logo

22 Temmuz 2019

Miçotakis’in çağrısı


Hakan Albayrak
h.albayrak@gmail.com

Yunanistan’ın yeni başbakanı Kiriakos Miçotakis, Doğu Akdeniz’deki gerginlikle ilgili güzel bir açıklama yaptı:

“Öfkeli bir retorikten uzak durarak uluslararası hukuk ve dostane iş birliği yönünde ilerlemek istiyoruz. Cesur adımlar atacağımız ortak bir yaklaşım için Tayyip Erdoğan’a çağrıda bulunuyorum. Bu coğrafyada birlikte yaşıyoruz. Gereksiz gerginlikler ve silahlanma yarışı iki ülkeyi de değerli kaynaklarından mahrum ediyor. Bunlar ülkelerimizin yararına kullanılabilir.”

Amerikalıların böyle durumlarda dediği gibi, “now we’re talking” (“Hah, şimdi doğru dürüst konuşmaya başladık”).

Öfkeli bir retorikten uzak durma vurgusu çok önemli.

Ortak bir yaklaşım vurgusu çok önemli.

Bu coğrafyada birlikte yaşadığımız vurgusu çok önemli.

Gerginlikler yüzünden iki ülkenin de değerli kaynaklardan mahrum kaldığı vurgusu çok önemli.

Bu gerginliklerin gereksiz gerginlikler olduğu vurgusu çok önemli.

Gereksiz gerginliklere son vererek o değerli kaynakları ülkelerimiz yararına kullanabileceğimiz vurgusu çok önemli.

Çok önemli, çok güzel; peki tam olarak ne yapmak lazım şimdi?

“Cesur adımlar” dediğine göre, şimdiye kadar takip edilen siyasetlerin, şimdiye kadar yürünen yolların, şimdiye kadar uygulanan stratejilerin ve taktiklerin ötesinde, sıra dışı, yepyeni bir şey yapmak gerektiğini düşünüyor Miçotakis.

Ne mesela?

Benim -Kıbrıs Rum gazetesi Kathimerini’nin 18 Mart 2018 tarihli sayısında yer alan- teklifim:

İlk iş olarak, Ege Denizi ve Doğu Akdeniz’deki büyün askerî harekeler -semalardaki askerî hareketler dahil- durdurulmalı, bunları kaçınılmaz kılan karşılıklı rızasız doğalgaz arama ve çıkarma faaliyetlerine de ara verilmeli. Ortalık sakinleştirilmeli, gerilimsiz bir ortamda kafalar toparlanmalı, ‘Nereden geliyoruz, nereye gidiyoruz?’ sorusunu herkes kendi kendine sorup salim kafayla cevaplamalı, sonra da güven ve huzur içinde müzakere masasına oturulup hem Türkiye ve Yunanistan’ın hem de Türk’üyle Rum’uyla bütün Kıbrıslıların gözünü aydınlatacak bölgesel bir barış ve refah düzeni kurmak için kafa kafaya verilmeli. (Diyelim ki öyle bir sürece girildi ama bir sonuca varılamadı; ne kaybederiz ki? Hiçbir şey kaybetmez ama her halükarda kazanırız. O süreçte uçmayacak olan savaş uçaklarından tasarruf edeceğimiz milyonlarca dolarlık yakıt parası ceplerimizde kalır hiç olmazsa.)

***

Evet; bence ilk iş ‘kilometreyi sıfırlamak’ olmalı.

Sonra, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Başkanı Mustafa Akıncı’nın Rum mevkidaşı Nikos Anastasiadis’e teklif ettiği gibi, “hidrokarbon konusunun bir çatışma alanı olmaktan çıkarılıp verimli bir iş birliği alanına dönüştürülmesi” için müzakerelere başlanmalı.

“Cesur adımlar atacağımız ortak bir yaklaşım için Tayyip Erdoğan’a çağrıda bulunuyorum” diyen Miçotakis’e -hiç vakit kaybedilmeden, sıcağı sıcağına- “Memnuniyetle” karşılığı verilip yukarıda mezkûr adımların önerilmesi lazım.

Barış, işbirliği, müşterek refah yolunda daha cesur adımlar da düşünülebilir mi?

Olursa, baş göz üstüne.

(KARAR)

Etiketler:
Share
400 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...