıyla Bahreyn Ekonomik Çalıştayı düzenlendi. Ancak Filistinliler bu çalıştayla oynanmak istenen oyunu farkettikleri için ilgi göstermediler. Filistin Özerk Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas ve onun başını çektiği Fetih hareketi de dahil olmak üzere Filistin’deki bütün gruplar bu çalıştayı boykot etti. Dolayısıyla söz konusu çalıştaydan beklenen sonuç elde edilemedi. Eğer ki bu program amacına ulaşsaydı belki şimdiye kadar Yüzyılın Anlaşması planının içeriğini resmi ağızdan kamuoyuna duyurmuş olurlardı.

ABD yönetimi her ne kadar dayatmak istediği anlaşma planının içeriğini resmi ağızdan açıklama işini erteliyorsa da bir yandan da niyetlerini açığa vuruyor ve nasıl bir plan sunulacağı konusunda kamuoyunu zihnen hazırlamaya çalışıyor.

ABD’nin Tel Aviv Büyükelçisi David Friedman’ın, ülkesinin bir Filistin devleti fikrini değil Filistin özerk yönetimi fikrini desteklediğini açıklaması, söz konusu planın nelere odaklandığı konusunda zihinleri hazırlama amacı taşıyan bir girişimdir. Friedman, bir devletten yani Filistin devletinden söz etmenin çok sayıda potansiyel problemi içinde barındıracağı iddiasında bulunarak Filistin özerkliğinin tüm hak ve kısıtlamaları tam olarak belirlenene kadar “devlet” kelimesini kullanmamayı tercih ettiklerini söyledi.

ABD Büyükelçisinin bu açıklaması Yüzyılın Anlaşması planının Filistinlilere herhangi bir şey vermemeyi, onları var olanla yetinmeye, ama siyonist işgalin meşru kabul edilmesi için anlaşmaya zorlamayı amaçladığını gösteriyor.

Eğer mesele bir özerk yönetim meselesi ise zaten FKÖ’nün geçmişte imzaladığı anlaşmalara binaen kurulmuş bir özerk yönetim var. Anlaşma ile bu yönetimin bazı yetkilerinin genişletilmesi söz konusu olacaksa bunun karşılığında Filistinlilerden vatanlarından, vatana dönüş haklarından, Kudüs davalarından ve Batı Yaka’daki yahudi yerleşim merkezlerinin kaldırılması konusundaki taleplerinden vazgeçmeye zorlanacaklarının göz önüne getirilmesi gerekir. Dolayısıyla bir özerk yönetimin göstermelik olarak yetkilerinin genişletilmesinin Filistinlilere kazandıracağı hiçbir şey olmayacaktır.

ABD’nin sergilediği tavır ve yaptığı açıklamalar Yüzyılın Anlaşması adıyla gündemde tutulmaya çalışılan planın Filistinliler tarafından hiçbir şekilde kabul görmeyecek nitelikte olduğunu iyice gün yüzüne çıkarmaktadır. Ama bu planın uygulamaya geçirilmesinin hatta pazarlık masasına konmasının engellenmesi için Abbas yönetiminin sergileyeceği tutum büyük önem arz etmektedir. Abbas yönetimi işgal rejiminin Sur Bahir’deki evleri yıkmasına karşı bir tavır olarak onunla imzalanmış anlaşmaları askıya aldığını duyurmuştu. Ancak bu duyurunun pratiğe taşınması için bir adım atılmış değildir. Önemli olan da duyurular ve açıklamalar değil pratikte sergilenecek tavırdır.

(YENİ AKİT)

Etiketler:
Share
312 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...