logo

Cari açık sıfırlanırken, haçlı uşakları özür diler mi?


Ali İhsan Karahasanoğlu
a.karahasanoglu@gmail.com

“Patlıcan, biber” diyorlardı..

“Soğan, patates” diyorlardı..

Kanatlı hayvan üreticileri iflas etmişti.. İflas etmeyenler de, konkordato ilan etmişti..

2018 yılının Ekim aynıda verdikleri habere göre, bir aylık yumurta stoku kalmıştı..

Bir ay sonra, yani 2018 Kasım’ında, bilemediniz Aralık’ında.. Artık piyasada yumurta bulmak mümkün olmayacaktı..

Her evde tüketilen, zorunlu beslenme ürünlerinin başında gelen yumurta, tarih olacaktı..

Döviz başını almış gidiyor, 31 Mart seçimleri hemen öncesinde veya sonrasında, dolar 10 TL’yi aşacaktı..

Siyasi iktidar sürekli yalanlasa da.. 31 Mart’ın hemen ertesi günü, IMF’nin kapısı çalınacaktı..

Ahancacık işte şuracığa yazıyordu, ekonomi profesörleri..

1 Nisan sabahında, IMF ile yapılan anlaşma deklare edilecekti..

Cari açık tablosunu, artık sürdürme imkanı yoktu..

15 yıldır hazır para yeme alışkanlığı, gelmiş duvara toslamıştı.. Gavurun parası ile kalkınma, her daim devam edemezdi..

Her gün “Bittik, bitiyoruz” ile geçirdik günlerimizi..

Artık sokaktaki vatandaş bile ezbere konuşuyor: “Bu ne ya, domatesi bile ithal ediyoruz. İthal edemesek, domates bile yiyemeyeceğiz.”

Bugün itibari ile, geldik mi 12 Haziran 2019’a..

Bu tartışmaların başlamasının üzerinden, nerede ise bir yıl geçti..

Geldiğimiz gün itibari ile..

Bu kadar yalana, bu kadar iftiraya rağmen, iddialı şekilde söylenenlerin hangisi gerçekleşti?

Beyaz et üreticilerinin iflası mı doğru çıktı?

Yumurta bulamayacağımız mı?

Bu vesile ile öğrendik..

Yumurta üreticileri, aslında yoğun şekilde ihracat yapıyorlarmış.

Bu bilgiyi alan uyanıklar, üreticilere ihracat tatlı geldiği için. Tüm üretimleri ihracata yönlendirecekleri varsayımı ile.. Bize önceden “Yumurta bulamayacaksınız, 1 aylık stok kaldı” müjdesi(!) vermişler..

Ama..

Irak’a yapılan ihracatta, bazı sorunlar çıkınca..

Şimdi iç piyasada, yumurta fiyatları yarı yarıya inivermiş..

Yanlış okumuyorsunuz..

Cumhuriyet’in, Sözcü’nün, 6 ay önce yaptığı haberlerde iddia ettikleri, “Bir ay içinde yumurta stokları sona erecek” mavalları boş çıktığı gibi..

Yumurta fiyatları bir de..

Yarı oranında ucuzladı..

Patlıcan, biber?

“Ucuzladı” demeyelim..

Şişkin fiyatı normale döndü..

Patates ve soğan, hakeza..

Hemen her gün, manşetlerden yapılan algıların tamamı, boşa çıktı..

“Bu bir operasyon” dediğimizde söylediklerimiz, büyük oranda doğru çıktı..

Operasyonu çektiler..

Başaramadılar..

Son ümit olarak, 31 Mart seçimlerinde % 40’lara indirmeyi hedefledikleri AK Parti-MHP ittifakının, çöküş sahnesini izlemeye hazırlanırlarken..

Ertesi günü IMF ile uyanıp, 10 TL’lik dolar ile son vuruşu yapmayı düşlerlerken..

Ne IMF’nin geldiğini..

Ne de doların yeniden yükselişle, 7’lere, 8’lere tırmandığını gördük..

Bu kadar çok iç düşmanımıza rağmen..

Bu kadar dış düşmana rağmen..

Söylenilenlerin büyük kısmı gerçekleşmedi..

Dönemsel olarak gerçekleştirebildikleri de, uzun vadede normaline döndü..

Şimdi artık..

Bir sene önce tepemizde boza pişirenlerin..

“Yapısal reform şart azizim.. Boşver dış güçleri falan.. Senin ithalatın ne, ihracatın ne? Bu cari açık ile, neyin iddiasında bulunuyorsun? Üretimin bu halde iken, ihracatını nasıl artıracaksın? Yeni yeni fabrikalar açmadan, ithalatı nasıl azaltacaksın? Sonunda da cari açığı nasıl kapatacaksın? Cari açığı kapatamayınca, aradaki farkın sana, dövizde fiyat yükselişi olarak dönmesini nasıl önleyeceksin? Zor azizim zor.. İyi günler bitti.. Bundan sonra, her gelen rakam, daha kötüyü.. Daha kötüyü.. Daha kötüyü verecek.. Enflasyon daha kötü, daha kötü, daha kötü olacak” diyenlerin..

Şimdi yüzlerinde küçücük bir utanma izi görebiliyor musunuz?

“Milyarlarca dolarlık cari açık olan bir ülkede, mümkün değil döviz fiyatlarının durmayacağını.. Enflasyonun düşmeyeceğini, üretim ile ilgili hiçbir adım atılmadığı için de, bu verilerin daha iyiye kesinlikle gitmeyeceğini” iddia edenler..

Şimdi cari açığın nerede ise sıfırlanmaya doğru gittiği.. Döviz fiyatlarının küçük küçük kafa kaldırmalar sonrasında, yeniden durgunlaştığını, enflasyonun 24’lerden 18’lere indiği ve inme seyrinin devam ettiği.. Nüfus artışı ile birlikte değerlendirdiğinizde, üretimin arttığını..

Domates ihracatının, meyve sebze ihracatının rekor üstüne rekor kırdığı son dönemde yaşanılanları malum “her şeyden şikayetçi olanlar” nasıl yorumluyorlar?

“Azizim.. Dolar fiyatı yükseldikten sonra.. TL değeri ucuzladıktan sonra. Tabii ki ihracat artar. Bunda şaşılacak ne var?”

Hani şöyle olsa..

İhracatımız dolar cinsinden değil de..

TL cinsinden artar..

Biz de deriz ki..

Ürün ve miktar bazında aynı ihracatı yapsanız bile..

Döviz cinsinden satış yaptığınız için..

Onu TL’ye çevirdiğinizde..

İhracatınız artmış olur..

Ama ihracatımız, döviz cinsinden artıyor..

Hem de..

Hammaddelerin de bulunduğu ithalatın azaldığı bir dönemde, ihracat artıyor..

Yani..

Dün de ihracatımız 10 ton domatesti..

Bugün de 10 ton domates.

Ama döviz değerindeki değişiklik sebebi ile, ihracatımız artmış olmuyor..

Hem ürün çeşitliliği artıyor. Hem miktar artıyor..

Zorunlu olarak da, yurda giren döviz artıyor..

Aynı zaman diliminde, bir de ithalat azalınca..

“Cari açık” iniyor..

Yerli görünüp, Amerikancılık yapanları da.. Hafakanlar basıyor..

Solcu görünüp, Batılı kapitalistlerin değirmenine su taşıyanları da bir telaş alıyor..

“Dolar için ‘10 TL olacak’ dedik.. Tutturamadık” diyorlar.

“31 Mart’ın ertesi günü için, ‘IMF ile anlaşma yapılacak’ dedik.. Tutturamadık” diyorlar..

“Yumurta stokları için ‘Bir aylık kaldı’ dedik. 6 ay geçti.. Ne yumurtanın kendisinde sıkıntı var. Ne de fiyatında.. Tam aksine, fiyatları yarıya indi, yine tutturamadık” diyorlar..

Ama şu andan sonra da olsa, “Biz bu millete ihanet ettik. Amerikancılık yaptık. Haçlı uşaklığı yaptık. Özür dileriz” demiyorlar.. Diyemiyorlar!

(YENİ AKİT)

Etiketler:
Share
359 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...