logo

14 Haziran 2019

* Biz bu oyunu gördük ve meydan okuyoruz! * Çok kirli bir oyun kuruluyor. Bu bir Türkiye savunması, bir Anadolu savunmasıdır.. * Cumhurbaşkanı daha ne desin! Bir tehdit başka nasıl açıklanır?


İbrahim Karagül
i.karagul@gmail.com

“İran sınırından Akdeniz’e bir harita çalışılıyor, bedeli ne olursa olsun müdahale etmeliyiz. Bu bir Anadolu savunmasıdır” derken bugünleri anlatmaya çalışıyorduk.

Bu yüzden; Fırat Kalkanı ve Afrin müdahalesi, Kıbrıs harekâtından sonraki en ciddi jeopolitik hamledir. Koridor’un Akdeniz kapısı kapanmıştır. “Pençe” harekâtı ve daha önceki operasyonlarla koridorun Doğu kapısı kapatılmıştır.

BU BİR TÜRKİYE SAVUNMASI, BİR ANADOLU SAVUNMASIDIR.

Şimdi; ABD ve İsrail’in, S. Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’yle (BAE) koridorun merkezinde yürüttüğü yığınağın, kurulan cephenin, Türkiye’ye saldırı mevzilerinin etkisiz hale getirilmesi, ülkemiz ve geleceğimiz için, coğrafyaya yönelen yeni harita taslaklarını boşa çıkarmak için, bir zorunluluktur. Bu bir Türkiye savunması, bir Anadolu savunmasıdır.

Yüz yıl sonra, Türkiye’yi de içine alan yeni haritalar çiziliyor. Ülkelerin üçe, dörde bölünmesi senaryoları uygulanıyor. 15 Temmuz’da İstanbul ve Marmara’yı ayırmaya çalışanlarla, kırk yıldır PKK üzerinden Güneydoğu’yu koparmaya çalışanlarla, Suriye ve Irak’ı parçalayıp Türkiye cephesini açmaya çalışanlar aynı güçler, aynı akıl, aynı irade..

Yüz yıl önce Kanal’da, Yemen’de, Filistin’de, Suriye-Lübnan hattında verdiğimiz mücadele ile bugünkü mücadele aynıdır.

ÇEVRELENEN TÜRKİYE’DİR! DİRENCİMİZİ İÇERİDEN KIRMAYA ÇALIŞIYORLAR..

Bugün Doğu Akdeniz’e yığınak yapanların, KKTC’yi çepeçevre kuşatmaya alanların, Türkiye’yi Akdeniz ve Ege’den köşeye sıkıştırmak isteyenlerin, S400 almayı engelleyip ülkeyi havada savunmasız bırakmak isteyenlerin, bunu başaramayınca yaptırım kararları alanların, Türkiye’nin dik duruşunu kırmak için içeride vesayete onay verecek muhalefet organize edenlerin saldırılarıyla yüz yıl önceki saldırılar aynıdır.

1974 Kıbrıs harekâtının ülkemizi ve coğrafyamızı savunmadaki hikmeti bugün çok daha iyi açığa çıktı. Ve şimdi, yine Kıbrıs etrafında yığınak yapıyorlar. Sadece KKTC değil, Güney’den ve Batı’dan tamamen çevrelenen Türkiye’dir. Çevremizden ve içeriden direnci kırılmak istenen Türkiye’dir. Bu AK Parti meselesi değildir. Bu, muhalefet meselesi değildir. Bu, bir milletin yüzlerce yıllık direnişinin devamıdır, yeni aşamasıdır.

BİZ BİR ŞEY YAPMADIK. ONLAR BİZE SALDIRIYOR. NEDEN, ONLARA SORUN

ABD neden Türkiye’ye saldırır. AB ülkeleri neden aynı yolda gider. S. Arabistan ve BAE onların tetikçisi olarak neden bize karşı bütün düşmanları fonlar?

Neden Bulgaristan, Yunanistan, Romanya’ya asker yerleştirilir? Neden Ege adaları füze rampalarıyla donatılır. Neden Suriye’nin kuzeyi Türkiye ile savaş cephesi olarak hazırlanır?

Neden bütün bölge ülkeleri ve Batılı ülkeler Doğu Akdeniz’e yerleşir? Neden Türkiye yalnız bırakılmak istenir?

Neden?

Bizim yanlışlarımızdan değil bunların hiçbiri. Onların arsızlıklarından, saldırganlıklarından, açgözlülüklerinden. Kimse içeride bahane aramasın. Asıl tehdide, düşmana yönelsin, ona baksın!

ÇOK KİRLİ, ÇOK TEHLİKELİ BİR OYUN TEZGAHLANIYOR

Hiç mi tarihi hafızamız yok? Hiç mi coğrafya bilgimiz yok? Hiç mi küresel ölçekte güç kaymalarını ve çatışmaları izlemiyoruz? Hadi bunlar yok diyelim. Sadece son bir yılda, Doğu Akdeniz’de, Suriye’nin kuzeyinde, Ege’de ve Balkanlar’daki askeri hareketlilik de mi bize bir şey anlatmıyor?

Dün, Basra Körfezi çevresinde, Umman Denizi’nde olanlara bakın. Petrol tankerleri torpidolarla vuruluyor artık. Gemiler batıyor, ülkeler savaşa hazırlanıyor, çok kirli, çok tehlikeli bir oyun oynanıyor. Her saldırı ABD’den İsrail’e, Rusya’dan Çin’e, BAE’den AB’ye ve Japonya’ya kadar bütün ülkeleri ilgilendirecek ölçekte.

OLAĞANÜSTÜ SAVUNMA HAZIRLIĞI ŞART! BÜTÜN KÖRFEZLER, DENİZLER YANACAK..

S. Arabistan ve BAE ile İran’ı kapıştırmak, yeni bölgesel savaş çıkartmak için ellerinden gelen tertibi yapıyorlar. Böyle bir savaşta coğrafyamız mahvolurken, şehirlerimiz harabeye dönerken ABD, İsrail ve Batılı oyun kurucular, hem keyifle izleyecekler hem de bütün bölgeyi daha da talan edecekler.

Her an, bölgemizin bütün körfezlerini, bütün denizlerini alevler saracak şekilde bombalar patlayabilir. Tam böyle bir dönemde, Türkiye’mizin olağanüstü savunma hazırlıklarından, milli dayanışmasından, kitlesel kenetlenmeden başka hiçbir yolu yok. İçeride kurdukları muhalefet cephesinin zihin karartmalarıyla uğraşacak vaktimiz yok.

HER ÜLKE, HER DEVLET, HER DOSYA, HER TÜRLÜ HESAPLAŞMA MASADA. “TÜRKİYE EKSENİ” ÜSTÜNDE HİÇBİR SİYASİ KİMLİK YOKTUR.

Yüzlerce yıllık hesaplar görülüyor. Her ülke, her devlet, her dosya, her türlü hesaplaşma yöntemi masada. Hal böyle iken, bu ülkenin gündelik şeylerle oyalanacak vakti yok. Bu kadar olağanüstü gelişmeler varken, önüne bakacak, dedikodularla, kaprislerle oyalanacak lüksü yok.

Kim, Türkiye’yi bunlara mahkum ediyorsa, bir karartma uyguluyor demektir. İşte o noktada o çevreler üzerine dikkatle durmak gerekir. Özellikle bugünlerde içerideki ortaklıklara, dayanışmalara, çıkışlara dikkatle bakmak gerekir.

Hiçbir şey, Türkiye’den üstün değildir. Hiçbir siyasi hesap bu topraklardan önemli değildir. “Türkiye Ekseni”nin üstünde hiçbir siyasi kimlik yoktur.

CUMHURBAŞKANI DAHA NE DESİN! BİR TEHDİT BAŞKA NASIL AÇIKLANIR?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önceki akşam söylediği cümleler, Türkiye ve bölgemizin bugünü ve geleceği açısından olağanüstü güçlü cümlelerdi. Bir Devlet Başkanı, tehlikeyi daha nasıl anlatabilir? Bir ülkenin duruşunu daha nasıl anlatabilir? Bu sözleri kim hangi amaçla etkisizleştirmeye çalışır? Kim işin ciddiyetini gözden uzak tutmaya çalışır?

S400’lerin ülke savunması için önemi, pazarlık meselesi olmadığı, ABD’nin düşmanca tutumları, Fırat’ın Doğu’sundaki tehlike, KKKTC etrafındaki durum, Türkiye mücadelesinin ne olduğu ve daha birçok konuda, en net cümleleri kurdu. Bunlar, bu ülkenin kaderi ile, geçmişi ve geleceği ile ilgili sözlerdi. Durum, başka nasıl anlatılabilir?

BİR COĞRAFYA MÜCADELESİ, BİR ANADOLU MÜCADELESİ, BİR İSTANBUL MÜCADELESİ BU.

Acımasız bir mücadele dönemindeyiz. Bir coğrafya mücadelesi, bir Anadolu mücadelesi, bir İstanbul mücadelesi veriyoruz. Bugün için, içeride ve dışarıda hiçbir şey bundan ciddi değildir.

Ülkemizin bütün direnç adaları harekete geçirilmeli. ABD’den NATO’ya ve bölge ülkelerine kadar kolektif bir saldırı altındayız. Bir çokuluslu konsensüs söz konusu ve müdahalenin yer ve yöntemini denemeye çalışıyor. Biz cephelerimizi hazırlayalım, mevzilerimizi güçlendirelim, dayanışmamızı artıralım, içerideki küçük oyuncuları etkisizleştirelim.

BİZ BU OYUNU GÖRDÜK VE MEYDAN OKUYORUZ!

Bu ülkenin coğrafya inşa eden, tarih yapan iradesinin nasıl oyun bozucu gücü olduğu zaten kendiliğinden ortaya çıkacaktır. Türkiye’nin sadece Türkiye olmadığını bütün dünya görecektir.

Tehditle ilgili olan da, savunma ile ilgili olan da hamaset değildir. Dünyadaki güç kaymalarına bakın, hesaplaşmanın büyüklüğüne bakın, Türkiye’nin gücünü hakkaniyete uygun değerlendirin.

Sakın ola ki, direncinizi, umudunuzu kırmaya çalışanlara kulak asmayın.

Biz bu oyunu gördük ve meydan okuyoruz!

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler:
Share
428 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...