logo

12 Temmuz 2019

Cemaatler gizlice fişleniyor mu?


Akif Beki
a.beki@gmail.com

İkinci SETA vakası izlenimi veren skandal bir rapor ulaştı elime. Üzerinde ‘gizli’ ibaresi taşıyor. Cemaat ve tarikatlarla dini yapı ve şahsiyetleri tek tek ele alan, haklarında ayrıntılı bilgi toplayan bir değerlendirme…

SETA’nın ‘uluslararası medyanın uzantıları’ raporundan tek metodolojik farkı, gizlilik içermesi. İstihbarat fişlerinden tek farkı da bilgilerin sadece açık kaynaklardan toplanması. Neden ve Diyanet’in işi mi?

Önsözünde belirtildiği gibi, 15 Temmuz ihanetinden sonra FETÖ’yle mücadelede Diyanet’in rolü de önem kazandı.

Yeni FETÖ’lerin çıkmaması için hurafe ve batıl inançlarla mücadele edilmesi şarttı. Halkı aydınlatma, uyarma ve farkındalık oluşturma görevi, en başta Diyanet’e düşüyordu.

Bu amaçla kapsamlı çalışmalar yaptı Diyanet. Cemaat ve tarikat liderleriyle toplantılar düzenledi, bağımsız vaiz ve ilahiyatçılarla görüştü. Sapkın şarlatanlar, hurafeci inanç bezirganları, dini duyguları sömüren istismarcı hokkabazlarla mücadele için somut tespit ve öneriler geliştirdi.

İlk kez konuya el atmıyor yani. Fakat önceki rapor ve çalışmalar şeffaf yürütüldü, kişilere değil zihniyetlere odaklıydı, kamuoyuna açıklandı. Dini yapıların faaliyetlerinde şeffaflık ve denetim sağlama amacına uygun olan da buydu zaten.

Allah ile aldatan hoca kılıklı sahtekar ve düzenbazlara karşı halkı uyandırma gayesiyle hareket ediyorsanız…Kayıt dışı dini yapılanmalara yasal statü tanıyarak şeffaflık getirme ve kanuni denetim altına alma formüllerini tartışıyor ve savunuyorsanız…Şimdi bu gizlilik niye? Amaca ve iddianıza ters değil mi?

Dini örgütlenmeleri ve faaliyetlerini, sadece yasallık ve amaca uygunluk açısından denetlemekse tabii niyetiniz.

Ama eğer aklınızdan, eliniz değmişken resmi din yorumunuza uygunluk açısından itikat, inanç ve anlayış farklılıklarını da denetlemek geçiyorsa…Hele resmi görüşünüze aykırı yorumları sınıflandırmak, ‘sakıncalı’ bulunanları belirlemek ve polisiye tedbirlerle tasfiye yolları aramaksa başka. O zaman değişir, bulguları gizlice raporlama nedeniniz bir anlama kavuşur.

Fakat bu düpedüz cemaat, tarikat ve ilahiyatçıları fişlemeye girmez mi?

Fakat bu, Diyanet’i dini yorumlama hakkının tek yetkilisi, birey ve grupların itikatta sicil ve zaptiye amiri gibi konumlandırmaz mı? Kutsal üzerinde devlet gücüyle ‘doğruluk’ tekeli kurmaya, inanç ve itikat özgürlüğünü kolluk zoruyla baskı altına almaya varmaz mı?

Öyleyse…FETÖ ve benzerleriyle mücadelede Diyanet’ten beklenen katkı bu değildi. Bilerek, kötüye kullanma pahasına fırsatçılıktan kaynaklanmıyorsa eğer, bilinçsiz bir işgüzarlıktır. O da görev yanlış anlaşılmış ya da epey karıştırılmış demektir.

“Devlet karar verdi, milli ve yerli cemaatlere dokunulmayacak ama gayri milliler temizlenecek, mis gibi olacak” çığırtkanlıkları, Diyanet’i yanıltmıyordur umarım.

Din tüccarlarına karşı fikren, istismar zeminini ellerinden almak için mücadele yürütmek ayrı. Kanunen suç sayılan bir fiile bulaşmadıkça dini yapılara tasfiye operasyonu için şartları hazırlamak apayrı şeyler.

İster cemaat ve tarikatlara müdahale ister neşter vurmak deyin, ‘milli güvenliğe tehdit oluşturuyorlar’ gibi afaki gerekçelerle meşrulaştırılamaz. Suçla mücadele kılıfına sokularak fişlemeye konu yapılamaz. Gizem ve gizlilik örtüsü altına saklanamaz.

Devlete, dini hayatı kendine göre şekillendirme, uygun görmediklerini tasfiye hakkı tanınamaz.

Zararlı, gerici ve irticai hareketlerle, iç tehdit ve düşmanla savaş tanımlarına dayanan ‘istihbarat devleti’ kafasını AK Parti değiştirmişti.

Kırmızı Kitap’larla, gizli anayasalarla toplumu yönetmeye geri dönülmeyecekse, yol yakınken bu sakatlıktan dönülsün.

(KARAR)

Etiketler:
Share
357 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...